29. bölüm

380 32 0
                                    

James bana trene bakan öküz gibi bakmaya devam edince daha fazla bekleyemeden Cody'nin elinden suyu alıp suratına attım. Sam ve Sophie anırarak gülerken, diğerleri şaşkınlıkla bakıyordu. Ama hak etmişti. İki saattir öylece bakıyordu. James yüzündeki suyu eliyle sildi.

" Sevgili Sara, bunu nasıl yapmayı düşünüyor?" dedi alayla. Omuzlarımı aşağı yukarı salladım. Yüz ifadesi bir anda değişti.

" Onun yanında çalışmayacaksın. Bu kadar." Bir şey söylememe izin vermeden odasına çıktı.

"Neden bu kadar tepki verdi bu?" dedi Sam merdivenleri göstererek.

" Ally, James işini şansa almayan biridir. Sara'ya da pek güvenmez çünkü... Sara Kara Ruh'un kızı."
dedi ben son cümlede ağzım açılarak.

" Ama buna rağmen tamamen annesine çekmiş. Annesi gibi yufka yürekli. "

Kara Ruh kızını başkasına kaptğı için ne kadar sinir olmuştur kim bilir. Aklıma gelen bir şeyle durdum.

" O zaman Sara'yı babası öldürdü. "

Emily evet anlamında başını salladı. Bir baba kızını nasıl öldürebilirdi. Belki de bunun gibi bir çok olay oluyordu. Ama ben kulaklıkları takıp kendimi dünyadan soyutlayan bir kızdım.

2 hafta sonra...

Şimdi odaklan, yapabilirsin.

Ne mi yapıyorum? James'i dinlemeyip bir haftadır Sara ile çalışıyordum. Şu anda iki yüzyıllık bir ağacı fidana dönüştürmeye çalışıyorum. Sara bana küçükten başlayacağımızı söyledi. Kim bilir ileride ne yapacaktık.
" Yaa! Olmuyor." Tam bir umutsuz vakaydım.

Tamam başka bir yöntem kullanalım.

Önce yüzü acı çekermiş gibi kasıldı sonra derin bir nefes aldı. Karşımdaki ağaca baktım. Ama bu.... Baba? Nasıl? Dolan gözlerimle babama baktım.

"Kızım? "

Kızım. Kızım!

" Baba." dedim ağzımdan bir hıçkırığın kaçmasına izin vererek. Babam. Benim babam! Annemden yüzlerce kere anlatmasını istediğim babam. Susmam için kabul edip, o anlatırken ellerini saçlarımda hissettiğim babam!

Sara'ya baktığımda ela gözlerinin dolduğunu gördüm. Onu kendi babası öldürmüştü. Ne için?

Babam bana doğru ilerleyip sıkıca sarıldı. " Kızım. " diye fısıldadı özlem dolu bir sesle.

Omuzlarımdan tutup, yüzünü benim boyuma getirdi.

"Bunu yapabileceğini biliyorum" Sara'ya bir bakış attı.

7 dakikan kaldı...

" Hadi bakalım kızım. Fazla vaktim yok. Zaten yapabileceğine inanıyorum. Sonuçta sen benim kızımsın." dedi omzumu sıvazlayarak. Ona içten bir şekilde gülümsedim. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Mutluluk, özlem, hüzün...

Hadi Ally, yapabilirsin.

Babamda Sara'nın yanına gitmişti. Dikkatle ağaca baktım.
İçimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim. Bu hem gıdıklayıcı hem de garip derecede gülümsememi sağlayan bir histi. O hissin ağaca aktığını düşündüm. Gözlerimi kapatıp bütün hissi ağaca verdim.

Gözlerimi açtığımda etrafta ne ağaç vardı ne de fidan. Sadece bana şaşkınlıkla bakan Sara ve gururla bakan babam.

Babam yanıma gelip beni kucakladı. " Canım kızım benim. Yapabileceğini, hatta daha iyisini yapabileceğini biliyordum." Arkadan Sara'ya kaşlarımı çatarak baktım. Babam beni bıraktıktan sonra Sara eskiden ağacın olduğu yere gitti. Kibarca eğilip yerdeki bir şeyi aldı ve yanımıza geldi.

Ağacı tohuma döndürdün. Sandığımdan da güçlüsün.

Sonra babama baktı.

1 dakikan kaldı...

Deyip yok oldu. Babam bana dönüp elimi tuttu.
" Kızım benim, seni asla bırakmadım, bundan sonra da bırakmayacağım. Sakın kendine güvenmekten vazgeçme. Yalnız da değilsin. "

Ben sessizce ağlarken o da bana sıkıca sarıldı. " Seni seviyorum. " diye fısıldadı ve kayboldu. Ellerimin boşluğa düşmesiyle sarsılarak ağlamaya başladım.

Ağlama, kızım bir daha ağlama bebeğim. Söz mü?

" Söz."

SeçilmişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin