Eskiler...

558 36 0
                                    

Ally'nin Ağzından...

Karanlık değil aksine aydınlık bir sokaktaydım. Tam karşımda... Emily. Karşımda Emily duruyordu. Bana endişeli gözlerle bakıyordu. Ayrıca beni öldürecek kadar başım ağrıyordu. Neydi bu böyle?!? Ağzımda metalik bir tat hissettim sanki şey gibi... " Emily!" Konuştuğum an her şey kararmaya başladı.

Gözlerimi açtığımda karşımda kollarını göğüsüne sarmış gerizekalı kardeşim, daha önce görmediğim bir kız, Jhon ve otuzların sonunda bir adam vardı. "Sonunda kardeşim bende seni öldürdüm sanıyordum. " Andy'nin ve otuzların sonundaki adamın arkasından 8-9 yaşlarında bir çocuk vardı. Sarı saçlı, beyaz tenliydi ama bakışları yaşına göre soğuktu. " Demek yine birşey beceremedin, gerizekalı." Andy üzerime yürüdü ve suratıma yumruk attı. Normal insanların bundan acı duyması bekleniyor ama ben normal değilim, ne şimdi ne sonra. Asla. Normal olmak istemiyorum. Yapamam da. Ben 6 yaşından itibaren ağlamayan biriydim. Andy'e baktım ve güldüm. " Yapabileceğin bu kadar mı? " dedim. "Öldürsene beni!" diye bağırdım. Adam yanımıza geldi ve Andy'nin kulağına bir şey söyledi. Açıkçası merak ediyordum. Andy geri çekildi. Adam bana yaklaştı "Demek Sara'nın seçtiği çocuk sensin. Hmm. Güzel seçim. Güçlüsün." dedi bir yandan beni incelerken. " Tabi onun çocuğunu öldürüp lanetlenecek değilim." Adam kesinlikle piskopattı. Bana doğru eğildi. Ve kulağıma fısıldadı. " Ben kimim biliyor musun? " Hayır bilmiyordum ve öğrenmek niyetinde değildim. " Belki bunu Andy'e sorabilirsin." Gözlerim Andy'i buldu. Bana bakıp gülüyordu. Bu bu olaylardan haz alıyorum gülüşüydü. Dışarıdan bir adam geldi ve kulağıma fısıldayan adama bir şeyler söyledi. "Gelsinler burada onları çok güzel bir süpriz bekliyor." Kim geliyordu bilmiyorum ama en son duyduğum tanıdık bir sesin "Ally! " diye bağırışıydı.

*

Uyandığımda hala oradaydım ama etrafta sadece James, Emily, David ve Sam vardı. James bana baktı ve yanıma gelmeye başladı. "Sakın bana yaklaşma!"diye bağırdım. James şaşkın gözlerle bana baktı. Ona göstermem lazımdı. Hemen ayağımın yanında bir taş vardı. Ona ayağımla vurdum ve alandan geçmediği için kül oldu. James şaşkınlığının yerini endişe ve öfke aldı. Diğerlerinde de saf öfke vardı. Bakışlarını takip edince Andy ve grubu karşılarında duruyordu. Ve fark ettim ki ellerim ve ayaklarım bağlı değildi, yerde uzanıyordum. " Sizin gücünüz bu kadar mı? Bir kıza mı yetiyor?" dedi James tehlikeli bir sakinlikle. " O benim kardeşim, ne istersem onu yaparım!" Andy bağırdı. " Kardeşin diye ona acı çektiremessin!" Sophie de araya girmişti. " James seni hiç böyle görmemiştim. Ne kadar da büyümüşsün en son evinize Jhon için gelmiştim. Daha 7 yaşındaydın ama kardeşini dövüyordun. O an senin Jack'in çocuğu olduğunu anladım. " Adamın dediğinden birşey anlamamıştım. James'e baktığımda dişlerini sıktığını gördüm. Gerçekten kardeşini yani Jhon'u mu dövmüştü. Andy'nin belinden silahı çıkardığını gördüm. James'e doğrulturken James'in önüne geçtim ve elimi öne uzattım. Bunlar saliseler içinde gerçekleşmişti. İçimde bilmediğim bir ateş vardı. Korkuyordum. Evet, korkuyordum ama bu korku değildi başka birşeydi. Andy silahın tetiğine bastığında bir çığlık duydum. Muhtemelen Sophie atmıştı, gözlerim kapalı olduğu için göremiyordum. Sam şaşkınlıkla "Ally?" dediğinde tahtalı köyü boylamadığımı anladım gözlerimi açtığımda tam avcumun ortasına değecek şekilde kurşunu havada asılı olduğunu gördüm. Az önceki duygu iyi hissettiriyordu. Kendimi o duygunun kollarına bıraktımda Jhon ve tanımadığım kızın yerde kıvrandığını gördüm. Küçük kız ellerini kulaklarına götürmüş çığlık atıyordu. Andy duvara yapışmış can çekişiyordu. Adama bir şey olmamıştı, olmasını istemiyordum. Kim olduğunu öğrenmek istiyordum. James'in "Ally bırak onları!" diye bağırdığını duydum. Bırakmak istemiyordum bu his. Çok güzeldi. Bir an kendime geldim. Ne yapıyorum ben? İnsanların acı çekmesinden mutlu oluyordum ben böyle biri değildim. Elimi indirdim ama dengemi sağlayamadan yere yığıldım.

*

Uyandığımda kendimi ruh gibi hissediyordum. Başım çatlıyordu. " Güçlerine fazlasıyla kapıldı." Bu Elizabeth'ti Yataktaydım, biri elimi tutuyordu." Biliyorum." dedi yorgun bir sesle James. Gözlerimi hafifçe araladım. Ama açmadım elimi tutan James' di. Elizabeth yatağın ucundaki koltuğa oturmuş, kafasını ellerinin arasına almış bir şey düşünüyordu. " Böyle yaparsa sonu Sara ile aynı olur." Yine Sara! Kim bu Sara?!? " Biliyorum" dedi sanki sabrı taşıyormuş gibi bir sesle. " Bana biliyorum, biliyorum deme bir çözüm bul. Yoksa Sara'nın bizi ziyaret etmesini mi istersin!?" James'in dişlerini sıktığını gördüm. " Kes şunu! İki saattir başımda söylenip durdun. Düşünmeye çalışıyorum. " James sinirlenmişti. Hem de çok. Ama neden ve kime? " O.." James hemen sözünü kesti. " Hayır. Öyle bir şey olmasına asla izin vermem. Asla."

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin