"Sürpriz neydi?" diye sordu Olivia eliyle Sirius'un göğsünde yuvarlaklar çizerken. "Ah! Evet sürpriz." oğlan hızla ayaklandı ve Olivia'nın önüne dikildi.
"Romantik bir şeyler denediğine eminim ama üstünde This place is just for my girl yazan bir boxerla ciddiye almak zor." dedi kıkırdayarak. Sirius gözlerini devirdi ve yerdeki cüppesinin cebinden bir kutu çıkardı. Olivia'nın gözleri kocaman oldu. "Sirius bana evlenme teklif etmeyeceksin, değil mi?" diye sordu oğlanı kırmamaya çalışarak. Sirius onun bu haline güldü. "Hayır canım, daha vakti var onun." Olivia şimdi olmasa da bir gün Sirius'un eşi olma düşüncesinin verdiği sevinçle oğlana baktı.Sirius gülümseyerek kızın ellerini kavradı ve önünde diz çöktü. "Öncelikle, bu yeşil sütyenini çok seviyorum." Olivia utançla sırıttı. "Seni çok seviyorum Olivia. Biliyorum bunu çok söylüyorum. Tek istediğim seni gerçekten çok sevdiğimi bilmen. Bu zamana kadar kimseyi gerçekten sevebileceğimi düşünmemiştim, sonra sen hayatıma girip her şeyi değiştirdin. Bu sıralar karanlıkta olduğunu biliyorum. Işığın olmama izin ver. Senin karanlıktan ne kadar korktuğunu biliyorum. En sevdiğin çiçeğin Lotus olduğunu da biliyorum. Ben yokken seni karanlıktan koruyacak bir şey almak istedim."
Olivia'nın gülüşünü saklayamadığı korkuları böldü. "Sen yokken mi?" diye sordu hafif titreyen sesiyle. Sirius ona şefkatle baktı. Ellerini yanaklarına koydu ve elmacık kemiğini okşadı. "Livia, inan bana nefes aldığım her an seninle olacağım. Ama bazı gerçekleri unutmamamız gerekiyor. Büyük bir savaş kapıda. Herkes gibi benim de ölme ihtimalim var." Olivia oğlanın boynunu tuttu. "Benim de ölme ihtimalim var Sirius. Biliyorsun, değil mi?" Sirius bakışlarını kaçırdı, bu asla düşünmek istemediği bir olasılıktı."Herneyse. Sana Lotus ve ışığın karışımını aldım." kolyeyi kutudan çıkarırken konuşmaya devam etti, "Özellikle kolye aldım ki bir an bile yanından ayrılması gerekmesin." ışıldayan maviler dolu dolu kendi grileriyle buluştu. "İzninle." kızın saçlarını kaldırdı ve kolyeyi beyaz tenine taktı. Sırtına bir öpücük kondurdu. Olivia hızla Sirius'a sarıldı. "Seni çok seviyorum Sirius. Tüm benliğimle." Sirius ona kocaman gülümsedi ve kızın öpüşmekten kızarmış olan dudaklarını bir kez daha öptü.
...
"Ah lütfen beni o partiye gitmeye zorlama!" dedi Sirius yalvarırcasına. "Hadi ama Sirius o partiye kavalyesiz gidemem." oğlan gözlerini devirdi. "Gitme o zaman güzelim." Olivia omuzlarını silkti ve parşömenine geri döndü. "Hey." başını diğer yöne çevirip oğlana bakmamaya özen gösterdi. Sirius oflayarak kızın belini sardı ve boynuna bir öpücük kondurdu. "Sen kazandın." Olivia zaferle sırıttı.
"Jameslerle dışarı çıkacağız yarım saate, sorun yok değil mi?" Olivia onaylarcasına mırıldanırken masadaki kitapları topluyordu. "Regulus ile olacağım ben, Rabastan benle konuşmak istiyormuş-" ancak sözü yarıda kesildi. "Rabastan? Lestrange? Şu seni dışlayan Slytherinlerden Rabastan? Ne konuşacaksın onla?" Olivia gözlerini devirdi. "Arkadaştık Sirius, özür dileyecektir herhalde." Sirius tatmin olmamıştı. "Hazır aklıma gelmişken, iki hafta önce biz kavga ettiğimizde sen Hogwarts'ta değildin? Sahi neredeydin?" Olivia tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Hesap mı soruyorsun Sirius?" Sirius şaşkınlıkla ona baktı. "Saçmalama, haritadan baktım göremedim seni." ne dediğinin farkına varınca hızla ağzını kapattı. "Ne- harita?" Sirius ellerini saçlarına attı, söylemek dünyanın sonu olmazdı herhalde? "Ben, Remus, Peter ve James bir harita yaptık. Çapulcular Haritası Hogwarts'taki herkesin yerini gösterir. Ölüler dışında. Seni her yerde arayıp bulamayınca haritadan baktım. Yine de bulamadım, korkmadım diyemem."
Olivia sinirlenmişe benziyordu. Deli miydi bu kız? "Beni gizli gizli takip etmeye çalıştın yani?" Sirius ağzı açık bir şekilde kala kaldı. "Burdan çıkardığın şey bu mu Tanrı aşkına? Habersiz çekip gittin ne yapacaktım?" diye bağırdı. "Oturup bekleseydin Sirius! Ağabeyimle buluşmuştum! Cisimlenebiliyorum ya hani? Dikkat çekmemek için Muggle kenti Londra'ya gitmiştik! Bundan sonra işemeye giderken de haber veririm!" Kız hızla kitaplarını topladı ve kütüphaneden çıkarken bu kavgayı hiç yapmamış olmayı diledi.
"Yeri miydi yani Pati? Soracaktın değil mi illa?" diye sordu James alayla. "Kusura bakma James, sevgilimin nerede olduğunu merak ettim." Remus omzunu sıvazlamaya devam ederken sessiz kalmaya yemin etmiş gibiydi. Sirius merakla ona döndü. "Bir şey desene Aylak. En çok senin fikrine önem veriyorum." Remus ona gülümsedi ve saçlarını karıştırdı. "Bilemiyorum Pati, ikinizde haksızsınız." Sirius oflayarak kafasını masaya vurdu. "Zaten aptalsın iyice aptallaşacaksın." dedi Peter onun sırtını sıvazlarken. "Şu sikik çenemi tutsaydım da hiç sormasaydım keşke." James hızla bir küfür savurdu. "Noluyor?" dedi Sirius kafasını kaldırmaya çalışırken ama James ona izin vermedi. "H-hiç Lily Sümsükus ile konuşuyor da sinirlendim biraz." Sirius inanmadığını belirten sesler çıkardı ve birden kafasını kaldırdı. Ah Merlin... Keşke kaldırmasaydı.
___________________________________
• İlla bir bokluk çıkıcak ama şu Hogwarts'ta görülmeme olayını bir yere bağlamalıydım.
• Size Sirius ne gördü? James'in küfretmesine yol açan şey ne?
• Ve gerçekten Olivia'yı sallayıp Wolfstar yapmama çok az kaldı. Bu kitap bitince bir Wolfstar fici yazmak istiyorum.
• Sınav haftam bu hafta bitiyor, artık daha aktif olacağım!!
•Lotuslu kolye medyada.
Öpüldünüz<33Olivia'nın, Sirius'un favorisi olan yeşil sütyeni😝😝😝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfiction! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...