[[3]]

6.9K 949 867
                                    

🃏•

Henüz güneş doğmamasına rağmen ikili çoktan NIS'in tuttuğu özel jetlerine binerek yola çıkmışlardı bile.

Seungmin uyuyor, Jisung ise müzik dinleyerek tırnaklarına oje sürmekle uğraşıyordu. Uçuş tam 12 saat sürecekti, yani Las Vegas'a indiklerinde saat akşam altı suları olacaktı.

Seungmin uyandığımda, Jisung ile birlikte yaptıkları planların üstünden birer kez daha geçmişlerdi. Bu görevde hata payları yoktu, ciddi şekilde hayatlarını kaybedebilirlerdi. Hoş, bu ikisinin de umrunda mıydı orası pek bilinmiyordu.

Uzun geçen yolculuğun ardından, Las Vegas'taki geçici evlerine gelmişlerdi. Uzun süre kalacakları için otelde kalmak saçmaydı, bu yüzden aynı Seul'deki gibi yüksek ve çok katlı bir gökdelenin tepesinde ufak bir daire tutulmuştu onlar için.

Seungmin odasını bulunca kendini yumuşak ve beyaz yatağa atıp kollarını ve ayaklarını sanki karda melek figürü yaparmış gibi hareket ettirmişti. Bugünlük dinlenecekler, yarın ise çalışacakları kumarhaneye gidip etrafı inceleyeceklerdi.

Dışarıdan yemek söyleyip güzelce yediklerinde saat çoktan gece yarısına gelmişti. Seungmin uçakta uyuduğu için hemen uyuyamamış, unuttuysa diye her halükarda birazcık poker oyunu oynamıştı.

Ertesi sabah ikili yine dışarıdan söyledikleri ev kahvaltısıyla karınlarını doyurmuştular, kumarhane sabahları açık olmadığı için akşamı beklerken alışveriş yapmaya karar vermişlerdi.

Bir sürü yeni makyaj malzemesi, oje ve kıyafetler almışlar, üstüne bir de akşam yemeği yiyerek enerji depolamışlardı.

Kendilerini Las Vegas sokaklarına attıklarında hayran olmadan edememişlerdi, Seungmin hayatında hiç bu kadar ışıklı ve güzel sokaklar görmediğine yemin edebilirdi.

Hemen evlerine gidip üstlerini değiştirdiler, bugün sadece kumarhaneyi gezecekleri için yanlarına ufak tefek bıçaklar, sahte kimlikleri ihtiyaçları olacak kağıtlar hariç pek bir şey almamışlardı.

Seungmin önündeki aynada, elindeki far fırçasıyla her zamanki siyah farını dağıtırken Jisung ise saçlarını iki yana ayırıp spreyliyordu.

Seungmin işini bitirdiğinde arkadaşına bakarak önce bir ıslık çaldı ardından göz kırparak konuştu. "Hazır mısın sayın Shin Raemi?"

Jisung gülümseyerek kafasını salladı, bunlar buradayken kullanacakları sahte isimlerdi.

"Hiç olmadığım kadar. Peki ya sen, Yun Baekjee?"

"Ben hazır doğmuşum bebeğim, hadi gidelim."

İkili, orada kullanmaları için kiralanan siyah motorsikletlerine doğru adımlarken Seungmin kendi kendine bir şarkı mırıldanıyordu.

Telefonlarından açtıkları konuma göre çok geçmeden yola koyuldular.

Motorlarını direkt olarak kumarhanenin önüne park ettiklerinde Seungmin kaskını kafasından çıkarıp binayı incelerken ağzının açılmasına engel olamamıştı. Jisung'ın da ondan pek bir farkı yoktu.

Sarı ağırlıklı olmak üzere rengarenk ışıkların süslediği, devasa bir binaydı. İkili yavaşça cam kapıdan içeriye girdiklerinde orada çalışan birisi ikisine doğru ilerlemişti.

"Hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Merhaba, biz yarın işe başlayacak olan çalışanlarız." Seungmin etrafını incelerken konuşmuştu.

"Ah! O halde çalışacağınız yeri göstermem gereken kişiler sizlersiniz demek. Buyrun beni takip edin, lütfen."

Seungmin en güzel olduğunu düşündüğü gülümsemesini yüzüne yaymış, adamı takip ederken Jisung hâlâ yüksek tavanlı, girişe kırmızı halı bile serilmiş olan binayı inceliyordu şaşkınca.

Aleator // ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin