Toparlanmaya çalışıyorum ancak bu düşündüğümden çok daha zor.Sığınağım yok, uyuyacak bir evim yok... Hwajung yok.
Uyanmak zor, uyumak uyanmaktan da zor. Yemek, içmek, nefes almak... Aldığım nefes bile batıyor ciğerlerime, canım yanıyor.
Çok canım yanıyor.
Kolumu kaldıracak halim yok, gözlerimi açmak bile çok zor.
Her şey çok zor.
"Baba, günaydın. Sana kahvaltı getirdim."
İçeri Jungkook girdiğinde gözlerimi açıp ona baktım. Jungkook iyileşiyordu, ben ise gün geçtikçe daha da batıyordum.
"Hadi burada beraber yiyelim, ne dersin?"
Üç aydır terapiye gidiyordum, bir faydası var mıydı? Hayır. Asla iyileşemeyeceğim.
"Beş ayda on kilo verdin baba. Lütfen yiyelim, hadi."
Beş ay... Dile kolay, beş ay geçmişti. Aylar olmuştu... Zaman neden iyileştiremiyordu?
"Hadi gel, kalk."
Jungkook'un elini tutup yatakta doğruldum. Sırtımı başlığa yaslayıp derin bir nefes verdim.
"Al bakalım. Bak, Jimin'le senin için yaptık. Beğendin mi?"
Ağzımdaki lokmayı çiğneyip yuttum, tadı tuzu kalmamıştı artık hiçbir şeyin.
"Beğenmedin değil mi? Neyi eksin? Söyle de bir dahakine kusursuz yapalım."
Başımı olumsuz anlamda salladım, eksik olan yemek değildi.
"Baba, ne zaman konuşacaksın bizimle?"
Belki babanı gördüğümde konuşurum oğlum, bekleyemez misin?
"Tamam, anladım ben seni."
Tabaktaki yemeği bitirip tepsiyi Jungkook'a uzattım, alıp kenarıya bıraktı.
"Sana sarılabilir miyim baba?"
Bir süre durdum, gözlerim dolmuştu. Başımı usulca olumlu anlamda salladım.
Jungkook hızla gelip bana sıkıca sarıldığında gözlerimi yumdum. Bana laf ediyordu ama o da kilo vermişti. Saçlarını okşayıp birkaç ufak öpücük bıraktım.
"Seni çok özlüyorum baba, çok özlüyorum..."
Özlem gidenleri geri getirmiyor ki oğlum, çok özür dilerim...
"Baba? Hyung? Ben de sarılabilir miyim?"
İçeriye Chinhwa girdiğinde gözlerimi açıp ona baktım. Hızla başımı olumlu anlamda sallayıp tek kolumu açtım. Chinhwa koşarak gelip bana sıkıca sarılmıştı.
"Baba, neden hiç odadan çıkmıyorsun? Zaten Hwajung babam da gelemiyor... En azından sen gel, sizi çok özledim."
Sesim çıktığınca fısıldadım, "Ben de çok özlüyorum."
"B-Baba, konuştun..."
Jungkook, Chinhwa'yla beraber Jungchin'e sıkıca sarıldı. Jungchin kendini tutamayıp usul usul ağlamaya başlamıştı.
Bu sırada Jimin ise salonda oturup klasikleşen sancılarının geçmesini bekliyordu. Hamileliği altıncı aya yaklaşmıştı.
"Tamam, derin bir nefes al ve ver. Diğerleri gibi bu da geçecek..."
Kendi kendine konuşup sakinleşmeye çalışıyordu, hamileliği ilkinden kat ve kat zor geçiyordu.
"Jimin? İyi misin bebeğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babysitter |Kookmin|
FanfictionYirmi yaşına kadar tek çocuk kalan Jeon Jungkook'a ailesi, kardeşi olacağını söyler. Jungkook bu durumdan çok rahatsız olur ve bebekten nefret eder, nefret eder, nefret eder... Ta ki ailesi bakıcı Park Jimin'i işe alana kadar... -Omegaverse- #1 Kook...