Andy'nin Ağzından
" Bu kız farklı..." Olivia haklıydı. Ama hiç kimsenin ölüm gücü yoktu. " Sara ona yardım ediyor." Kara Ruh'un söylediği ile herkes ona döndü. " Bu imkansız. Ya-yani o öldü." Kara Ruh bana baktı sonra masaya yumruk vurdu. " Lanet olsun ki hayır! " diye bağırdı. Bir yandan masaya yumruk vuruyordu. " İnsanlar, zihni başka yerdeyken ölürse beden ve zihin ayrılır ama gariptir ki sadece beden ölür, zihin boşlukta kalır. Ruhlar göremez ama hisseder. Bende hissettim. Sara oradaydı. Ama..." Cindy'e baktı. Yüzünde samimiyetten uzak bir gümseme vardı. Bir anda sertleşti. " Onu gördün mü? " diye sordu. Bu soruyla ben bile irkildim ama Cindy 9 yaşında olmasına rağmen sinsice gülümsedi. Cindy'nin sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Ruh gibiydi. Zaten gücüde buydu. " Evet oradaydı ama Ally'e o gücü o yaptırmadı. hatta korktu. Sonrası bildiğin gibi. " dedi Cindy. Ruhları görebiliyordu. Biraz daha uğraşırsa onlarla konuşacak. " O zaman Andy, gözünü kardeşinin gözünden ayırma ama bu arada sıradaki takım arkadaşınızı alın."
James'in Ağzından
2 saattir bekliyoruz ama Ally uyanmıyordu. David 2 saat önce gelmişti, o pislikte kaçmıştı. Ally'nin kalp atışları ani bir şekilde yükselmişti. Sınıfta da garipti. Sonra bayılma olayı... Birkaç dakika sonra Prof. Land geldi. Arkasından Elizabeth. Prof. Land ve Elizabeth Ally'nin yattığı odaya girdi ve kapıyı kapattı ve kilitledi. Başımı ellerimin arasına aldım.
Ally'nin Ağzından
Sara bana etrafı dolaştırdı. Heryer çok güzeldi. Birden o yaratıklar Sara'nın yanında belirdi. Kulağına bir şey fısıldadı. Sara burukça gülümsedi.
Sanırım burada ayrılacağız. Küçük Matthew, seni almaya gelmiş.
"Matthew kim?" dedim tek kaşımı kaldırdım.
Land, galiba ona Prof. Land diyorsunuz.
Sara Prof. Land'ı nereden tanıyordu? Daha önemlisi Prof. Land kaç yaşında? " Prof. Land, yani Matthew, kaç yaşında? " Sara bir kahkaha attı.
Mantıklı 120 yaşında. O bizim elimizde büyüdü. (derin bir nefes aldı ve yüzü soldu.) Marie'yi de çok kötü zamanda kaybetti. Hatta birkaç kez hayatımı kurtardı.
Yavaş yavaş görüntüler bulanıklaştı.
Gözlerimi yavaşça açtım. Hastane odası. Yatağın başında Elizabeth, solda Prof. Land olarak bilinen ama Matthew olan adam duruyordu. Elizabeth'e bir şey söyledi. Elizabeth dışarı çıktı. Çok geçmeden geri döndü. Arkadan bizim grup girdi. Sophie ve Sam öne atıldı. " İyi misin? Ağrın var mı? " diye soru yağmuruna tuttular. Sonunda beni David kurtardı. " Hoo, hoo! Yavaş olun!" Ne iyi çocuk derken "Sen nasıl bayıldın?" diye sordu. Gözlerimi devirdim. " Ally! İyi misin? " James'in içeri dalması ile herkes ona döndü. " O iyi bir daha biri 'iyi misin' diye sormayın" dedi Prof. Land. Aklıma Sara geldi. Marie diye birinden bahsetmişti. Belli ki Prof. Land için önemli idi. Acaba kardeşi miydi? Onu geçtim nasıl 120 yaşında!?!? Tabii acayip yaratıkların ortada dolaşması, Emily'nin insanların rüyalarına girip zihin okuması, Jhon'un James'in kardeşi olması, bir kurşunu durdurmam tuhaf değil sadece Prof. Land'ın 120 yaşında olması garip. Yorgun sesimle "Hey Matthew, birileri sana selam söyledi." dedim gülerek.Özür dilerim. Biraz kısa oldu ama annemden gizli bu kadar yazabiliyorum;-)
İyi okumalar...♥♥