HABERSİZ TEHDİT

300 50 0
                                    

Herkese Merhaba :)
Biliyorum bölüm baya gecikti ama bu sırada eski bölümleri düzenlediğimi fark etmişsinizdir. Aynı zamanda bir kitap çıkardım. Onunla meşguldüm.

Çok büyük çok güzel bir heyecan benim için. Göz bebeklerimden birisi şimdi ellerimde, sayfalar halinde. İsmi Ceset Çiçeği.... 

Biraz kitaptan bahsetmem gerekirse, Burçin adlı bir karakterimiz var, çok neşeli, sevgi dolu, yardım sever  bir genç kadın. Şanı büyük , Uygur ailesinin de tek kızı. Fakat bu güzel kız bir akşam üstü kayboluyor ve hikayemiz Başkomiser Sarper'in vaka dosyasını açmasıyla başlıyor. Sarper, Burçin için gerçekten çok çalışıyor fakat diğer yanda Burçin'in abileri, en yakın arkadaşı ve tanıklarda boş duramıyorlar. Böylece bizim küçük bir 'Gizem Ekibi'miz oluyor. 
Kitapta bu Gizem Ekibi'nin, Burçin'i bulmak için izledikleri yolları, çırpınışlarını okuyoruz. Biraz kadın cinayetlerini, çokça yalnızlığı konu alan bir kitap. Bir çok yalnız karakterimiz var ve onların yalnızlıklarından nasıl kurtulduklarını okuyoruz birazda. Her zaman söylediğim bir söz var, Her hikaye bir aşkı doğurur, tabii ki burada da çok güzel aşklar okuyacağız.

Alıp okumak ve destek olmak isterseniz; Ritim Sanat Yayınları'nın kendi sitesinde satışta. Bir süre sonra tüm büyük kitapçılarda da bulabileceksiniz.

Ayrıca Ceset Çiçeği'nin karakter tanıtımına ve alıntılarına da profilimden ulaşabilirsiniz. Zaten başlarda wattpadde yayınladığım bir hikayeydi.

Neyse çok uzattım kaçıyorum. Siz bir an önce bölüme geçin, şok olacaksınız :) Aşağıda yorumlarda buluşalım.

Öptüüüm;)

Seray'dan:

Eve döndüğümüzde oldukça yorgun hissediyordum. Babam ve abim çoktan yemek yemişlerdi. Bende odama çekilmeyi düşünsemde, aklıma babamın Arif amcayla konuştuğu gelince soluğu yanında aldım.
"Baba, sana olayı Arif amca anlatmıştı ya... Neden oraya gitmişler söyledi mi?" Babam şaşkınlıkla yüzüme baktı. "Sizin haberiniz yok mu? İkisine de mesaj gelmiş. Hemen şimdi attığım konuma giderseniz, çocuğunuzun sırrını öğreneceksiniz. Arif ve Ekrem de sahilde karşılaşmış. Nedir ne değildir diye düşünürken konuma vardıklarında, Irmak'la Fırat'ı görmüşler."

"İnanamıyorum ya! Hiç sorgulamadılar mı bu mesajı kim attı diye? Ya da ne bileyim insan önce gelir çocuğuna sorar." Abimin sitemine karşılık babam omuzlarını silkti. "Merak işte. Bir de olacak oldu mu, bir şekilde oluyor. Arif pişmandı, Ekrem'le konuşmak istemiş, onada söylemiş 'biri bizimle oynuyor' diye. Ama Ekrem dinlememiş."

"Arif amca, bu ilişkiye ne diyor?" Meraklı soruma babam yüzünde hüzünlü bir tebessümle cevap verdi.
"Ne diyecek kızım? Oğlum yanlış kişiye aşık olmuş diyor ama bana Irmak'ı ne kadar sevdiğini anlatıyor bir yandan da. Aşkın ne demek olduğunu bilir Arif. Eminim Ekrem de biliyordur ama öfkesi bir dinsin anlayacak bizimkileri." Bu haberle oldukça sevinmiştim. Arif amca bir büyük olarak arkalarında durursa çok iyi olurdu. Abimde cebinden telefonunu çıkarırken konuştu. "Ben Hazal'ı arıyayım, anlatsın Fırat'a. Hiç değilse oğlan babasıyla konuşabilsin."

Abim Hazal ablayı aradığında yüzünde kocaman bir tebessüm vardı. Düzeltmeye başlamıştık bir şeyleri galiba...

"Alo Hazal ba-" Abimin cümlesi kesilirken Hazal abla telaşlı bir şeyler söylüyordu. Hayır ya olamaz! Yine mi?!

"Hazal bir sakin olur musun? Geliyorum ben, söyle beklesin polisler."

Ne polisi? Allah'ım ama daha şimdi düzelmekten bahsetmiştim. Abim telefonu kapatıp cebine attarken babam hemen sordu. "Oğlum ne polisi?"

AŞK ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin