Seray'dan:
Her zamanki gibi akşam saat 19.00'ı bulduğunda yemek sofrası hazırdı. Babamın küçük bir berber dükkanı vardı, yine de bu saatte kesin evde yemek sofrasında olurdu, yemekten sonra bir kaç saatliğine de olsa tekrar işe dönerdi. Bazen bana kıyamadığı için erkenden eve gelir yemeği kendi hazırlardı çünkü buraya yerleştiğimizden beri bu evin yemeği temizliği hep bana bakardı.
Annemi kaybettiğimiz de henüz 12 yaşındaydım. Çok güzel bir mahallede yaşardık ve hayatım toz pembeden ibaretti ama bir gün eve döndüğümde annemi bir araba kazasında kaybetmiştik. Toz pembe hayatıma da kan o gün sıçramıştı. Ona çarpan kişi mahallenin gençlerinden biriydi, ehliyeti olmamasına rağmen babasının arabasını çalan Hikmet abi annemin katili olmuştu.
Hikmet abi hapse, annem mezara girdi o gün. Babam ve biz oralarda duramayacağımızı anlamıştık çünkü orada olmak annemi hep beklemekti bizim için. Hikmet abinin ailesini her gün görmek annemi tekrar tekrar öldürmekti. Bu yüzden varı yoğu toplayıp evimizden, sıcak mahallemizden, hatta şehrimizden, annemi de arkamızda bırakarak kalkıp çıkıp gitmiştik.
İstanbul'a gelip iki yıl kadar halam ve eşi ile yaşadık fakat sonra onların düzenlerini daha fazla bozmak istemediğimizden onlara yakın bir ev kiraladık. Aradan yıllar geçti, annemi kaybettiğimizde ben; henüz 12 yaşındayken, abim Ali 17 yaşındaydı. Şimdi ise ikimizde büyümüştük, ben 17, abim 22 yaşında. Ben liseyi bitirmek üzereyim ve o da üniversiteyi. Hayat acımasız derecede hızlı ilerliyor.
Böyle hatıralara dalmışken bir anda irkilerek toparlandım. Sofra hazırdı ben camda babamı bekliyordum, abimse içeride uzanıyordu. Fakat saat 19.30 olmasına rağmen babam gelmemişti. İçimde huzursuzluk tohumları filizlenmeye başlamıştı, babam yemeğe hiç geç kalmazdı.
Huzursuzlukla abimin odasının kapısını çaldım ve içeri girdim. Abim de babamın geç kaldığını fark etmiş olacak ki ben içeri girer girmez sordu. "Ne oldu? Babam hala gelmedi mi?" Kapısının girişinde beklerken onu cevapladım "Gelmedi abi." Sıkıntılı bir nefes verdim. " Bir gidip baksak mı?"
Derken duyduğumuz kapı ziliyle sanki içimize su serpildi. İkimizde kapıyı açmak için hareketlendik. Çelik kapının ardında babamın yüzünü görünce rahatladım "Hoş geldin babacım. Nerede kaldın merak ettim seni?" diyerek babamı içeriye aldım. Babamınsa yüzü bir hayli asıktı. Şaşırdım. Babam annemin öldüğü zamandan bu zamana ne olursa olsun bize güler yüzle yaklaşır ve eve şen şakrak girerdi. Annemin yokluğunu hissettirmemek için yıllarca çalışıp çabaladı bizim için. Bazenleri geceleri yanına gider annemin özlemiyle ve babamın hakkını nasıl ödeyeceğim düşüncesiyle koynunda ağlardım. Babamsa beni saçlarımı okşayarak sakinleştirir uyuturdu.
"Hoş geldin baba." diye ekledi abim. Babamsa hiç cevap vermeden banyoya ilerledi. Biz de abimle yemek sofrasına oturup babamı bekledik. Bir kaç dakika içinde babamda geldi ve aynı sessizlik içinde yemeğini yedi. Yemeğin sonu geldiğinde ise "Eline sağlık güzel kızım." diyerek salona geçince abimde bende meraktan ölmek üzereydik. Şimdi; babam bu gün işten ilk defa geç geldi, ilk defa yüzü asık geldi ve ilk defa hemen toparlanıp işe geri dönmek yerine salona geçip oturdu.
"Abi ne oluyor?" diye endişeyle abime sordum. O ise omuzlarını silkti. "Anlamadım bir şey Seray." Ardından bakışlarını babamın geçtiği kapıya çevirdi. " Gel soracağız mecbur." Abim önde ben arkasında babamın yanına gittik. Abim babamın karşısındaki koltuğa oturdu, dirseklerini dizlerine dayadı ve bir an bana baktı ben hala ayakta öylece bekliyordum. Abim temkinli bir şekilde babama sordu. "Baba, bu gün işe gitmeyecek misin?" Babam derin bir nefes aldı. Gözlerini halının desenlerinden bir an ayırmadı sanki bir yerlere dalmış gibiydi. Bizde abimle ona biraz vakit tanıdık. Aradan geçen sessiz saniyeler ardından babam kafasını kaldırdı, önce abime baktı ardından bana. "Otur kızım, sizinle önemli bir şey konuşmam gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ÇIKMAZI
Fiksi UmumYıllar geçti ama biricik annemizin yeri bir türlü dolmak bilmedi. Acımızı da yanımıza alıp bambaşka bir şehire geldik. Peki yıllar sonra her şeyin başladığı yere dönmeye karar verirsek: KEMER Mahallesine.. Kardeşliğin, dostluğun, ailenin, en önemli...