Oy vermeyi ve önceki bölümü okuduğunuza emin olmayı unutmayın lütfen 🥺
"Sana aşığım Chris."
"Ne?"
"Ne?"
Nefes nefese dudaklarının üstüne mırıldandığı kelimeler ikisinin de şaşırmasına sebep olmuştu. Chris şaşırmıştı, diğerinin bu kadar derin hisler beslediğini düşünmemişti. Seungmin şaşırmıştı, bu kadar derin hisler beslediğini düşünmemişti.
Kahverengi saçlı, bakışlarını kaldırıp Chris'in gözlerine baktı. Yanağından bir damla yaş süzüldüğünü Chris, sağ elini kaldırıp onun yanağını silene kadar anlamamıştı.
"Özür dilerim, ben... çok özür dilerim." Kendi kendine mırıldandı. Şimdi ne olacaktı? İşi ve sevdiği adam arasında bir seçim yapmak zorundaydı.
Şaşırtmadı Seungmin. Chris'in kollarından çıkarken ağlıyor ve sürekli özür diliyordu. Birkaç adım geriye gitti sendeleyerek. Büyük olan ise gözünü kırpmadan yere bakıyordu.
Seungmin arkasını dönüp hızlıca çıkışa doğru koşmuştu. Motorunun olduğu sokağa doğru ilerledi. Gözyaşlarının ıslattığı yanakları, dışarıdaki serin havanın yüzüne çarpmasıyla üşümüştü.
Kaskını takmadı, motoruna atlayıp zar zor çıkardığı anahtarıyla çalıştırdı. Gaza basarak gürültüyle kumarhaneden ayrıldığında, aynı zamanda sevdiği adamdan da ayrılmıştı.
Aslında ona son kez kaçması veya bir çözüm bulması için şans vermişti Seungmin ve böylelikle hayatında ilk kez hem kendinin hem devletin kurallarını bir suçlu için çiğnemiş, çok sevdiği işine ihanetin baltasını vurmuştu.
—
Chris, koltuğunda oturmuş dizlerinin üstüne yasladığı dirsekleriyle destek alarak ellerini saçlarından geçirmişti. Kafasını kaldırıp önünde duran ikiliye baktı. "Ne bok yiyeceğiz şimdi?"
"Öncelikle Seungmin'e her şeyi anlatmamız lazım." Jisung Minho'nun belindeki ellerinden kurtulmaya çalışırken konuşmuştu. Evet, şu anda Chris'in evinde o, Minho, Jisung ve Hyunjin birliktelerdi. Bu kısma nasıl geldikleri ise tam olarak şöyle olmuştu.
Chris, Seungmin onu kumarhanede bıraktıktan sonra evine doğru yola çıkmıştı. O sırada telefondan Hyunjin'i arayıp evine gelmesini söylemişti.
Minho ve Jisung ise ikilinin neler yaptığını gizlice koridorun ucundan izlemişlerdi.
"Saçlarını tekrar mavi yapsana." Minho çenesini Jisung'ın kafasına yaslayıp konuşmuştu. Jisung ise sinirle dirseğini arkasındaki Minho'nun karnına geçirdi. "Sessiz ol, duyamıyorum ne konuştuklarını."
Minho kafasını kaldırıp önünde konuşmakta olan bedenlere bakmıştı. İkilinin birden öpüşmeye başlamasıyla sırıttı. "Duymanı gerektirecek bir şey göremiyorum ben? Çıkan sesleri dinlemek istiyorsan biz de çıkarabiliriz, hem de daha iyilerini."
Jisung avuç içini alnına vurdu bıkkınca. Sonra kafasını arkaya çevirip kaldırarak kızıl saçlıya baktı. "Rüyanda canım."
"Rüyamda daha ilerisini de görüyorum." Minho yüzünü iyice Jisung'ınkine yaklaştırdığında Jisung ağzındaki sakızı şişirip Minho'nun dudaklarına temas ederek patlamasına sebep olmuştu. Sonrasında ona dil çıkardı. Kızıl saçlı güldü.
"Özür dilerim."
Seungmin'in sesiyle tekrar o tarafa döndüler. Arkadaşının çıkıp gittiğini gören Jisung saklandığı yerden çıkarak onun peşinden gitmeye kalkışmıştı ki Minho onu durdurdu. Arabasına doğru ilerleyen Chris'i gösterdi. "Önce onunla konuşalım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...