Yorumlar düşmüş :( neden ki beğenmiyor musunuz yoksam? (Önceki bölümü okuduğunuza emin olun bu arada.)
🍸•
Ertesi sabah Seungmin, saçlarında hissettiği nefesle gözlerini açmıştı. Odanın yere kadar olan pencerelerinden giren gün ışığı gözlerini kamaştırırken elini kaldırıp ovdu.
Chris'in hala uyanmamış olmasına bakılırsa saat oldukça erken olmalıydı. Kafasını hafifçe kaldırıp yanında uyuyan bedenin suratına baktı. Uyurken o kadar masum gözüküyordu ki gözleriyle görmese bu adamın bir suçlu olduğuna hayatta inanmazdı.
Bir süre yakışıklı yüzünü inceledikten sonra saatin hala erken olduğunu düşündüğü için biraz daha uyumaya karar vermişti. Chris'e doğru sokulup kafasını çıplak göğsüne yasladı. Bu hareketi büyük olanın Seungmin'in etrafındaki kollarını sıkılaştırmasına sebep olmuştu.
Kahverengi saçlı burnuna dolan temiz şampuan kokusuyla birlikte gözlerini kapatmıştı. Normalde olan Chris'in sert kokusu, gece birlikte banyo yaptıkları için uçup gitmişti. Böylelikle sıcacık bir şekilde tekrar uykuya dalması uzun sürmedi.
Bir süre sonra Seungmin tekrar uyanmıştı. Bu seferki yanında hissettiği hareketlenme yüzündendi. Gözlerini açıp ona yukarıdan bakan Chris'e döndü. Siyah saçlı gülümsemiş, yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle konuşmuştu. "Günaydın."
"Hmm...günaydın." Ona cevap verirken bir kedi gibi gerinmişti. Dirsekleri üzerinde doğrulup esnedi.
"İşe gitmeden önce kahvaltı yapmaya ne dersin?" Siyah saçlı masumca sorduğunda Seungmin alt dudağını ısırdı düşünürcesine. Görevi için gitmesi gerekiyordu, hisleri konusundaki korkusunu beyninde geriye attı.
"Olur, önce üstümü giyinmeliyim."
Seungmin yataktan kalkarken Chris ise tek kolunu kafasının arkasına koyup yatak başlığına yaslanmıştı. Seungmin'in çıplak vücudunu süzerken konuştu. "Kapının önünde birkaç poşet olması lazım. Kıyafet bırakmalarını söylemiştim."
Seungmin yüzünü buruşturup duraksayarak kapıya yöneldi. Chris'in onu hazırlamasına rağmen kalçasındaki acı kendini bariz belli ediyordu. "Umarım ağrı kesici de vardır." Sitemle söylediğinde büyük olandan bir sırıtma kazanmıştı. Gözlerini devirip eğildi. Poşetlerden birine baktığında siyah bir takım elbise gördü, bunun Chris'e ait olduğunu anlamıştı. Diğerine uzanıp alarak banyoya ilerledi.
Üstüne lacivert bir gömlek altına ise siyah kumaş bir pantolon giymişti. Poşetin içine baktığında yine siyah olan bir fular gördü. Böylelikle önündeki aynaya bakmak aklına gelmişti.
"Yuh vakumlamış şerefsiz." Boynunun üstündeki kızarıklıklarda elini gezdirirken mırıldanmıştı. Hızla başını iki yana sallayıp kendine geldi ve siyah fuları boynuna bağladı. Tekrar odaya döndüğünde Chris de üstünü giyinmiş, yatakta oturuyordu.
Onun içeri girmesiyle başını elindeki telefondan kaldırıp ayaklandı. Elindeki ilaç kutusunu küçük olana uzatmıştı. "Hazırsan gidelim." Seungmin başıyla onaylayarak kutuyu alıp kapıya yöneldi. Birlikte süit odadan çıkıp asansöre doğru ilerlemişlerdi. Otelden çıktıkları gibi Chris'in siyah arabası önlerinde durmuştu. Araçtan inen vale, anahtarları sahibine teslim etti.
İkili birlikte yola koyulduklarında sessiz bir yolculuk geçirmişlerdi. Çok geçmeden kahvaltı yapmak için güzel bir mekana geldiler. Birlikte cam kenarı bir masaya oturup siparişlerini verdiler.
O sırada ikisi de konuşmuyordu. Seungmin, ortamın garipliğini bozmak amacıyla boğazını temizledi. "Chris...kaç yaşındasın?" Cevabını bildiği sorulardan başlamıştı. Kim bilir belki bilmedikleri, bir ip söküğü gibi gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...