24. bölüm

422 33 0
                                    

Elimdeki zarfa baktım. Kim bilir içinde ne vardı. Etrafa göz gezdirdim. Cody korkmuştu. Ve bu çok belliydi. Emily sessiz sedasız ağlıyordu. Sam, David ve James'in gözü zarftaydı. Titreyen ellerimle zarfı yavaşça açtım. İçinde fotoğraftan başka bir şey yoktu. Fotoğrafı aldım. Arkasında bir şey yazıyordu. Ön gösterim. Bunu sesli söylediğimi farkettim. Emily ve Cody'nin bakışları bana döndü. Fotoğrafın diğer tarafını çevirdiğimde elim istemsizce ağzıma gitti. O an söyleyebildiğim tek şey "Sophie..." oldu.

Andy'nin Ağzından...

" İyi misin? " diye sordum. Olivia hiç iyi değildi. Sürekli 'ben yapmadım' diye sayıklıyordu. Kara Ruh yanımızda bitti.
" Ona ne oldu?"

" Emily."dedim derin bir nefes alarak.

Kara Ruh Olivia'ya doğru eğildi.
" Onu gördün, değil mi?"
Olivia başını evet anlamında salladı. Bu arada gözünde kalan birkaç damla gözyaşı düştü.
"Ağlama. Kalk, ve odana git." Olivia onu ikiletmedi ve odasına çıktı. Kara Ruh'a döndüğümde onun yere bakarak bir şey düşündüğünü gördüm. Kafasını iki yana salladı. " İşi hallettin mi?" diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. " İş tamam, efendim. " Kafasını salladı ve yok oldu. Bu adam tesçilli deliydi.

Ally'nin Ağzından...

Sophie... fotoğrafın altında bir adres yazıyordu. " Ja-james ne yapacağız?" Sesim ağlamaya meyilliydi. Titriyordum. Adrese baktım. Bu bir tuzak olabilirdi. James de bunu düşünmüş olacak ki " Ally, Sam ve Cody evde kalsın. Diğerleri benimle gelsin, çok kişi gidemeyiz." dedi. Hemen önüne geçtim. " Bende gelceğim. David evde kalsın."

"Hayır senin evde kalman gerek. Gelemessin."

"Geleceğim"

" Hayır! "

" James, eğer beni götürmessen bir yolunu bulup kaçacağım ve yanınıza geleceğim. Bence zorluk çıkarma." dedim. James kafasını yere eğdi.

" O gitsin. David bana Cody'e anlatma konusunda yardımcı olacak. Öyle değil mi David?"
diye beni destekledi Sam. David sadece omuz silkmekle yetindi. Cody'e baktığımda onun da Emily'e baktığını gördüm. Bu ikisi birbirini seviyordu. Bunu görmemek için kör olmak lazımdı.
" Tamam o zaman fazla oyalandık."

*

Restoranta geldiğimizde Sophie hemen görüş açımıza girdi. Bir kızla oturuyordu. Kızın bu mesafeden bile fark edilen siyah bir ruju ve sarı saçları vardı. Üstü tamamen siyahtı. Üçümüz de kapıdan girdiğimizde Sophie'nin gözü bizi buldu. Anlamayan gözlerle bakıyordu. Hemen yanına gittik.

Kız bizi gördüğünde küçük çaplı hatta sadece benim duyabileceğim bir küfür savurdu.
"Sophie bizimle gelmen gerek. " Sophie hala James'e anlamayan gözlerle bakıyordu. Ofladım. O an aklıma çok güzel bir fikir geldi.

" Sophie. Hani sen yanlışlıkla Sam'in siyah spor ayakkabını çöpe attın ya." Evet anlamında başını salladı. Bu sefer anlamayan bakışlar atan James'di. Emily dudaklarını birbirine bastırarak gülmesini engelledi.
" Sam de senden intikam alacak diye makyaj malzemele-" sözümü bitirmeden hemen ayağa kalktı
"Makyaj malzemelerim!" diye çığlık atıp arabaya doğru koştu. James ve Emily de onun arkasından gitti. Masaya baktım. Kız yoktu.

Birkaç dakikada eve gelmiştik. Sam, Sophie'yi görünce sarıldı. Ya da sarılmaya çalıştı. Sophie arabadan iner inmez Sam'in üstüne atladı. Sam bağırırken ben ve Emily de gülüyorduk. David hem gülüyordu hem de destek veriyordu. James ise başını iki yana salladı ve eve girdi.

Arkadaşlar kısa bir bölümdü. Özüüür dilerim.
Umarım hepinizin (okul mahkumlarının-bende öyleyim-) karnesi iyi geçer. Bye...

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin