Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Her pazar gününü Aleator günü yapıyorum tekrardan!!
Ayrıca yorumlar çok düştü kırıcısınız.
Aradan geçen bir haftadan sonra Seungmin, son yedi günde olduğu gibi Chris'in yanındaydı. Ne zaman gelecekler diye diken üstünde olduğundan geceleri doğru düzgün uyuyamıyordu. O gün de Chris'in ofisindeki deri koltukta uyuyakalmıştı. Ancak bir süre sonra odada artmaya başlayan seslerle uyanmıştı. Görüş açısına giren sevgilisinin sırtıyla doğruldu.
"...sessiz kalma ve avukat tutma hakkına sahipsiniz."
"Chris." dedi etrafında olanları anlamaya çalışırken. Bir oda dolusu polis silahlarını sevgilisine doğrultmuştu, ayaklandı ve tanıdığı bedenlerin arasına girdi. Beklediği şey gerçekleşiyordu şimdi.
"Bay Kang." dedi. Ses tonunda anlaşılmaz bir tını vardı. Sinirliydi ancak belli etmiyordu."Seungmin, ülkeye geri dönmedin mi? Yeni görevini gönderdik sanıyordum." Bay Kang, kahverengi saçlıyı görünce şaşırdığı her yerinden belli olan sesiyle söyledi. Seungmin kafasını iki yana salladı ve Chris'in yanına adımladı. Sevgilisinin kelepçeli ellerine baktı. Ardından derin bir nefes vermişti.
"Söylentiler..." diye başlasa da cümlesinin devamını getiremedi Bay Kang. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını iki yana salladı. Ardından ekibine emir verdi. "Gidelim."
Bir oda dolusu polisle birlikte şirketten çıkmışlardı. Seungmin, Jisung'a Seul'e döndüklerini haber verdi. Hepsi apar topar özel uçakla Kore'ye olan yolculuklarına adım atmışlardı böylelikle.
Chris, suçlu olduğu için başında birçok polisle uçağın ayrı bir yerindeydi. Seungmin ise müdürünün önünde volta atıyordu."Bay Kang." dedi stresli sesiyle. "Çok yanlış yapıyorsunuz. Asıl suçlu Chris değil, onun abisi."
Bay Kang, elini alnına koyarak masaj yaparcasına ovdu. "Seungmin." dedi ardından. "Aşk gözünü mü boyadı evladım yoksa? Kanıtları görmedik mi?"
Seungmin duraksadı. Kaşları sinirle çatılırken müdürünün yanına oturdu. "Müdürüm." Soğuk sesiyle inanamazca söyledi. "Ben NIS'in en iyi ajanlarından biriyim. Hatta en iyisiyim, Chris gerçek suçlu olsaydı bile mesleğimi ön planda tutardım."
Doğru söylüyordu. Zaten bunu yapmış ve ajan olduğu ortaya çıktığı gün Chris'i terk etmişti. Ancak suçlunun o olmadığın biliyordu artık.
Bay Kang, Seungmin'in kararlı gözlerine baktı. "Sana inanıyorum." dedi ardından. Seungmin rahat bir nefes vermişti. "Elimizde Chris'in abisinin suçlu olduğunu belirten kanıtlar var." dedi. "Bana güvenin efendim." Kendi bulduklarının dışında elbette Minho'nun da önceden buldukları vardı.
"Elimden geleni yapacağım Seungmin."
Kahverengi saçlı minnettar bir şekilde yanındaki yaşlı adama baktı, ardından oturduğu koltuktan kalkıp uçağın arka kısımlarına doğru ilerledi. Aradığı kapıyı bulduğunda kapının başındaki polislere işaret verdi.
Polisler onu selamlayıp kapıyı açtıklarında Seungmin, derin bir nefes verip içeri adımladı. Bu kısım özel uçağın küçük bir yeriydi, adımlarını hızlandırıp Chris'e doğru yürüdü.
Sevgilisinin etrafındaki polisler ona selam verirken Seungmin "Biraz izin verir misiniz?" diye sormuştu. Üniformalı polisler, kendi aralarında kısa bir bakışma yaşadılar ardından Seungmin'i onaylayarak dışarı çıktılar.
Kahverengi saçlı, metal kapının kapanma sesini duyduğunda bakışlarını Chris'inkilerle buluşturdu. Polisler çıktığı gibi yüzündeki sert ifade yerini üzgün gözlere bıraktı. Birkaç adımda aralarındaki mesafeyi kapatıp Chris'in yanındaki boş koltuğa oturdu. Sevgilisi ise onun tam tersine yüzüne bir gülüş yerleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleator // Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Söylesene Chris, bahse var mısın?" Yarım ağız sırıttı büyük olan, karşısındaki çocuğun cesareti onu hiç etkilememişti. Aksine içinden ona acıyor, alay ediyordu. Elindeki jetonları masaya fırlattı ve karşısında zorla diz çöktürülmüş ço...