35. Bölüm

406 30 0
                                    

Medyada Nick...

"Ally! Aaaaaaallllyyy! Ally! Ally! Al-"

"Bir daha Ally dersen yumruğu yersin." dedi David yumruk yaptığı elini yukarı kaldırarak.

"Bir dihi İlly dirsin yimriği yirsin." Sam yine ve yine bana dönerek.

"Ally!"

Daha fazla kendimi tutmanın anlamı yoktu, değil mi?

"Ne var?!? Ne var Sam?!? Sabahtan beri 'Ally, Ally'! Adımdan soğudum resmen! Bir sus, bir sus!"
Sam tek kaşını kaldırarak 'bitti mi? ' bakışı attı.

"Ne vardı Sam?" dedim bu sefer daha sakin bir sesle. Sam çocuk gibi omzunu silkip kollarını göğsüne bağladı. Küstü!

"Şimdi çocuk gibi küsücek misin? Bak söz..." Söz ne ? Sam'e ne konuda söz verebilirdim? Buldum! ;-)

"Sam sana sevgili yaparım. Söz! "

"Ne?!"

Sam ve David aynı cümleyi farklı duygularda söylemişlerdi. Aslında amacım David'in kıskanmasını sağlamaktı. Son bir haftadır. Sam ve David birbirlerine yakın davranıyorlardı. Bizde Emily ile onlara güzel bir oyun hazırlamıştık bu sabah.

"Olur."

"Olmaz."dedi David Sam'e dönerek.

"Ya sana ne! " Bir saat önce bunu Sam'e de anlatmıştık. Sam boş olduğunu söylese de kabul etmişti. Sam rolünün ustasıydı.

"Ne demek sana ne! Ben o çocuğu bulursam ne yaparım biliyor musun? !" dedi David. beklediğimiz tepki geldiğinde Emily sözü aldı.

"Benim bildiğim biri var. Adı Nick. Yakışıklı çoçuk. İstersen bugün buluşun, he ne dersin? "

Nick Sam'in tek kuzeniydi. Nick'in babası kardeşini (Sam'in babasını) ziyarete gelmişlerdi. Fırsattan istifade bizde Nick'i kullanmaya karar verdik. Nick'e de Sam anlatmıştı. Yani, umarım.

"Tamam. Hadi gidelim."dedi. Vakit kaybetmeden ayakkabıları giyip dışarı çıktık.

Bugün Pazardı. Yani serbest gün. Sara ile çalışıyoruz ama onun dışında bir diyaloğumuz yoktu. Cumartesileri çalışıyorduk. George genellikle biz çalıştığımız saatlerde bir yere oturup bizi izliyor ve not alıyordu. Sonra ortadan yok oluyordu. Bu adamda bir şeyler vardı. Ama ne ?

David'in Ağzından...

Nick' miş! Ben salonda bir sağa bir sola giderken Cody durmamı söylüyordu. O kadar dolanmıştım ki benim bile başım dönmüştü. James gülerek beni izliyordu.

"Abi madem Sam'den hoşlanıyorsun, çıkma teklif etsene? Burada akbaba gibi dönmekle bir şey yapamazsın. "

Sinirle James'e döndüm. Emin görünüyordu.

"Ben Sam'den hoşlanmıyorum."

Cody ve James aynı anda "Emin misin?" deyince sorgulamaya başladım.

Sam güzel kızdı. Belki de feci güzeldi. Kavga etmeyi seviyordu. İşte bu onun en sevdiğim özelliğiydi. Korkmadan kavgaya dalabilecek biriydi. Ama arkadaşlarını ve ailesini kaybetmekten o kadar korkuyordu ki. En kötüsü de acıyı içinde yaşamasıydı. Umursamaz görünüyordu ama uyurken ağlayan biriydi. Gerçekten uyurken ağlıyordu. Önce ne olduğunu anlamasamda sonradan kabus gördüğünü ve buna alıştığını söylemişti. O söyleyene kadar onu her gece ağlarken seyretmiştim. Her göz yaşında biraz daha gerilmiştim.

Ahh! Ondan hoşlanıyordum.

"Galiba biraz" dedim tekli koltuğa otururken. Bu sefer Cody bana dönüp sırıttı.

"Biraz mı?"

"Hoşlanıyorum!! Var mı diyeceğiniz!?!" James ve Cody kahkahalarla gülerken kendi kendime Cody'nin gözlüklerimi kıracağıma söz verdim.

Ally'nin Ağzından...

"Bana bak kuzen, eğer ters bir şey olursa..."

"Tamam ya olmaz!"

Nick'i bizim eve getirmiştik. Sam de Nick'e son ikazlarını (tehtidlerini) yapıyordu.
Sonunda Emily kapıyı çaldı. Kapıyı bir hizmetli açmıştı. Hizmetliler Pazar akşamı gelir evi temizler sonra giderlerdi. Sanırım işleri erken bitmişti. Hizmeyli evden çıkarken Cody kapıda belirdi.

Cody sevgilisine gülümsedikten sonra gözleri hepimizin üzerinde gezdirdikten sonra gözleri Nick'in üzerinde durdu. Cody'nin yüz ifadesi endişe ile acıma arasında gidip geliyordu. Nick elini uzatıp kendini tanıttı. Cody de istemeye istemeye elini sıkıp kendini tanıttı.

Nick içeri geçtiğinde David ve James salondan çıkmıştı. David önce Nick'e baktı. Çenesi gerilmişti. Gözleri Sam'e çevrilmişti.

"Çocuklar bu Nick, Nick bunlar da arkadaşlarımız James ve David." Emily tanıtımı ile herkes salona gitti.

Dakikalardır David Sam'e ve Nick'e ölümcül bakışlar atıyordu. Sessizliği bozan Sam oldu. Ayağa kalkarak "ben yiyecek bir şeyler almaya gidiyorum. " dedi ve mutfağa gitti. David de ayağa kalktı.

"Ben odama gidiyorum. " dedi ve salondan çıktı. Derin bir nefes aldım.

"Arkadaşınızın arkasından iş çevirmek ayıp değil mi?"

James bunu nereden biliyordu? Biliyorsa David'in de bilmesi gerekmez miydi? Eğer bilseydi Nick'i gördüğünde sinirlenmezdi.

"David bilmiyor, korkmayın. " deyip gülümsedi.

Gülümsemesi güzeldi.

Ben niye bunu düşünüyorum?!?
Başka bir şey düşün. Başka bir şey düşün...

"Ben gidip bir Sam'e bakayım. " deyip kalktım ve mutfağa gittim. Mutfak kapısından gördüğüm şeyle hemen duvara saklandım. Beni görmemişlerdi. Yüzümdeki gülümsemeyi atamıyordum.

Başarmıştık!


SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin