[[14]]

6.8K 894 1.2K
                                    

Önceki bölümü okuduğunuza emin olun lütfen.

🏍•

Rüzgarın saçlarının arasından kayıp gitmesi, Seungmin'in düşüncelerini de götürüyormuş gibi hissettiriyordu. Genç olan kafası çok dolu olduğu zamanlarda motorsikletine binerken bilerek kaskını takmıyordu. Bu hissi seviyordu, hayır bu hisse ihtiyacı vardı.

Gürültüyle motorunu kumarhanenin önüne park etti. Dağılmış kahverengi tutamları elleriyle düzelttikten sonra arkadaşının yanına gelmesiyle içeri girmişlerdi.

"Selam gençler!" Jake, elini kaldırıp salladığında Jisung da ona karşılık vermişti. Seungmin elini kısaca sallayıp koridora doğru yöneldi.

"Nesi var?" Jake önündeki çocuğa sorduğunda Jisung omuzlarını silkti. "Henüz bilmiyorum ama yakında öğreniriz." Jake başını onaylarcasına sallamıştı.

"Neyse görüşürüz şekerim." Jisung, Jake'in yanağından bir makas alıp Seungmin'in peşinden ilerlediğinde Jake ise gülmüş, bu sefer kafasını iki yana sallamıştı.

Seungmin, siyah deri kapıyı açarak içeri girdiğinde yüzüne çarpan içki kokusuyla yüzünü buruşturmuştu. Hızla sahneye ilerleyip kendini kırmızı sandalyelerden birine attı.

"Selam Baek görüyorum ki çok mutlusun."

Seungmin gözlerini devirdi gülerken. "Her zamanki halim Dino, neyse ne çalıyoruz bugün?"

Tina, elindeki kağıtlardan ikisini Seungmin'e vermişti. Sonra baterisinin başına geçerek yeni boyattığı sarı saçlarını bağlamıştı. Seungmin kağıda bir göz attıktan sonra ayaklandı.

"Biliyorum bu şarkıları. Hadi başlayalım o zaman."

Kahverengi saçlı deri eldivenlerin süslediği ellerini mikrofona sarmıştı. Bugünkü kombini, deri siyah dar bir pantolon, üstüne ise haki renginde bir gömlekti. Siyah fular hala boynunda duruyordu.

Seungmin, boğazını temizleyip şarkısına girdiğinde Jisung ise beline bağladığı önlüğünü düzelterek bar kısmına ilerliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seungmin, boğazını temizleyip şarkısına girdiğinde Jisung ise beline bağladığı önlüğünü düzelterek bar kısmına ilerliyordu. Kai'ye selam verip hemen işinin başına geçti. Tepsisine yerleştirdiği birkaç viski ile, masaların arasında dolaşmaya başlamıştı bile.

"Teslimat yarın gece olabilirmiş, okyanus sakin olduğu için gemi o zaman gelecek."

Hongjoong, yanındaki patronuna karşısındaki Çinli adamın söylediklerini çevirdiğinde Chris düşünceyle başını salladı. "Orada olacağımızı söyle."

O kartlarını kontrol ederken, Hongjoong'un söyledikleriyle Çinli adamın yüzünde memnuniyetini belli edercesine bir gülüş oluşmuştu. Ortaya biraz çip itti.

Jisung duyduklarıyla kaşlarını çattı, anlaşılan yarın onları büyük bir görev bekliyordu. Her ne kadar ortamdan ayrılmak istemese de bar kısmına geri dönüp birkaç içki daha almalıydı. O tarafa yöneldi, tepsisini bar taburesine bıraktığında bir adamın ona işaret yaptığını görmüştü. Yanına doğru adımladı.

Aleator // ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin