Oy ver lütfennnn bir de önceki bölümü okuduğuna emin olllll
Seungmin, yüzüne vuran güneş ışıklarıyla birlikte gözlerini kırpıştırarak açtı yavaşça. Esneyerek kafasını hafifçe kaldırdı, görünüşe bakılırsa Chris ile birlikte salondaki koltukta uyuyakalmışlardı.
Bir süre yanındaki bedene doğru sokulup ona dönerek yüzünü incelemişti. Zarif parmakları diğerinin yüzünde gezinirken Chris ise halinden memnun mırıltılar çıkarıyordu. Bu, Seungmin'in gülümsemesine sebep olmuştu. Parmakları Chris'in ufaktan şiş olan dudaklarına indi, yavaşça okşadı. Ardından uzanarak ufak bir öpücük bıraktı.
Chris ise Seungmin'in belinde sarılı olan kollarını sıkılaştırmış ve gözlerini aralamıştı. Kahverengi saçlı gülümsedi. "Günaydın."
"Günaydın bebeğim." Chris de ona gülümseyip eğilerek kollarındaki bedenin alnını öptü. Seungmin şu an bu anı hiç bozmak istemese de dudaklarını büzmüş, ardından konuşmak için aralamıştı. "İşe gitmelisin."
Chris'in de dudaklarından hoşnutsuz söylenmeler dökülürken yüzünü diğerinin boynuna gömdü. "İstemiyorum."
"Ama mecbursun. Hadi kalkalım." Seungmin yerinde doğrulup gözlerini ovaladı ve koltuktan kalkarak geriye doğru esnedi. Üst kattaki banyoya çıkıp elini yüzünü yıkadıktan, dişlerini fırçaladıktan sonra tekrar aşağı indi. Mutfağa doğru ilerleyip buzdolabını açtı. Chris ise hala koltukta oyalanıyordu.
Seungmin kahvaltı için tezgahın üstüne malzemeleri çıkardıktan sonra hala yatan bedenin yanına giderek yanağına birkaç öpücük bıraktı. "Hadi Chris. Kalk artık!"
"Tamam." Sondaki m'yi uzatarak söylediğinde Seungmin gülmüştü. Son bir kez daha onu öptükten sonra mutfağa geri döndü. Büyük olan da kalkıp banyoya ilerlemişti. Birkaç dakikanın ardından işini bitirip tekrar aşağı indi. Tezgahın önünde tofu kesen Seungmin'in arkasına geçtikten sonra kollarını onun beline dolamış ve tişörtünün açıkta bıraktığı omzuna bir öpücük bırakmıştı. Bu diğerinin yüzünde anında bir gülümseme oluşturdu. "Sırnaşıp duracağına yardım et."
"Ne yapayım, söyle?"
"Şu küçük tabağa iki tane yumurta kır ve pişir."
"Hm, tamam." Büyük olan yavaşça geri çekildikten sonra buzdolabına ilerlemiş, iki yumurta almıştı.
Çok geçmeden hazırladıkları kahvaltının başına oturdular ve yemeye başladılar. Genel olarak etrafa hakim olan sessizliği Chris bozmuştu. "Yarın teslimat var."
"Yani?"
"Bir şey yapacak mıyız?"
Seungmin ağzına bir domates atarken kafasını iki yana sallamıştı olumsuzca. "Biraz beklesek iyi olur. Hem abin teslimatlara gelmiyor, yanılıyor muyum?"
"Hayır, gelmiyor."
"Aynen, gelmesini istersen dikkat çekebilir. Yani, olaylardan sonra."
"Haklısın, diğer teslimatı bekleyelim."
Ve tekrar sessizlik. Seungmin konuşana kadar çubuk ve kaşık seslerinden başka bir ses çıkmamıştı. "Bu teslimatlar... Bilirsin, sadece silah mı?"
Chris bakışlarını Seungmin'in yüzüne çıkardı ve başını iki yana salladı "Silah, madde, bazen bir insan. Belli olmuyor."
"İnsan mı?" Seungmin şaşkınca sordu. Chris onu başıyla onayladı. "Evet, ama pek sık olmuyor diğerleri gibi."
"Aslında, bu insanlar oldukça güçlü bir delil olabilir bizim için." Küçük olan umutla söyledi.
"Bilemiyorum, kim ona kaçması için yardım eden birine ihanet eder ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...