[[17]]

5.7K 883 1K
                                    

Önceki bölümü okuduğunuza emin olun lütfen.

🗡~

"Ne demek yakalandım? Doğru düzgün anlat şimdi."

Kafasındaki şapkayı koltuğun üzerine atarken diğer eliyle saçlarını karıştırmış, konuşmuştu Seungmin. Jisung, alt dudağını ısırdı ve oturduğu koltukta öne eğilerek yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Vinçte aynı bizim gibi giyinmiş birisi vardı. Yüzünde maske olduğu için göremedim. Dövüşürken beremi kaybetmişim, saçlarımı gördü."

Seungmin elini çenesine koyarak sıvazladıktan sonra camdan bakmayı bırakıp arkadaşının yanına oturmuştu. "Yüzünü görmedi değil mi sonuçta? Seni önceden görmediyse saçlarını boyatırsın olur biter. Gördüyse de..." gözlerini halıya dikip düşündü. "Eninde sonunda kim olduğunu öğreniriz. Chris'in adamıysa elimizde güçlü kanıtlar var. Pek bir şey yapabileceklerini sanmam. Yine de görevden alınabiliriz."

"Hay sikeyim! Kafayı yiyeceğim gerçekten!" Jisung, ellerini saçlarının üstünden ensesine doğru kaydırmıştı. Seungmin gözlerini devirdi, "Birkaç gün şirkete de kumarhaneye de gelme. Senin için izin alacağım."

Sonrasında kalkıp koltuktaki şapkasını da alarak arkadaşını düşünceleriyle birlikte yalnız bırakmış, kendini sıcak suyun altına atmıştı. Rahatlatıcı bir duşun ardından yatağına girdi.

Jisung ise delirecek gibi hissediyordu. O kişinin kim olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Sıkıntılı bir nefes verip ayağa kalktı. Sinirle duvara bir tekme atmıştı fakat bu sadece ayağının acımasına neden olmuştu. İçinden küfrederek Seungmin'in yeni çıktığı banyoya girdi.

Aradan geçen birkaç günün sonunda Seungmin hiçbir gece eve gelmemiş, Chris'in yanında kalmıştı. Büyük olanın davranışlarında şüpheci hiçbir şey yoktu veya rol yapmada oldukça iyiydi, bilemiyordu Seungmin. Jisung ise bu günlerde kendini toparlamış ve görevi için her şeyi yapabileceğini kendine defalarca kez hatırlattıktan sonra saçlarını siyaha boyatmıştı.

Şu an ise kumarhaneye gitmek için hazırlanıyorlardı. Seungmin deri, siyah, dar bir pantolon; üstüne ise haki yeşili bir gömlek giymişti. Siyah, ince bir kemeri gömleğinin üstünden taktığında hazırdı.

Jisung ise her zamankinden gergindi. Her görevinde dibine kadar eğlenirdi fakat modunun düştüğünü hissediyordu. Yine de derin bir nefes alıp aynanın karşısına geçti. Üstüne beyaz, crop bir tişört giymişti. Altına ise yüksek bel, siyah, kargo bir pantolon.

Siyah saçlarını maşayla dalgalandırdı ve Seungmin'in sürdüğü siyah göz kalemiyle gözlerine dumanlı bir görünüm verdi. Kendini birazcık daha iyi hissetmeye başlamıştı şimdiden.

İkili birlikte motorlarına ilerleyip kendilerini deri koltuğuna bırakmışlardı. Anahtarı çevirdiklerinde sokağa dolan motor sesi göğüslerinde yankılanmıştı sanki.

Çok geçmeden kumarhaneye vardılar. İçeri girdiklerinde klima sayesinde yüzlerine çarpan ılık hava iyi hissettirmişti. Jake, Seungmin'i gördüğünde ona el salladı. Arkasından Jisung yüzüne yerleştirmeye çalıştığı gülümsemeyle ona bakmıştı. Jake gözlerini büyüttü, arkadaşının yanına ilerlerken. "Raemi? Kaç gündür gelmiyorsun, Baekjee kötü hissettiğini söylemişti. İyi misin şimdi?"

Jake'in telaşlı konuşmasına karşılık Jisung elini onun omzuna koydu. "İyiyim Jake, teşekkür ederim. İşe dönmeliyim, sonra konuşalım, tamam mı?"

Arkadaşının omzunu patpatladıktan sonra çoktan koridora doğru ilerlemeye başlamış Seungmin'in peşine düşmüştü. Jake ufak bir baş sallamasıyla uzaklaşan bedeni onayladı kendi kendine.

Aleator // ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin