Susmak bilmeyen telefon seslerinin duvarlar arasında yankı yapmasıyla birlikte, açtığı kapıdan sinirle kendini dışarı attı kahverengi saçlı beden.
Mavimsi cam duvarlara sahip odaların sarmaladığı koridorda ilerlerken üstündeki bakışları tabii ki hissediyordu, hiçbirine aldırış etmedi.
O sırada telefonunun çalmasıyla deri ceketinin cebine elini atarak aramayı cevapladı.
"Söyle Jisung."
"Neredesin?"
"NIS'te, şimdi geliyorum eve."
"Sesin sinirli geliyor, yine mi Bay Kang ile atıştın?"
Yüzünde alaylı bir gülümseme oluşmuştu kahverengi saçlının, maskesini takıp binadan ayrılmadan önce arkadaşını cevapladı.
"Sonra konuşalım."
Telefonunu eski yerine koyarak, gülüşünü yüzünden silmeden birkaç sokak öteye park ettiği motoruna ilerledi Seungmin.
Çok geçmeden bir gökdelenin üst katında olan dairesine varmıştı. Anahtarla içeriye girip salondaki beyaz koltukta oturan ev arkadaşının yanına attı bedenini.
"Yine ne yaptın?" Jisung bıkkınlıkla sordu.
Seungmin omuz silkerek, dumanlı göz makyajının ev sahipliği yaptığı soğuk bakışlarını karşısındakine çıkardı.
"Depoyu patlatmış olabilirim."
Jisung şaşkın bakışlarını arkadaşının yüzüne sabitledi. "Ne yaptım dedin? Tanrı aşkına Seungmin, sen kafayı mı yedin!?""Hey, bilerek yapmadım!" Seungmin arkadaşının suratından ona inanmadığını anlamıştı. Sonuçta yıllardır birlikteydiler, Jisung onu kendisinden bile iyi tanıyordu.
"Tamam bilerek yapmış olabilirim." Jisung avucunun içiyle alnına vurmuştu. "Seni hala nasıl atmadılar işten, ben anlamıyorum."
Seungmin gülüşünün yüzüne yayılmasına izin verirken Jisung'ın yanağından bir makas alarak odasına ilerlemişti. "Çünkü NIS'teki en iyi ajan benim Sung, bana ihtiyaçları var."
—
Ertesi gün Seungmin ve Jisung her zamanki gibi dışı koyu lacivert camlardan oluşan çok katlı binanın önündeydiler.
Seungmin ellerini deri pantolonunun cebine sokmuş, asansöre doğru ilerlerken Jisung da arkadaşını takip ediyordu. Bay Kang, sabahın köründe acil durum için ikisini de aramış, binaya gelmelerini söylemişti. Jisung soğukkanlılıkla asansörden inerken Seungmin heyecanlıydı.
Beyaz kapının önüne geldiklerinde kapıyı çalmadan içeriye girdiler. Bay Kang, bu duruma alışmış olacak ki anında deri koltuğundan kalkarak ikilinin önüne gelmişti.
"Hoş geldiniz."
İkili bir baş selamıyla müdürlerini selamladıktan sonra meraklı bakışlarla ona bakmaya başlamışlardı. Adam sıkıntıyla elini ensesine atarak ovmaya başladı.
"Yeni bir göreviniz var." Seungmin'in siyah maskesinin ardındaki suratına bir gülümseme yayılırken Jisung ise odadaki cam vitrinin içindeki dosyaları incelemekteydi.
Seungmin tek kaşını kaldırarak sordu. "Sizi dinliyoruz Bay Kang?" Adamın utanıp sıkılan halleri gözüne tuhaf gelmişti. Nedenini sorgulamayı bırakıp, Jisung'ın incelediği vitrinlerden birine giderek içinden koyu lacivert bir dosyayı alan müdürlerini izledi.
Bay Kang, dosyayı tok bir ses çıkmasına sebep olacak şekilde masasının üstüne koyarak açtı.
Seungmin ve Jisung da masanın yanındaki yerlerini almış, merakla beyaz sayfanın üstündeki fotoğrafa bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...