SON: DÜĞÜN

8.2K 417 102
                                    

" Azat bu nasıl? " diye sordum elimdeki bordo kravatı havaya kaldırarak. Yarım saattir kararsız bir şekilde giysilerin içinden çıkamıyordum. " Ya da takmasam mı? " diye mırıldandım bu sefer kendi kendime. En sonunda oflayarak kravatı yatağın üzerine attığımda diğer taraftan Azat göründü. Yüzünde köpük vardı, sanırım adamı tıraşından etmiştim.

" Ne oldu yavrum? " diye sordu yanıma gelerek. Yüzündeki köpüklere güldüğümde sırıtarak yanağımı öpüp köpüğün yüzüme bulaşmasını sağladı. Gülerek omzuna vurup onu geri ittim. Elimdeki kravatı ona uzatırken yüzümdeki köpüğü elimin tersiyle sildim. " Sence hangisini takayım? "

Birkaç saniye dudak büzüp düşündü, bende o sırada dolaptan giyeceğim takımı seçiyordum. Bence beyaz gömlek, üzerine siyah ceket ve altına da siyah kumaş pantolon harika giderdi. Azat'la dün gece seçmiştik kıyafetlerimizi. Onunki simsiyahtı ve üzerine ceketi giymeyecekti. Kalıplı bedenine siyah çok yakışıyordu ama Azat pek siyah tercih etmiyordu.

" Bence kravat takma. " en sonunda karar verdiğinde arkamı döndüm. Başımı salladım, bu fikir bana daha güzel gelmişti zaten ama ona da danışmak istemiştim. Hem zaten Cihan'ın düğününde resmi değil de, yakın görünmek istiyordum.

" Teşekkür ederim. " dedim yanına gidip yanağını öperek. Dudaklarıma köpük bulaştığında gülerek eliyle sildi ardından sıkıca öpüp geri gitti.
" Sen giyin hadi, benim işim bir dakikaya biter. "

Arkasından kapıyı kapattığında üzerimi çıkardım. Önce pantolonu giydim ardından gömleğimi üzerime geçirdiğimde kapı açıldı. Azat bana sırıtarak bakıp içeri girdiğinde gözlerimi devirdim.
" Yakaladım. " dediğinde güldüm, çok tatlıydı.

" Tüh yakalandım. " dedim onun gibi yaparak. Önümde durup gömleğin düğmelerini kendi elleriyle kapatmaya başladığında gözlerimi yüzüne çıkardım. Ellerinin tersi hafifçe tenime değerken kalbim hızlandı. Azat eğilip açıkta kalan yerleri hafifçe öpmeye başladığında, geriye taradığı saçlarını bozmamak için elimi ensesine attım.

Göğsümün üzerine hafifçe sıcak dudaklarını bastırıp geri çekilerek son düğmeyi kapattı. Geri çekildiğinde gömleğin uçlarını pantolonun içine koyup kapattım. Azat yatağın üzerindeki kemeri alıp pantolona takmaya başladı. Bitirdiğinde geri çekilmeden önce saçlarımı ve alnımı öptü.

" Gel bakalım saçlarını da yapalım. " diyerek elimden tutup yatağa oturttu. Ben ondan önce sakalımı kestiğim için sadece saçlarım kalmıştı.

Ellerini saçlarımından geçirip geriye attı. Gözlerini yatağın üzerinde gezdirdiğinde elimin altındaki tarağı ona uzattım. Yavaş yavaş saçlarımı geriye taradığında yakınımdaki yüzüne hayran hayran bakıyordum. Azat çok güzeldi... Hem yüzü hem kalbi. Dünyanın en kusursuz güzelliğine sahip insanıydı gözümde.

" Niye öyle hayran hayran bakıyorsun?" diye sordu. Saçlarımı taramaya devam ederken yüzündeki tebessümle benden bir cevap bekliyordu. Gülümsedim.
" Hayran olduğum için olabilir. "

Yüzündeki gülümseme büyürken uzanıp dudağıma küçük bir buse kondurduğunda geri çekildi. Saçlarımı kendisininki gibi tarayıp şekil verdiğinde geriye çekilmesiyle parmaklarımı saçlarıma değdirdim. Tarağı yana bırakıp elimden tuttu.
" Hadi daha fazla geç kalmayalım. "

Üzerime ceketimi geçirdiğimde Azat'a baktım. " Sen neden ceket giymiyorsun?" diye sorduğumda bana döndü. Yanıma gelip ceketimin kenarlarını düzeltti. " Çünkü sıcak ve ben ceket giymeyi sevmiyorum. " diye cevapladı. Başımı salladım.
" Ben neden giyiyorum peki?" dedim bu sefer de.

Yüzüme bakıp güldü.
" Çünkü soğuk. " Kaşlarım çatıldı.
" Hani sıcaktı? " diye sordum, kafam karışmıştı. Azat gülerek burnuma fiske attığında gözlerimi kıstım.
" Bana sıcak, sana soğuk. "

MUHTARIN OĞLU-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin