Yazar'dan:Irmak gözlerini bütün ağırlığa rağmen araladığında karşısında yeniden Fırat'ı görmeyi umut etti. Son gördüğü yüz onundu ve yeniden onu göreceğini düşünürken karşısında babasının endişeli yüzünü gördüğünde yine de Fırat'ın adını sayıkladı. Sonra karşısındakinin babası olduğunu ve gerçek dünyalarında yaşananları hatırladığında gözleri bütün yorgunluğa rağmen tamamen açıldı. "Baba?"
"Kızım?" dedi Ekrem bey içtenlikle. "İyi misin?"
"Her yerim ağrıyor." diye itiraf etti. En son Fırat'ın başında endişeli ifadesini hatırladığında bir kez daha mırıldandı. "Fırat?"
"Burada, burada. Gel oğlum seni görsün gel." dedi ve Fırat'ı yanına çağırdı Ekrem bey. Irmak uyanıp uyanmadığını sorguluyordu. Belki de paralel evren vardı da Irmak ona uyanmıştı. "Buradayım güzelim. İyisin. " diye temenni verdi Fırat. Ekrem bey aniden araya girdi. "Fırat bulmuş seni getirmiş kurtarmış. Allah razı olsun." dediğinde Irmak durumun farkına vardı. İşte sonunda onlar için açılmış bir kapı vardı ve o da oradan girdi. "Evet, baba. Çok kötüydüm. Son gördüğüm Fırat'ın yüzü."
"Tamam kızım yorma kendini. Biraz kaburgaların hasar almış, bileğin incinmiş. Birde başını çarpmışsın ufak bir dikiş attılar. Ama toparlanacaksın kızım, tamam mı?" Irmak babasını ne zamandır böyle görmediği ve sonunda gözlerinde kendisine karşı yeniden merhameti bulduğu için oldukça duygulandı, dolan gözlerini kapatarak gizledi. Ekrem bey eğilip kızını alnından öptü ve saçlarını sevdi. Doktor geldiğinde odadaki kalabalık dağıldı ve Seray, Fırat'a baktığında hala elinde o defteri tuttuğunu gördü.
Doktor kısa bir muayenenin ardından bu gece müşahide altında kalmasını önererek çıktı. Refakatçi olarak Fatih'in kalmasına karar verildiğindeyse çoğunluk evlere dağıldı. Fırat gitmeyi reddettiğinde odada Irmak ve Fatih'le baş başa kalmıştı. Fatih gergin sessizlikte bir süre oylandıktan sonra söylendi. "Bu kez de benim sizi yalnız bırakmam gerekiyor değil mi?"
Fırat başını evet anlamında salladığında Fatih odadan çıktı. Fırat onun hemen ardından Irmak'ın karşısına geçti. Uzanıp Irmak'ı dudaklarından narince öptü ve geri çekildiğinde "Seni seviyorum." duyduklarına inanamadı. Bu kez söyleyen Irmak'tı. İçtenliği ve samimiyeti hissediliyordu. Gözleri dolu dolu ve sesi kısıktı.
"Bende seni seviyorum ve söylemesen de biliyorum." diyerek defteri kaldırdı. Irmak, onu bulduğunu gördüğünde endişelenmedi. En azından bu zamana kadar neden söyleyemediğini artık biliyordu. "Özür dilerim sevgilim. Benim suçum, çok üzerine geldim." diye yakındı Fırat. "Sorun yok. Haklıydın, herkes duymak ister. Bende isterdim ama biliyorsun. Her şey çok karışıktı. Bir şeylerin yine ters gitmesinden korktum. Bizim bütün iyi günlerimizin sabahı felakete dönüşüyor. Büyümüzün bozulmasından korktum ve babam veya annenden aralanmış bir kapı bekliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ÇIKMAZI
General FictionYıllar geçti ama biricik annemizin yeri bir türlü dolmak bilmedi. Acımızı da yanımıza alıp bambaşka bir şehire geldik. Peki yıllar sonra her şeyin başladığı yere dönmeye karar verirsek: KEMER Mahallesine.. Kardeşliğin, dostluğun, ailenin, en önemli...