38. Bölüm

342 31 0
                                    

"Ally."

"Hım."

"Ally."

"Hııım!"

"Ally kalk artık! On saattir uyuyorsun!" Sam'in bağırışları ile gözlerimi aralamaya çalıştım ama ben uyumak istiyordum!
Gözlerimi kapattım. Sam'in ofladığını duyabiliyordum. Sonradan başka bir ses olaya dahil oldu.

"Ben hallederim Sam."

Olamaz!

"Bırak beni!" Cırlamama rağmen beni omzuna atıp merdivenlerin önüne getirdi. Ben ise o sıralarda sırtına vurmakla meşguldüm.

"Aşağıya indireyim mi, yoksa kendin iner misin?"
Bu alay cümlesini soğuk bir şekilde söylemişti. Ona anlamaz gözlerle baktığımda gözlerini devirip yürümeye başladı. O her merdivenden indiğinde midem bir yukarı bir aşağı hareket ediyordu. Şu anda kusma arzusu ile karşı karşıyaydım. Sonunda merdivenleri bitirdiğimizde beni sıtından indirdi. Dengede durmakta biraz zorlu yaşasamda toparlandım.

Herkes kahvaltı masasındaydı. Bende masaya oturduğumda herkes yemeye başladı.

"Bugün herkesin çalışması var. Unutmayın."
James'in uyarısı ile herkes kafasını salladı. Söylemesine gerek yoktu.

***

Aşırı sıkıcı geçen kahvaltıdan sonra hepimiz bahçede toplandık. Sara ve diğerleri zaten dışarıdaydı. Sara'nın suratında garip bir ifade vardı. İçimden bir ses bunun pek iyi bir şey olduğunu söylemiyordu.

Jack'in işareti ile herkes ayrı bir yerde çalışmaya başladı. Sonuçta bahçe büyük. Sara ise omzumdan tutarak beni evin içine doğru yönlendirdi.

Yine kötü bir şey olmuştu.

"Ally... şey... seninle konuşmam gereken bir konu var."

Evet kesinlikle kötü bir şey olmuştu.

"Senin, şu insanlara acı çektirme şeysi var ya. Hani bir kere olmuştu."

Kafamı evet anlamıda salladım. Sadece bir kere yapabilmiştim ve hala nasıl olduğunu çözememiştim.

"İşte o şey... senin lanetin."

Lanetim? Lanetim!
Benim bir lanetim olmak zorundaydı. Peki bu normal bir şey değil miydi?

Lanetimi kabullenmem bu kadar mı kolaydı?

"İşin kötü tarafı bu zamana kadar sadece bir kere olduysa, her an o güç patlayabilir. Benim korktuğum ise bunun arkadaşlarının yanında olursa onlara zarar gelmesi."

"Bunu kontrol etmenin çaresi yok mu?" diye sordum umutla.

Arkadaşlarıma zarar vermek istemiyordum. Bu isteyeceğim en son şeydi. Hatta isteyeceğim bir şey değildi.

"Maalesef ki yok. Benimki duygusal yönden bir lanetti, yani benim bu lanetle ilgili bildiğim pek bir şey yok. Tek bildiğim bu lanet en son 600-800 yıl önce olmuş olduğu. Onun dışında bu lanet hakkındada pek bir fikrim yok."

Bu laneti içimde tutmanın bir yolunu bulmalıydım. Off! Bir de savaş vardı!

"Bunlarla sonra uğraşırız." deyip dışarı çıktım. Bunlarla uğraşacak değildim. Savaşa hazırlanmamız lazımdı.

***

Heryerim ağrıyordu ama Sam'in hali benden beterdi. Jessica bir ara onun üstüne basınçlı su göndermişti. Şu anda ona acıyordum. Ciddi anlamda.

"Bu Jessica cani çıktı! Yüce pizza aşkına biri beni kaldırsın! "

Emily ve ben yanına gittik. Onu yavaşça kaldırırken erkekler gülüyordu ve evet buna David de dahildi. Sam ağır bir kız olmasa da biz biraz güçsüzdük. David'e görünmez ışınlar yolluyorduk.

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin