31.Bölüm

251 27 0
                                    

Merhabalar ve iyi okumalar. Lütfen bölümleri oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

----

Dakikalarca ıslak elbiselerimizle, Aralık ayının soğuğuna rağmen yaprakların üzerinde yatmış ve birbirimize bakarak sohbet etmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dakikalarca ıslak elbiselerimizle, Aralık ayının soğuğuna rağmen yaprakların üzerinde yatmış ve birbirimize bakarak sohbet etmiştik.

"Onun ismi yok." dedim bir anda.

"Kimin?" diye sordu anlamayarak.

"Kedinin." diye cevap verdim. "O adsız. İsimlerin kader olduğuna inanırım ve onun kaderini kendi ellerimle mahvetmek istemiyorum. Bu yüzden ona bir isim vermeyeceğim. O atsız olarak kalacak." dedim.

"Peki. O atsız o halde." dedi beni onaylayarak.

"Lütfen." dedim onu onaylayarak.

Vücuduma soğuktan titreme dalgası yayıldığında olduğum yerden hafifçe doğruldum. Benim üzerimdeki kazağa rağmen Gölge'nin üzerinde sadece beyaz kısa kollu tişört vardı.

"Ne oldu?" diye sordu kaşları çatık biçimde bana bakıp, aynı benim gibi doğrularak.

"Hava soğuk ve biz ıslağız." dedim açıklama yaparak. Ama Gölge ne var bunda böyle diye bakıyordu suratıma. "Hasta olabiliriz." dedim kaygıyla. Hemen ayağa kalktım.

"Hasta olmayız." dedi oldukça rahat tavır sergileyerek. "Seni bilmem ama ben kolay kolay hasta olmam. Bağışıklığım kuvvetlidir benim."

"Şovu keser misin? Daha sonraya bırak istersen. Hadi kalk ayağa." elimi kalkmasında yardımcı olmak adına ona uzattım. "Hadi ciddiyim. Çabuk ayağa kalk da üstünü değiştir, gerçekten hasta olacaksın." elimi tutup, beni kendine doğru çekmeye çalıştı. Yalpalanıyarak zorla ayakta dengemi sağlayıp çatık kaşarla ona baktım. "GÖLGE!"

Ellerini teslim olarak havaya kaldırdı. "Tamam teslim okuyorum." yerden destek alıp, ayağa kalktı. "Bu arada söylemeden geçemeyeceğim sinirlenince daha tatlı oluyorsun. Çirkin ama yine de tatlı." ona öyle bir baktım ki, nasıl baktığımı bile bilmeden Gölge evin kapısına doğru koşmaya başladı.

"Ne oldu?" diye sordum ardından kahkaha atarak benden içeriye girdim.

"Bir an bakışlarınla beni yere devirip, boğazımı sıkacağını sandım." sesine kattığı ürperti  daha çok kahkaha atmama neden oldu.

"Hayır öyle düşünmemiştim. Aslında ben şunu düşünmüştüm. Seni yere yatırıp, gözlerini oyup bir de oyduğum gözleri sana yedirmeyi." bana şok olmuş biçimde bakakaldı. Ne kadar kahkahamı tutmaya çalışıp, ciddi durmaya çalışsam da onun şu an karşımdaki surat ifadesi bir anda kahkahamı ortaya atmama neden olmuştu.

"Şaka yapıyorsun değil mi? Evet, evet bu bir şaka. İçindeki psikopatı sen geri uyut bence, onun en hayırlısı uykuda olanı."

Zorla kahkahalarımı durdurup, ona doğru adımlamaya başladım. Biraz daha böyle ıslak kıyafetlerle durursak hastalığa kesinlikle davetiye çıkaracaktık.

KRİZANTEM | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin