Olivia'nın anlatımı
"Sorun etmiyor değil mi?" diye sordu Marlene. Afallamışçasına suratına baktım. Marlene başını iki yana salladı. "Bazen cidden aptal olduğunu düşünüyorum. Regulus diyorum, bizimle oturmanı sorun etmiyor değil mi?"Haa.
"Etmiyor, sosyalleştiğimi söylüyor."
Sorun şu ki, Regulus artık bir ölüm yiyen'di. Görevleri, okulu, arkadaşları ve Dumbledore'un büyük destekçilerinden olan ağabeyi vardı. Olivia yemek de onla mı, değil mi? Buna takılmıyordu. Zaten hızla yemeğini bitirip başka bir göreve gidiyordu.Ona kızgındım, çok fazla. Saçma davranıyordu. Aptal bir savaş için aptalca ölecekti. Onu kimse kurtaramayacaktı. Mezarında kardeşiyle oynaştığım için ağlarken Walburga ve annemlerden kaçacaktım. Hayatım alt üst olacaktı.
İki kardeşin düşman taraflarda olup birbirlerini sevmeleri berbat bir durumdu. Savaş olması berbattı. Bu durum berbattı. Sirius her gün beni göklere uçuruyordu ve ben en iyi arkadaşımla bunları konuşamıyordum.Regulus ortadan sık kaybolmaya başlayınca ve Sirius ile takılmak kolaylaşınca kızlarla samimi olmuştum. Lily, Dorcas, Marlene ve Mary. Hepsi çok zeki ve iyi kalpli insanlardı. Dorcas ve Marlene flört ediyordu ama sorunca asla kabul etmiyorlardı. Mary, Remus'tan hoşlanıyordu ama reddediyordu. Lily, James'e olan aşkından ölüyordu ve sürekli bunu duyuyorduk. Bense genelde dinliyordum, Sirius'u anlatmayı sevmiyordum, kısmen. Bana özel kalsın istiyordum.
"Livia! Daldın gittin yine." Lily'nin sesiyle kendime geldim. "Ah, şey KSKS ödevini düşünüyordum." Mary tek kaşını kaldırdı. "En iyi olduğun ders." Ağzımı açacak gibi oldum ama Dorcas konuşmama izin vermedi. "Çok dalgınsın bu aralar. Sirius ile ilgili bir sorun yok değil mi?" Bir anda hepsi bana döndü. Mary ve Marlene 'Olabilir mi?' gibisinden bakışırken Lily elimi tuttu ve Dorcas'a baktı. "Doğru söylüyorsun." bana döndü. "Dökül hemen."Başlıyoruz.
"Savaş, çok korkunç. Regulus'tan sakladığımız sır, Sirius ile zıt taraflara düşecekleri gerçeği. Mezun olacağız. Burdan ayrılmamız gerecek. Bunları düşünüyorum. Öleceğim yakında." Kızlar acır gözlerle bana baktı. "Zavallım." dedi Lily ve bana sarıldı. O bana sarılınca diğerleri de katıldı. "Boğuluyorum!" Güldüler. Tanrıya şükür konu dağılacak. "Livia, umarım yalnız olmadığının farkındasındır. Sirius'a veya Regulus'a ya da diğer Çapulculara. Daha doğrusu kimseye bir şey olmayacak." sıkıntıyla nefes verdim.
Evet, tamam diğer binaların çoğusu bu savaştan sağ çıkacaktı. Peki ya benim bina arkadaşlarım? Rabastan, Andromeda, Betty, Regulus, Lucius, Bella,Barty,Narcissa? Onlara ne olacaktı? Bana ne olacaktı? Şu okulda dışlanmadığımız bir dakika bile yoktu. Ölsek üzülen olur muydu? Büyük ihtimalle hayır. Biraz kendi binam ile vakit geçirmeliydim sanırım.
Dersler bitince ortak salona indim.
"Hey!" diye onlara seslendim. Merakla bana baktılar.
"Selam Olivia."
"Bir şey mi oldu?"
"Haber mi var?"
Sorular havada uçuşurken onlara baktım. Gözlerim mi dolmuştu? Korkuyla bana baktılar. "Neler oluyor Livia?" diye sordu Narcissa. Burnumu çektim.
"Yakında mezun olacağız. Dışarıda iğrenç bir savaş var. Evet tamam siz destekliyorsunuz bir şey demiyorum. Ama her an birimize bir şey olabilir. Bu hepimizin son defa beraber olduğu an olabilir. Demek istediğim, 6 senedir harika şeyler yaşadık. Bana aile oldunuz. Sizi seviyorum çocuklar."
Size garip gelecek ama Slytherinlerin de bir kalbi var. Hemen bana sarıldılar. "Bize bir şey olmayacak Olivia. Hepimiz iyi olacağız." dedi Rabastan. Ona gülümsedim. Bu garip duygusal anın ortasında herkes bir şeylerin farkına varmış olmalıydı ki hayatımın en güzel gecelerinden birini geçirdim. Mutfaktan yemek alıp sohbet ederek sabahladık. Geçmiş anılarımızı konuştuk.
"Şu ağlatan şekerler en kötüsüydü. Gözlerim bir hafta ıslak ve sarı kalmıştı!" dedi Lucius. Barty güldü. "Hayır en kötüsü Gryffindor salonuna tezek bombası attıktan sonra yaptığımız temizlikti." Regulus yüzünü ekşitti. Sonra da güldü. "Sirius'a gelmişti!" Rabastan da ona eşlik etti. "Yarınki maç için hazır mısınız?" diye sordu Regulus. Takım kaptanı olarak sorumluluğunu yerine getiriyordu. "Gryffindor'un kazanmasına izin veremezsiniz." dedi Bellatrix çemkirerek. Zaten ne zaman çemkirmeden konuşmayı başarabilmişti ki? "Merak etme sevgili kuzenim, halledeceğiz." Tabi, Sirius ve James sizi yerle bir etmezse. "Ben hava almaya çıkıyorum." diyip salondan çıktım çünkü Sirius ile buluşma vaktim gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfiction! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...