Gözlerimi aralamaya çalışarak esnedim. Yumuşak çarşafların arasında kıpırdanıp kendime gelmeye çalıştım. Üzerimde bir ağırlık vardı ve banyo yapmadan geçmezdi. Yüzüme vuran güneş ışınlarıyla yatakta doğruldum. Dışarıya baktığımda hava yeni yeni aydınlanıyordu. Yataktan çıkarken gözlerim üzerime kaydı. Dün geceki kıyafetler yoktu üzerimde. Onun yerine bol bir eşofman ve ince bir kazak.
Odadan çıkarken dün gece aklıma gelenlerle yüzümde bir tebessüm oluşurken banyoya girdim.
Dün Gece
Onlar konuşurken uyumamak için mücadele ediyordum. Şimdi uyumanın sırası değildi ama kendime engel olamıyordum. Göz kapaklarım ağırlaşırken başım Azat'ın omzundan kaydı. Azat anında başımı tutup tekrar omzuna koydu. Ardından yerine biraz daha yayıldığında, başımı kıpırdatarak göğsüne gelmesini sağladım.
Azat'ın gülümsediğini hissediyordum. Sırtımdaki elini arkadan saçlarıma getirerek yavaş yavaş okşuyordu. Her ne kadar bu dokunuşunu sevsem de, uyumamak için verdiğim mücadelede kaybetmeme neden oluyordu. Bu yüzden istemsizce başımı sallayarak ona engel olmaya çalıştım. Azat gülmüştü ama yine de elini çekmedi.
Elini çekmemesiyle bende boş verdim. Zaten belki bunlar son dokunuşlardı, bunlardan mahrum kalmak istemiyordum. Ona biraz daha sırnaşarak kolumu beline doladım.
" Bence seni seviyor. " diyen Barış'la irkilmemek için kendimi kastım. Bu adam her şeyi bilmek zorunda mıydı!
Azat'ın saçlarımı okşayan eli duraksamıştı birkaç saniye. Ardından güldü.
" Bunu da nereden çıkardın? " diye sordu ama sesinden bile belliydi huzursuzlandığı.Evet Azat, Barış haklıydı. Ben seni seviyorum. Elif ile evlenmezsen sana aşkımı itiraf ederim, yeter ki gitme Azat. Gitme benden, diyesim vardı. Ama sadece susup onları dinledim.
" Sana olan bakışlarından. " diye cevap verdi Barış. Azat duraksamıştı tekrar. Ardından alayla güldü. Bu kadar mı imkânsız görüyordu ona aşık olmamı? Bu kadar mı hevesini kırmıştım da inanamıyordu?
" Nasıl bakıyormuş bana Barış, söylesene? Saf sevgiyle mi bakıyor, ya da abisi gibi mi görüyor, belki de sadece arkadaşı olarak görüyordur? " sözleri canını yakıyordu. İstemsizce ona daha fazla sokuldum.
Barış derin bir nefes alıp geriye yaslanmıştı.
" Hayır, saf aşkla bakıyor. Emin ol sen ona nasıl aşıksan o da sana öyle aşık. Ya daha tam farkına varamadı ya da farkında... " Farkındayım. Farkındayım Azat.Azat'ın kulağımın altında atan kalbi hızlanmıştı. Deminden beridir yüzümü ısıtan sıcak nefesleri birkaç saniyedir hissedilmiyordu. Nefesini tutmuştu. Böyle bir şeyin ihtimali bile onun heyecanlanmasına yetiyordu. Bu kadar çok mu seviyordu beni de, en ufak sözde deli gibi çarpıyordu kalbi?
Sahi, bana bu kadar aşkla bakan bir adamın varlığını fark etmemek için kör olmam gerekiyordu, ve öyleydim de. Azat'ın nişanlanacağı gün gelene kadar duygularımın farkına varamayacağım kadar kördüm ona. Bütün haksızlığı ona yapmıştım. Şimdi de cefasını çekiyordum.
" Öyle bir şeyin olmasına imkân yok Barış, bana ümit verme nolur... " diye fısıldadı acı içinde. Gözlerim dolmuştu istemsizce.
Elleri yüzümü bulurken yavaş yavaş parmaklarıyla okşadı. Tüy gibi hafif bir şekilde sevdi yüzümü. Dokunuşları içimi titretiyordu. Sıcak ve güzel kokusu bana huzur veriyordu. Sonsuza kadar solumak istediğim tek koku onunkiydi. Fırsatım varken daha fazla çektim içime. Bir eli yüzümü ve saçlarımı okşarken, diğeri sırtımdan aşağıya inip belime tutundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTARIN OĞLU-Gay
Fiksi Umum[TAMAMLANDI] Köye gelen Çınar öğretmen ve en saf duygularla ona aşık olan muhtarın oğlu Azat'ın hikayesi... Aşkın, masumiyetin, heyecanın en saf haliydi onlarınki. • Hikaye eskiye dayanmaktadır!