Elizabeth elinde bir fotoğrafla girdi. "Cody. Üniversiteli. Onu almamız daha kolay olacak ama bir şey dışında, çocuk tam bir dahi. " Dahi mi? Bu bizi nasıl yavaşlatabilir? Aklım soruyu yönelttim. " Tam- bir-dahi. Yani dövüş kurslarına gidiyor. " Benim ne uzak nede yakın hiçbir dövüş eğitimim yoktu. Çocuk hiçte dövüşen birine benzemiyordu. Tam aile çocuğuna benziyordu. Emily'de aynı şekilde bu çocuk gibiydi ama bak kız beni tek hamlede yere sermişti. "Peki bunu nasıl başaracağız?" James başını bana doğru döndürdü "Çok fazla soru soruyorsun." dedi bıkkınlık barındıran bir sesle. Ama haklıydım. David hareketlenince ona döndüm. "Önce bir plana ihtiyaç var." Sam hemen söze girdi." Bence çocuğa bir yumruk geçirelim sonra eve getirelim." David ona inanmaz gözlerle baktı. Sanırım kavga başlayacaktı. " Şaka mısın kızım sen?!? Dövüş eğitimi var, çocuk dahi diyolar. Aklın mı almıyor kızıl bela!!" Sam'in de konuşmasını bekledim ama o laf söylemek yerine David'in üstüne atladı ve ona bir yumruk indirdi. Şanslıydı ki ikinci yumruğu yemeden David onun bileklerinden tutup yer değiştirdi. Şimdi David üstte Sam aşağıdaydı. Oldum olası kavgaları sevmişimdir ne kadar kötü olsada. Tam iş garip bir hal alıyordu ki bir anda donup kaldılar. Şaşkınlıkla gözlerimi açarken James'in "Teşekkür ederim Emily." Dediğinden bir şey anlamadığım için bakışlarımı Emily'e çevirdim. Emily Sophie'yi buraya getirmek için yaptığı gibi gözlerini kırpmadan donup kalan Sam ve David'e bakıyordu. " Bu kadar yeter." dedi James. Emily gözlerini kapattığı an Sam sağa David ise sola fırladı. Sam ayağa kalkar kalkmaz odasına koştu. Ne olduğunu anlamadığım için yan yana duran James, Emily ve Elizabeth'e baktım. "Ne diye öyle bakıyorsun?" diye sordu olağanca kibarlığı ile James. Onu boş verip Sam'in arkasından gittim. Kapıyı açtığımda Sam yatağa uzanmış... ağlıyordu
Sam ağlıyormuydu? Sam'in yanına gidip yatağın kenarına oturdum. Bu Sam'in en çaresiz haliydi. Belli ki.
" Sam. İyi misin? " dedim
Sesimden endişe akıyordu. Sam hayır anlamında başını salladı ve hiç beklemediğim anda bana sarıldı. " Anlatmak ister misin? Rahatlarsın hem." dedim şefkatli bir sesle. Gözyaşlarını sildi ve tam gözlerimin içine baktı. " Annem... Onu gördüm. "dedi ağlamaktan çatallaşan sesiyle.