🎰•
Ertesi gün Seungmin, tüm gece uyumayarak kafasında bu görev sırasında olabilecek bütün ihtimalleri düşünüp A'dan Z'ye kadar tüm harflerden planlar kurmuştu. Bu yüzdendir ki şu an Jisung'ın motoruyla birlikte NIS'e gidiyorlardı.
Jisung motorunu birkaç sokak öteye park etmişti. İkili birlikte indiklerinde Seungmin ayakta uyuyordu resmen. Jisung arkadaşının kafasına bir tane geçirmiş, kaskını çıkardıktan sonra motorunun yan aynalarından birinde dağılan mavi saçlarını düzelterek siyah bir bere takmıştı.
Bir ajan olmasına rağmen saçlarının mavi olması, Jisung'ın hiç umrunda değildi. NIS müdüründen baya bir azar yese de kimsenin saçlarına karışma hakkı yoktu ona göre. Hem görevlerde ya şapka ya da bere takardı, bu yüzden hiçbir sıkıntı yaşamazdı genelde.
İkili birlikte yüksek binaya adımlamış, ceplerinden boyunlarına astıkları kartları çıkarıp okutarak kapılardan geçtikten sonra asansörde takmışlardı. Koskoca NIS, tabii ki parmak izi ve göz taraması kontrolü olmadan tek bir kartla giremezdiniz.
Ajanlarımıza herkes saygıyla eğilirken Jisung içlerinden sevdikleri varsa bir iki tanesine karşı selam vermiş, -genelde de böyle yapardı.- Seungmin ise görmezden gelmişti.
Teknoloji departmanına geldikleri zaman, boydan boya mavi cam olan odaların önünden geçtiklerinde Changbin ve Felix'in odasını bulmaları pek zor olmamıştı.
Seungmin pat diye kapıyı açarak içeriye maskeden dolayı gözükmese de yüzünde olan sırıtmayla girmiş, odadaki deri siyah koltuklardan birine atmıştı kendini.
Jisung da onu takip ederek yanına oturduğunda Felix gözünde olan ince çerçeveli gözlüğü düzeltti ve Changbin'i de dürterek oturan ikiliye döndü.
"Selamlar, nasılsınız ?"
"Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim." Seungmin tüm gece uyumasa da NIS'e adımını atar atmaz enerjiyle dolmuştu. Jisung ise sadece göz devirdi.
"Fazla zamanımız yok çocuklar, bir an önce ayrıntıları konuşmalıyız." Jisung söylediğinde, Seungmin de ciddileşerek önündeki bilgisayara bir şeyler yazan Changbin'e bakışlarını çıkarmıştı.
Siyah saçlı beden, deri bir çanta çıkararak Seungmin'e uzattı. "İhtiyacınız olacak olan tüm kağıt belgeler içinde. Kat planları, sahte kimlikleriniz ve pasaportlarınız dahil."
"Hmm güzel, güzel."
"Mesleklerimiz ne olacak?"
Felix, masasında öne doğru eğilip kafasını eline yaslayarak cevapladı. "Önceki görevlerinizde en başarılı olduğunuz meslekler hangisiyse onları seçtik."
İkili birbirine bakarken, çilli arkadaşları dudaklarına sürdüğü parlatıcının kalıcılığını sınar gibi dudaklarını ıslatarak devam etti.
"Jisung, sen garsonluk yapacaksın. Chris'in gittiği tek bir kumarhane var bu yüzden sıkıntı olmayacak."Jisung bundan hoşlanmasa da kafasını onaylar biçimde sallamıştı. Garsonlukla ilgili pek iyi anıları yoktu aslında ama diğer mesleklere göre daha iyiydi anlaşılan.
"Seung, sen de şarkı söyleyeceksin. İkinize farklı görevler verdik ki, birinizin olmadığı yerde diğeri olabilsin."
"Bir de..." sözü Changbin almıştı. "İstediğinizde oyunlara katılmaktan çekinmeyin. Chris'in dikkatini çekecek her şey yararımıza olur."
"Bütün masraflarınızı NIS karşılıyor zaten," Felix Changbin'e bakarak devam etti. "Oyunlarda kaybettikleriniz de dahil."
"Bunu sevdim." Seungmin ayağıyla yere ritim tutarken keyifle gülümsedi. Jisung da başını sallamıştı onaylarcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...