🎲•
Dünkü mekânla tanışma merasiminden sonra bugün resmî olarak orada çalışmaya başlayacakları gündü.
Seungmin, gereksiz yüksek çalan alarma söverek kalkmıştı. Odasının perdelerini ve pencereyi sonuna kadar açarak kafasını dışarıya uzattı. Derin bir nefes alarak şehrin havasını ciğerlerine doldurmuştu.
Alarm kurduğuna bakmayın, saat öğlen on ikiyi çoktan geçmişti. Kumarhanede bütün gece kalıp- güneş doğana kadar- çalışmak zorunda oldukları için olabildiğinde geç kalkmışlardı.
Kahverengi saçlı beden hızlı bir duşun ardından çoktan kalkmış olan arkadaşının yanına ilerlemişti. "Günaydın Raemi."
Jisung ortadaki beyaz sehpaya ayaklarını uzatmış, televizyondan bir şeyler izliyordu. Yanında açık olan telefona bakılırsa kahvaltı için bir şeyler sipariş etmiş olmalıydı.
"Günaydın canım." Seungmin'e öpücük attığında, ayakta dikilen beden gülerek kendini arkadaşının yanına atmıştı.
"Heyecanlı mısın?" Jisung kumandayla kanal değiştirirken sordu.
"Bilemiyorum, daha çok adrenaline susamış gibiyim."
Jisung ufak bir kahkaha atıp başını onaylarcasına sallamıştı. "Kolay olmayacak."
"Kolay şeyleri hiçbir zaman sevmedim zaten."
Seungmin'in cümlesi biter bitmez kapı çalmıştı. Kahverengi saçlı beden yerinden kalkıp yemeklerini alarak oturma odası ve mutfağı ayıran tezgâhın üstüne koydu.Jisung da hızla arkadaşının karşısındaki bar taburesine oturup paketleri açmaya başlamıştı. "Çok açım!"
İkili kahvaltılarını yaptıktan sonra Jisung biraz anime izlemek için koltuğa kurulmuştu, Seungmin ise ekipmanları kontrol ediyordu.
—
Akşam olduğunda, ikili hazırlanmaya başlamışlardı. Seungmin sıkı, deri, siyah bir pantolon; üstüne ise saten, gece mavisi bir gömlek giymişti. Dumanlı göz makyajını yapıp dudaklarına hafif bir parlatıcı sürdüğünde hazırdı.
Jisung ise mavi saçlarını maşayla hafif dalgalandırmıştı. Normal dizleri yırtık bir kot pantolon, üstüne ise crop siyah bir kazak giymişti.
Birkaç bıçak, ne olur ne olmaz diye küçük gizli bir kamera ve kulaklıklarını almış, motorsikletlerine binerek, sarı ışıklarla donatılmış sokaktaki kumarhaneye varmışlardı.
Seungmin kulaklığını görünmeyecek şekilde kulağına yerleştirmiş birkaç ses kontrolü yaptıktan sonra Felix'le iletişim kurabilmişti.
Jisung ise o sırada kaskının saçını bozmasından yakınıyordu. Motorsikletinin yan aynasından saçını düzeltip Seungmin'in 'hadi artık.' nidalarıyla kulaklığını ayarlamıştı.
İkili boylu boyunca cam olan kapıdan içeriye girdiğinde, siyah saçlı beden onları karşılamıştı. "Selam çocuklar, ilk gün ha?"
Seungmin hangi yoldan gittiklerini hatırlamaya çalışırken Jisung gülümseyerek cevapladı. "Selam Jake, aynen."
Jake, Seungmin'in kaşlarını çatmış etrafına bakan ifadesini gördüğünde gülümsemişti. "Size yolu tekrar göstereyim, isterseniz."
Jisung başıyla onayladı. "Süper olur."
Jake önde, diğerleri arkada karanlık koridorlardan geçerken hafif müzik sesi kulaklarına ilişmişti. Sonunda siyah deriyle kaplı kapı görüş alanlarına girdiğinde Jake'e teşekkür edip içeriye girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...