22. bölüm

443 31 0
                                    

1 ay sonra...

"Arkadaşlar Cody bize bugün ders çalışmaya geliyor."

Size bu bir ayda ne olduğunu açıklayım. Sophie Cody'i etkilemesi için okula getirdik o ne yaptı? 'Popüler grubu ' ile birlikte. Cody de bu aralar Emily'e yakın davranıyor. James her ne kadar arkadaşça desede bence Cody Emily'den hoşlanıyor. Bizde Sophie'nin yerine görevi Emily'e verdik. Ve şimdi size halimizi anlatıyorum. Sam ağzındaki çiğnediği kaşarlı tost ile öksürmeye başladı. Yanındaki David içmekte olduğu kahveyi James'in üstüne püskürttü. James üstündeki kahveyi ( ne zaman aldığını bilmediğim ) peçete ile siliyordu. Bense gözlerimi pörtleterek Emily'e bakarak " Ne? !?" diye cırladım. Yanlış anlamayın tamamen mutluluktan cırladım. Emily ise bize bakarak kahkaha atıyordu. İyi bir haberde. Emily çok değişmişti. Artık bizle konuşuyordu. Hatta gülümsüyordu. "Bana bak! Eğer bu sana yavşarsa biz burdayız. Bir çığlık yeterl - "

" Neden yavşasın? Bence o daha yavşamanın ' y'sini bile bilmiyordur. "

" Hı? Erkek milleti hep yavşar. "

"Hoppala! Biz size ne zaman yavşadık yaa!"

"İstersen hatırlat-"

David ve Sam'in kavgasını kesen James'in "Yeter!" demesiydi. "Emily bu akşam yemeği bizde yemesini söyle. Sizde... siz ne yaparsanız yapın.." dedi ve masadan kalktı. T-shirt'ü tamamen kahveye bulanmıştı. Odun! Cody bu bir aydır hep Emily ile geziyordu. " Emily?" Adını seslendiğimde bana baktı. "Bence bu çocuk senden hoşlanıyor. " diye ekledi Sam ve tostunu yemeye devam etti. " Bence Emily de ondan hoşlanıyor. " diye mırıldandığımda Emily hışımla ayağa kalktı. "Hiçte bile! Ben tost almaya gidiyorum! " dedi ve kantine doğru yürümeye başladı.

*

"Hoşgeldin." Emily'nin gülüsemesinden anladığım kadarıyla Cody gelmişti. "Hoş buldum. " Bizi gördüğü zaman donsada " Me - merhaba. " diyebildi. Emily koluna dokunduğu zaman Emily'nin ki gibi bir gülüş ile ona döndü. "Biz yukardayız. " dedi Emily bize dönerken. James tamam anlamında başını salladı.

Cody'nin Ağzından...

Kabul. Güzel bir gülüşü vardı. Ve gözleri ve teni... Kabul aşık olmuştum. Odasına girdiğimizde kapıyı kapatıp yatağa oturdu. " Anneniz ve babalarınız burada kalmanıza izin veriyor mu? Yani çok kişisiniz."
Zorla yutkunup başını yere eğdi. Gözleri dolmuştu. Ben. Yanlış bir şey mi yapmıştım. " İyi misin? " Evet anlamında başını salladı. " Diğerlerininkiler biliyor. Be - benim ailem yok. " Gözünden bir yaş düşmüştü. " Özür dile-"
" Gerek yok."

"Anlatmak ister misin?"
Omuz silkti.

" Annem ve babam ben çok çok küçükken öldü. 4 yaşındayken beni Casandra Yengemin yanına verdiler. Yengem annemi hep kıskanırdı. Onun çocuğu oluyor benim olmuyor diye dert yanıyordu. Amcamda işi yüzünden yurtdışında idi. Beni verdiği zaman amcama kaçtığımı söylemiş. Yetimhane bayaa sertti. İzin almadan konuştuğunuzda ceza veriyorlardı. " Derin bir nefes aldı. " Zaten izin verdikleri de yoktu. " diye mırıldandı ve devam etti. "Bende garip çocuktum. Hep rüyalar görürdüm. Bazıları bana seni rüyamda gördüm. Diyordu. Hatta orada bir kız vardı. Adını tam olarak hatırlamıyorum. Bana ucube derdi. Neden dediğini anlamazdım zaten. Sabahları gelir akşam giderdi. Garip bir kızdı. Suzzy diye bir kadın vardı. Cadaloz kadın! Akşamları koridorları gezer, dışarıda bulduklarına ceza verirdi. Aslında ne kadar ceza ise bayaa bayaa işkence idi. 14 yaşında. Bir gün yine kabus görüyordum. Uyandığımda gece yarısı falandı. Dışarı çıkıp koridorda gezmeye başladım. Dış kapının önünde durdum. O cadaloz beni fark etmişti. Beni alıp bodruma indi. En son hatırlamıyorum. Ama omzumda bir ağrı hissediyordum. O günden sonra kadın bulduğu her yanlışta beni dövmeye başladı daha çok omzumu hedef alıyordu." T - shirt'ün omzu görünecek sıyırdı. O an gözlerimi büyülttüm. Omzunda morluklar vardı. Surat ifadesinden acı çektiğini görebiliyordum. " 16 yaşında. Bir çocuk yetimhaneye geliyordu. O da akşam giderdi. Onu severdim. Tek arkadaşımdı." Buruk bir gülümseme sundu. Dayanamayıp sarıldım. Oda çok geçmeden kollarını bana doladı. Bayaa acı dolu bir geçmişi vardı. Okula ilk geldiği gün sessizdi hem de çok. Kollarını çözdü. " Duydun mu?" dedi gülerek. Hayır anlamında başımı salladım. Gülerek kapının yanına gitti ve dirseğini kapıya geçirdi. Dışarıdan düşme sesi geldiğinde ikimizde gülmeye başladık.

Ally'nin Ağzından...

Sıkılmak yerineSam ile onun ve Sophie'nin odasına çıktık. Sophie ' popüler grubu ' ile dolaşıyordu. Bu akşam gelmezdi. Sam beni dürtünce ona döndüm . " Hey! Hadi gidip Cody ve Emily'i dinleyelim!" diye fısıldadı. Yapacak bir şey yoktu. O yüzden bende onayladım. Odadan çıkıp yavaş adımlarla Emily ve benim odama ilerledik. Kulağımı duymak için kapıya koydum. "Yaa! Ally çekil bende duymak istiyorum!"

" Bende bir şey duyamıyorum. Sesler boğuk geliyor."

Sam beni dinlemeyip üstüme bindi. Kulağım hala kapıdaydı. Birinin kapıya vurması ile yeri boyladık. Kapı açıldı. Emily kahakahalarla gülerken Cody'nin de ondan ayrı kalır yoktu. David " Yeme- puhahahahaha- bu haliniz -hahaha- bu haliniz ne sizin?" Sam üstümden kalktı ve David'in sırtına atladı. " Hadi yemek hazır. Götür beni. Yihaaa!" David ona baktı ve "madem öyle istiyorsun." dedi ve koşmaya başladı. Sam çığlık atarken bizde kahlahalrla gülüyorduk.

*

Sonunda herkes yemek masasındaydı. Cody Emily'nin ısrarları üzerine yemekteydi. James ağzını açacakken zil çaldı. Hizmetlilerden (hizmetçi demeyi sevmiyom bu daha kibar -yazar-) biri kapıyı açtı. Herkesin gözü önünde idi. Islık sesi ile herkes mutfak kapısına yaslanan kişiye döndü.

Onun burada olmaması gerekiyordu...

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin