Merhabalar ve iyi okumalar. Lütfen bölümleri oylamayı unutmayalım.
-----
İzel: İyi misin?
Krizantem: İyim.
İzel: Yalan söylüyorsun. Doğruyu söyle.
Krizantem: Nasıl olmamı bekliyorsun?
İzel: Yorgun.
Krizantem: Başka?
İzel: Bitkin.
Krizantem: Başka?
İzel: Acı. Saf acı. Geçmişle yüzleşmenin verildiği katlanılmaz acı ve ardından gelen durgunluk.
Krizantem: Peki neden iyi misin diye soruyorsun o zaman?
İzel: İnsan her ne yaşarsa yaşasın yine de iyim demez mi?
Krizantem: O halde iyim İzel.
İzel: Ah Gölge ah!
İzel: Neden seninle yazışınca, kendimle yazışıyormuş gibi hissediyorum?
İzel: Neden seni uzaktan izlediğimde kendimi izliyormuş gibi hissettim?
İzel: Neden bu sana yaptığım, senden çok benim canımı yaktı?
Krizantem: Çünkü biz aynıyız İzel.
Krizantem: Yaralarımız aynı yerden. Geçmişimizden
İzel: Oysa bu yara değil mi iyileşen? Ne diye canımızı hala yakmaya devam ediyor.
Krizantem: Yara üzeri kapanınca iyileşmez ki. Sadece bizi kandırır. Üzerini kabukla kapatır ama alttan sinsi virüs gibi kalbimize ulaşıp, kalbimizi sızım sızım sızlatır.
İzel: Oysa çok yara gördüm ben Gölge ama hiç birisi şimdi hatırlanmıyor.
Krizantem: Yalan söylüyorlar İzel.
Krizantem: Unutulmayan yara yoktur. O yara oradadır, artık can acıtmazsa da izi oradadır.
Krizantem: İnsan yarasını unutmaz İzel, sadece alışır.
İzel: Oysa en acımasızı o değil midir? Alışmak berbat bir duygu. O yara orada ve sen bunu değiştiremediğini bildiğin için alışıyorsun. Daha doğrusu alışmak zorunda bırakılıyorsun.
Krizantem: İnsan kara delik gibi bir varlık. Her şeyi içerisine çekip, buna da alışıyor.
Krizantem: Zaten insanların delirmesi de böyle olmuyor mu? Her bir şeyi içine atarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİZANTEM | TEXTİNG
ChickLit❝Ek göğüs kafesime Krizantem tohumlarını. Yemin ederim dönene kadar büyütüp, yaşatacağım onları.❞ Krizantem: Ah İzel ah! Krizantem: Krizantem seni çok seviyor.