Gözümü açtığımda bütün uykumu aldığım için daha mutlu hissediyordum. Esneyerek yatakta doğrulduğum zaman gözüm pencereye kaydığında hava yeni yeni aydınlanıyordu. Üzerimdeki kıyafetlere bir bakış atıp yataktan çıktım. Burada sıcak su bulunup bulunmadığını bilmediğimden şimdilik banyo yapmayacak sadece üstümü değiştirecektim.
Dolaptan kıyafetleri çıkarıp yatağın üstüne atarak üzerimdeki gömleğin düğmelerini çıkarmaya başladım. Gömleği kollarımdan çıkarıp yatağa bıraktığımda kapı çaldı. Temiz gömleğe giden elim duraksarken kapıya yöneldim. Sabahın köründe kim bu kadar erkenci olabilirdi ki?
"Kim o?" Kapıya vardığımda içerden seslendim, neme lazım belki genç bir kızdır falan, böyle karşısına çıkmak olmazdı.
"Benim Azat." Muhtarın oğlunun sesini duyduğumda kapıyı açtım. Enerjik görünen yüzü benim kapıda beliren bedenimle an be an solarken kaşlarımı çattım. Ne olmuştu ki böyle bakıyordu? Ben ona anlam veremezken bakışları yüzümden yavaş yavaş kayıp daha aşağılara gittiğinde çıplak olduğum aklıma geldi. Ama utanmıyordum, sonuçta o da erkekti. O hala beni süzerken göz devirip belimi kapının kenarına yasladım. Kollarımı göğsümde birleştirip ona baktım.
" Bitirdin mi?" Anında bakışlarını yüzüme dikip afallamış bir şekilde "hı?" dediğinde güldüm. Yüzü mü kızarmıştı onun?
" Beni süzmeyi diyorum, bitirdin mi?" Daha açık bir şekilde sorduğumda bakışlarını kaçırıp boğazını temizledi. Bakışlarını tekrar bana çevirdiğinde bu sefer kaşlarını çatmıştı. " Sen niye çıplaksın?" Bana hesap sorar gibi çıkan sesiyle bedenimi kapıdan ayırıp ona baktım dik dik. " Bana hesap mı soruyorsun sen?" Biraz sert bir tonda çıkan sesimle ben bile şaşırmıştım.
O da yaptığı hatayı anlayıp tekrar boğazını temizledi. " Ya başka biri, bir kız olsaydı kapını çalan. Ona da mı böyle açacaktın kapıyı?" Tek kaşını kaldırıp yüzüme alayla baktığında göz devirdim.
Bende bunu düşünmüştüm." O yüzden 'kim o' diye sordum ya muhtarın oğlu." Bilmiş bilmiş dalga geçer gibi başını salladığında ofladım. Onu inandırmak gibi bir gayem yoktu.
" Ee sen ne için gelmiştin bu saatte?" Konuyu değiştirip asıl meseleye geldiğimde o da istifini bozmadan beni süzdü önce. Ardından üzerime doğru yürümeye başlayıp beni içeri ittiğinde kapıyı kapattı. İçeri girerken kafasını biraz eğmişti, e tabii boyu kavak ağacı gibi olunca normal.
Beni içeri itmesine kaşlarımı çattığımda yüzüme baktı. " Ne yapıyorsun sen?" Sinirlenmiştim. Ama onun hiç umrunda değil gibiydi. " Kapı önünde çıplak durmaya devam etseydin de birileri seni o halde mi görseydi yani, onu mu tercih ederdin?" Bu sefer haklı olduğu için bir şey demedim. Ama yüzüne dik dik bakmaya devam ediyordum. Gıcık kapmıştım ona ilk görüşten beri. Elimde değildi.
" Niye çıplaksın?" Az önceki sorusunu tekrar ettiğinde cevabını almadan susmayacağına dair bir inancım olduğu için cevap verdim. " Banyo yapacaktım ama sonra sıcak su olamayacağı ihtimali geldi aklıma. Bende giyinecekken sen geldin." Tatmin olmuş bir ifadeyle başını salladı. "Anladım."
" Sen niye geldin?" Bu sefer ben biraz önceki sorumu yinelediğimde odadaki bakışlarını bana çevirdi. Saçlarını eliyle dağıtıp dağınık bir hale getirdiğinde elini saçlarından çekmeden bana döndü. " Bugün okul için gerekli olan malzemeleri temin ettim yarına kadar burada olur. O zamana kadar da bugünü evin belirli ihtiyaçları için harcayacağım. O yüzden geldim. Ne kadar erken başlarsak o kadar çok işi bitirebilme şansımız olur öğretmen."
Açıklamasını yaptığında beni hiç takmadan arkasında bırakarak koridordan geçip bir yere saptığında bende peşinden gittim. Koridordaki iki kapıdan biri açıktı. Orada olabileceği için oraya yönelttim adımlarımı. Ev zaten küçüktü ama ben daha hiç inceleme fırsatı bulamadığım için nereye gittiğini anlamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTARIN OĞLU-Gay
Ficção Geral[TAMAMLANDI] Köye gelen Çınar öğretmen ve en saf duygularla ona aşık olan muhtarın oğlu Azat'ın hikayesi... Aşkın, masumiyetin, heyecanın en saf haliydi onlarınki. • Hikaye eskiye dayanmaktadır!