Önceki bölümü okuduğuna emin ol ve oy ver lütfen!!
Chris, bugün öğrendiği şeyleri diğerlerine söyledikten sonra sabahki huzursuz ortamdan eser kalmamıştı. Hep birlikte akşam yemeklerini yemişlerdi, şimdi ise salonda oturuyorlardı.
"Chris, burada tanıdığım bir bilişim uzmanı var. Şu ses kaydını götürüp gerçek olduğunu onaylatan resmî bir belge yazmasını isteyebilirim." Lacivert saçlı heyecanla konuştuğunda Seungmin merakla arkadaşına baktı.
Chris ise gülümseyerek "Gerçekten mi?" diye sormuştu. Jisung onu onaylayıp ayağa kalkmıştı. "En azından kanıtımızı güçlendirir."
"Çok iyi bir fikir. Ben de seninle geleceğim." Minho da peşinden ayaklandı. Jisung sabırsızca onu onaylamıştı. Chris cebinden küçük cihazı çıkarıp Jisung'a uzattığında lacivert saçlı sevinçle dış kapıya ilerlemişti.
Minho'yla birlikte hızlıca aşağı inip otoparka girdiler. Jisung direkt motorunun olduğu yere ilerlemişti. Böylelikle Minho da onu takip etti.
Lacivert saçlı kaskı Minho'ya uzattıktan sonra anahtarı da ona verdi. "Sen kullan."
"A-ama..."
Jisung onun cümlesini bitirmesine izin vermeden arka tarafa oturduğunda Minho da derin bir nefes vermiş ve kaskı takıp onun önüne yerleşmişti.
Anahtarı taktı ve aracın elinin altında titremesini hissederek çevirdi. Motor gürültüyle çalıştığında gaza bastı.
"Moapa Valley'e" Jisung söylediğinde Minho hızını biraz daha arttırmıştı.
Jisung'ın yol tarifleriyle çok geçmeden bahsettiği yere vardılar. Burası şehrin içinden tamamen farklıydı, kırsal kesimdeydi. Kovboy filmlerindeki kasabalara benzeyen kerpiç evler vardı.
Minho motoru kapatıp anahtarı aldıktan sonra kaskını çıkarmış ve arka koltuğa koymuştu. Ardından bir eve doğru çoktan ilerlemeye başlayan bedenin arkasından yürümeye başladı.
Jisung vardığı evin tahta kapısını birkaç kez çaldı. Kapı açıldığında arkasından uzun boylu, oldukça yakışıklı, yuvarlak çerçeveli gözlükler takan birisi gözükmüştü.
"Wonwoo!" Jisung anında arkadaşına doğru atılarak ona sıkıca sarılmıştı. Wonwoo da gülerek ona karşılık verdi. "Jisung? İnanamıyorum, cidden sen misin?"
Minho ikilinin sarılmasını Jisung'ın arkasından sessizce izliyordu. "Benim tabii ya!"
İkili sarılmayı bıraktığında Wonwoo bu sefer eliyle içeriyi göstererek "Gelin lütfen!" demişti. Jisung mutlulukla içeri adımladı ve çevredeki evlerden daha güzel olduğuna yemin edebileceği evi inceledi.
Her tarafta yeşil bitkilerin süslediği saksılar vardı, koyu yeşil renkte koltuklar tahta aksesuarla bir bütün oluşturmuştu. Jisung mutlulukla kendini koltuklardan birine attı. Çok uzun zamandır görmediği arkadaşıyla tekrar karşılaşmak çok güzel hissettirmişti.
"Ee nasılsın Jisung? Görüşmeyeli neler yaptın?" Wonwoo yan yana oturan ikilinin karşısına oturmuştu. Jisung'la biraz hasret giderip arkadaşlarından konuştuktan sonra Minho'ya döndü. "Wonwoo ben, Jisung'ın lisede çok yakın arkadaşıydım."
Minho karşısındaki bedenin etkileyici gülümsemesine karşı göz devirmemek için kendini tutarken öne doğru eğilip Wonwoo'nun uzattığı elini tuttu ve el sıkıştılar. "Minho ben de. Memnun oldum."
Tanışma faslı da sona erdiğinde asıl geliş amaçlarını hatırlayan Jisung, deri ceketinin cebindeki küçük cihazı çıkarıp arkadaşına uzatmış ve konuyu basitçe özetlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfic(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...