KIRK SEKİZ: DUA

5.8K 416 63
                                    

" Hadi Çınar! "

Kapıda yarım saat dikildikten sonra en sonunda dayanamayıp içeri doğru seslenen adamla gözlerimi devirdim. Sanki bilerek bekletiyorduk beyefendiyi! Anahtar kayıptı ve bir türlü bulamıyordum. Kim bilir nereye kaybolmuş derken Azat içeri girdi.

" Bulamadın mı hâlâ? " diye sordu yanıma gelip etrafa bakarken. Ona bakmadan dolabın altını ararken başımı olumsuz anlamda salladım.
" Sende bakın etrafa. " dedim elimle onu başımdan kovarken. Barış bizi kahvede bekliyordu. Onu alıp birlikte Cihan'ın evine gidecektik ama gidemiyorduk.

Azat dediğimi yapıp yanımdan uzaklaştı. Birkaç saniye sonra sırtımda bir el hissettim. Başımı çevirip ilk Azat'ın ayaklarına ardından yüzüne baktım. Etrafa bakmak yerine yüzüme dümdüz bakarken, yerde dizlerim üzerinde doğruldum.
" Ne bakıyorsun Azat! Arasana zaten çok geç kaldık. " diye sitem ettim. Neredeydi bu Allah'ın cezası anahtar!

Azat ifadesini koruyarak bir eli cebindeyken diğerini havaya  kaldırarak gözlerimin önüne getirip salladı. Ona pis pis bakarken elinde gördüğüm anahtarla gözlerim büyüdü. Anında ayağa kalkıp anahtarı elinden aldım.

" Nerede buldun bunu, sabahtan beri arıyorum. " dediğimde, kaşlarını çatmasıyla istemsizce korkarak bir adım uzaklaştım ondan. Çok pis bakıyordu.

" Yatağın üzerindeydi Çınar'cığım! " diye imalı bir şekilde cevap verdiğinde istemsizce gözlerim yatağa kaydı. Nasıl ya?

" Bir de bana çemkiriyor... Gelmesem herhalde akşama kadar gözünün önündeki anahtarı arayacaktın? " diye sorduğunda başını sallayarak arkasını döndü. Dudaklarım büzülürken elimdeki anahtara bakarak mırıldandım.
" Aklımın sende olması benim suçum değil... " diye mırıldandım.

Azat arkası dönükken duraksadığında sırtına baktım. Aklım gece gündüz ondaydı ve buna engel olamıyordum. İlk defa birini seviyordum.

Bana döndüğünde gözlerimi kaçırdım. Birkaç saniye duraksarken ardından yanıma geldi. Elini çeneme atıp yüzüne bakmamı sağladı. Biraz önceki ifadesi kaybolurken bana çocukmuşum gibi bakıyordu. Hâlâ büzdüğüm dudaklarımla ona bakarken, dudakları kıvrılırken eğilip alnımı öptü usulca. Geri çekildiğinde saçlarımı okşadı.

" Özür dilerim sert çıkıştım biraz. Seni üzmek bu dünyada isteyeceğim son şey bile değil Çınar... Senin kırık kalbinin sebebi olmaktansa, canımdan olmayı yeğlerim... " diye fısıldadı, gözlerimden bir an olsun çekmediği gözlerine bakarken.

Gözlerimin altını baş parmağıyla hafifçe okşadığında gülümsedim. Ona kırılmam imkânsızdı zaten. O kadar düşünceli ve iyi niyetliydi ki isteyerek canımı yakmazdı. " Özür dilerim sevdiğim..." diye fısıldadı tekrar.

Elini tutup avuç içini öptüm yavaşça.
" Önemli değil, üzülmedim zaten. " dedim, aslında ilk başta kırılmıştım ama sözleriyle gönlümü almıştı. Azat birkaç saniye gülen yüzüme bakıp eğilerek dudağımı öptüğünde kolunu tuttum. Sanki özür diler gibi aşkla öptüğünde içim kıpır kıpır olmuştu.

Geri çekilerek burnumu da öptüğünde gülerek onu ittim.
" Bu sefer de sen bizi oyalıyorsun. " dediğimde, gülüp önden geçmem için kenara çekildi. Yanından geçerken arkamdan kendine sitem ediyordu.
" Haklısın bu sefer ben hatalıyım, eve gelince döv beni hâk ettim. " dediğinde, içten bir kahkaha atarak arkamı dönüp omzuna vurdum hafifçe.

" Sen büyümeyeceksin sanırım. " dediğimde, ona vurduğum elimi tutup kalbine bastırdı.
" Burada sen olduğun sürece büyümek gibi bir niyetim yok... "

Avucumun içinde hızlı atan kalbine daha fazla bastırdım elimi. Temasımla daha da hızlanırken kahvelerine çevirdim gözlerimi. Sanki bütün her şeyi benmişim gibi iç çekerek bakıyordu. Göz bebeği titrerken yutkunarak elimi çektim.

MUHTARIN OĞLU-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin