"Ne?" diye sordu James. Zemin ayağının altından kayıyor gibi hissediyordu. Başı döndüğü için en yakın koltuğa düşercesine oturdu. Elleriyle yüzünü kapadı. Sakinleşmeliydi, sakin olmak zorundaydı.
"James oğlum-" diyerek ona yaklaştı Mcgonagall. "Dokunmayın!" hışımla kendini çekti.
Korkuyordu, çok fazla hem de. Ödü kopuyordu. Yeni bir ailesi olmuştu. Şimdi öldürülme ihtimalleri mi vardı? Tanrı bu kadar pislik miydi? Bunu hak edecek ne yapmışlardı? Tamam masum bir kul değildi elbet ancak bebek Harry'nin suçu neydi? Ufacık bir çocuk ölümle cezalandırılmayı hak etmiyordu, boş yere hem de.
"James, birini sır tutucu yapacaksınız. Sizin yerinizi sadece o bilecek. Biz hortkulukları bitirene kadar saklanacaksınız. Lily ve Harry bizim için de kıymetli. Duyduğumuzda biz de çok üzüldük." dedi Dumbledore sakince. Biri bu adamın duygularını düğmesi varmış gibi kapamıştı sanki. Her şeye bu kadar soğuk kalması normal değildi.
"Onları kaybedemem." dedi James gözleri dolarken. Regulus'un haklı çıkmasından nefret etti. Durumdan, büyücü olmaktan, Voldemort'tan ve ölüm yiyenlerden nefret etti, her zamankinden çok. Keşke muggle olsaydık.
Mcgonagall oğluna sarıldı ve saçlarını okşadı. "Onları kaybetmeyeceksin James. Asla izin vermem."
James konuşmadı, sadece annesinin kollarında sakinleşmeye çalıştı.
Eve döndüğünde de gergindi. Yüzü bembeyazdı ve oldukça durgundu. James Potter'ı sima olarak tanıyanlar bile bir şeylerin yolunda olmadığını anlayabilirdi.
Lily mutfaktayken, Sirius ve Olivia Harry ile ilgileniyordu. James bir süre uzaktan onlara baktı. Sirius vaftiz oğlunu en az James kadar seviyordu. Aynı şekilde Olivia da. Eğer kendisi ve Lily'ye bir şey olsaydı, düşünmeden çocuğunu onlara verirdi. Böyle bir şey olmaması için dua etti.
"Hoşgeldin Jamie." dedi Sirius dostuna sarılırken. "Sorun ne?" diye fısıldadı kızların duymaması için. James sorunlarını söyleme konusunda pek de rahat değildi. Her zaman böyleydi. Gruba terapistlik yapar, kendi dertlerini içinde büyütür sonunda patlardı.
"Çok boktan bir şey oldu."
Bugün o çekindiği, anlatamadığı günlerden değildi. Çünkü James Potter, daha önce hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.
"Lily Çiçeğim, önemli bir durum var gelebilir misin?" Lily gerildiğini belli eden yüz ifadesiyle kocasına yaklaştı. "Her şey yolunda değil mi?" diye sordu telaşla, kumral cadının kucağındaki bebeğine bakarken. Harry'nin tatlı sesleri bile ortamı yumuşatamıyordu. James konuşmadı. Karısının zambak kokulu saçlarını öpüp huzur bulmaya çalıştı.
"Bugün Dumbledore kehanet için çağırdı." diye söze başladı karısının elleriyle oynarken. Derin nefes aldı ve tane tane anlatmaya başladı. "Voldemort birkaç ailenin bebeğinden şüpheleniyormuş. Aralarında bizim bebeğimiz de var."
Lily nefes alamadığını hissetti. Kucağındaki bebeğe baktı. Çok masumdu Harry. Ölmeyi hak etmiyordu, diğer tüm bebekler gibi yaşamalıydı.
"Bizi saklayacağını söyledi. Her şey bitene kadar. Sır tutucumuz olacakmış, sadece yerimizi o bilecekmiş." suratındaki korkusu belli olan oğlana baktı. "Sirius, henüz düşünmedim ama bir sır tutucumuz olacaksa bunun senin olmanı isterim." dedi bıkkınca ona bakarken. Sirius kızarmış gözleriyle dostuna sarıldı.
James'e veya Lily'ye veya Harry'ye hiçbir şey olamazdı. Olmamalıydı. Sirius öyle bir durumda ne yapacağını bilemezdi. Remus ne yapardı? Ya Peter? Bu durumu kendisi ve Olivia üzerinden düşünmeye çalıştı. Düğümlenen boğazı bunun iyi bir fikir olmadığının göstergesiydi. Ne yapabilirdi böyle bir durumda? Herhalde hiçbir şey. Asıl sorun da buydu. Hiçbir şey yapamazdı. James de yapamıyordu.
"James sizin için ölürüm. Sır tutucu olmak bir problem değil." dedi zorlukla.
Olivia ise karşısındaki Lily ve Harry'ye bakıyordu. "Bu berbat! Doğruluğu kesin olmayan bir şey için size hiçbir şey yapamaz! Yapmamalı!" dedi Olivia göz yaşlarının arasından. Sirius eşinin önüne çömdü. Göz yaşlarını elleriyle sildi. "Onlara hiçbir şey olmayacak güzelim. Bana güven. Siz de bana güvenin. Size hiçbir şey olmayacak." dedi korku ve kendinden eminlik arasındaki ince çizgide.
"Bu kadar acımasız olamaz, değil mi?" diye sordu Peter. Remus ve kendisi gelen patronus ile haberi öğrenip hızla yanlarına gelmişti.
"Orospu çocuğu Voldemort'tan ne beklersin Kuyruk? Buna engel olacağız çocuklar. En kısa zamanda hortkulukları halledip sizi kurtaracağız." dedi Remus kucağındaki Harry ile oynarken.
"Bir bebeği öldürmeyi nasıl düşünebiliyor? Hiçbir canlı bu kadar pislik olamaz sanıyordum." diye söylendi Peter.
"Uh, bir şey aklıma geldi."
Bakışlar kumral büyücüye döndü.
"Voldemort sır tutucunuzun Sirius olduğunu kolaylıkla tahmin edebilir. Sirius'u yem gibi ortaya atmış oluruz."
Bir süre sessizlik oldu çünkü hepsi bunun gerçek olabileceğini biliyordu. Biraz sonra Peter konuştu.
"Ben... olabilirim yani eğer tamam derseniz. Biliyorsunuz ki size göre biraz daha korkaktım her zaman." üç oğlan ağzını açacak gibi oldu ancak onları susturdu. "Sorun yok çocuklar. Amacım size kendimi acındırmak değil. Sadece, bence benim bu sorumluluğa girebileceğimi düşünmezler."
Kızlar birbirine bakıp meşhur telekenezi ile yaptıkları konuşmalarından yaptılar.
"Ne diyorsun?" diye sordu Lily. "Mantıklı gibi. Yani Sirius'un olmasından daha mantıklı." Kızıl cadı beklediği cevap karşısında biraz da olsun gülümsedi. "Sence Sirius ve James de böyle iletişim kurabiliyor mudur?" diye sordu kumral olan. "Ne konuşuyorsunuz?" kızlar kaşlarını çattı. "Sirius aşkım, siktirip gider misin?" oğlan dudaklarını büzdü. "Beni kovman hiç hoşuma gitmedi." James onlara baktı. "Konuşmayı kesin. Düşünmeye çalışıyorum." Sirius gülümsedi. "Hoşgeldin dostum."
"Sizi aptallar! Susun artık." dedi Remus. Hepsi ona baktı. "Birinini sizi susturması lazımdı. Herneyse, bence Pete bu işi halledebilir."
James karısına baktı. Aldığı onayla Peter'a döndü. "Tamam o zaman. Sır tutucumuz sen olacaksın. Ne kadar teşekkür etsek az Kuyruk." dedi ve ona sarıldı. Peter da kollarını ona doladı. "Her zaman Çatalak."
___________________________________Bu bölümün pek bir olayı yoktu ama olaylar biraz geriliyor gibi. Final biraz daha uzayabilir.
+ Olarak duyurumsu bir şeyim var. Bu hafta MUN için okuldaki arkadaşlarımla Antalya'ya gidiyoruz. Yoğun bir programımız var. Bölümler biraz gecikebilir. Yine yazmaya çalışacağım ama akşam etkinlikleri, sabahki toplantılar, bavul hazırlığı vs. derken yetişir mi bilmiyorum.
Sizi seviyorum!!
Kahramanımız Peter Pettigrew!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfiction! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...