" Çınar... "
Uykunun derinlerinden kulağıma gelen sesle yerimde kıpırdanıp yastığıma daha fazla gömüldüm. Sırtıma bir el dokundu ardından yattığım yatağın yan tarafı çöktü. Üzerimdeki yorgan çekilirken huysuzca mırıldandım.
" Çınar hadi uyan. " Tanıdık ses zihnime işlerken, bunun Azat olduğunu kavramam uzun sürmüştü.
" Hı? " diye karşılık verdim uykudan dolayı boğuk çıkan sesimle. Yanağım yastığa baskı uyguladığı için sesim tuhaf çıkıyordu.Bir gülme sesi geldi ardından yorgan tamamen üzerimden çekilip bedenim boşta kalmıştı.
" Uyan hadi uykucu öğretmen. Geceye kadar uyumazsan olacağı bu. " diye alaylı bir şekilde söylediğinde, dün gece aklıma geldi. Uyku tutmadığı için yatağın içinde Azat'ı da uyutmadan saatlerce sohbet etmiştik. Bu yüzden de hâlâ uykum vardı. Ama daha fazla uyumak istemediğimden kalktım.Açılmayan gözlerimle bedenimi kaldırıp yatakta oturdum. Azat ayakta dikilmiş bana bakıyordu. Ellerimi gözlerime götürüp ovdum. Ardından esneyerek kollarımı iki yana açtım. Dağılan saçlarımı görmezden gelerek biraz da olsa açılan uykumla başımı kaldırıp Azat'a baktım. Gözlerini kısmış, dudaklarını süsleyen hafif gülümsemesiyle bana bakıyordu.
" Günaydın. " dediğimde, iç çekti. "Günaydın... " diye mırıldandı kısık bir sesle. Ardından boğazını temizleyerek yerinde dikleşti. Önüme uzatılan ele bakıp başımı kaldırarak koyu kahvelerine baktım.
" Senin yataktan çıkacağın yok. Hadi tut da kaldırayım. " diyerek gözlerimin önündeki elinin parmaklarını kıvırarak tutmamı istediğinde, garip bir hisle doldum. Normalde biri böyle yapsa elim ayağım tutuyor diyip kendim kalkardım ama şimdi onun elini tutmak isteyen bir yanım vardı.Elim benden bağımsız bir şekilde havaya kalkarken birkaç saniye durup sonra da boş vererek sıkıca tuttum. Azat'ın derin bir nefes aldığını işittiğimde yüzüne baktım. Koyu gözleriyle yüzüme baktı ardından elimi sıkıca tutup beni yataktan çıkardı.
Son anda ayağım yorgana takıldığında Azat'ın üzerine devrildim. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken, elim Azat'ın avucunda olduğu için düşecekken, diğer elini belime dolayıp beni kendine çekti. Göğsüne çarptığımda yüzüme gelen sularla gözlerimi kapattım.
Sıcak nefesler yüzüme vururken ve belimdeki kol sıkılaştığında gözlerimi açtım. Başımı hafif yukarı kaldırıp Azat'a baktım. Dudaklarını dişlerken istemsizce oraya odaklandım. Azat sanki bir şey diyecekmiş gibi dudaklarını açıp kapattı. Ardından gözlerime bakıp gözlerini yumarak derin bir nefes verdi. Sıcak nefesi dudaklarımda içeri girdiğinde kendime gelerek geri çekildim.
" Bir şey mi diyeceksin Azat? " diye sordum, geri çekilmemden ötürü gözleri açılan adama. Ardından biraz önce ayağıma takılan yorganı yatağa bıraktım. Azat'tan bir cevap gelmeyince dönüp baktım. Bakmamla gözlerini kaçırmıştı.
Elini ıslak saçlarına atıp karıştırdı ve gülümsedi. Banyo yaptığı için saçları ıslaktı, bu yüzden de ona çarptığımda su yüzüme sıçramıştı.
Azat omuzlarını kaldırıp indirdi.
" Yoo... Hadi gir sende banyoya, dün banyo yapacağım diyordun, bende sabahtan kalkıp sana suyu ısıttım. Isıtmışken kendim de yıkandım. " dediğinde, güldüm.
" Teşekkür ederim, iyi yapmışsın. " Diyip yanından geçerek dolaptan giysilerimi çıkardım.Odadan çıktığımda Azat da peşimden geliyordu. Banyoya gidip kapıyı açtığımda Azat'ın sesini duydum.
" Dikkat et de çarpmasın. "Bu lafı en son buraya ilk geldiğimde duymuştum. Azat beni korkutmak için söylemişti ve gayet de başarılı olmuştu. Elim banyonun kapısında dururken gülerek beni izleyen adama döndüm.
" Yoksa cenazemle uğraşmak zorunda kalacaksın. " diye lafını tamamladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTARIN OĞLU-Gay
Ficción General[TAMAMLANDI] Köye gelen Çınar öğretmen ve en saf duygularla ona aşık olan muhtarın oğlu Azat'ın hikayesi... Aşkın, masumiyetin, heyecanın en saf haliydi onlarınki. • Hikaye eskiye dayanmaktadır!