XV

3.2K 111 28
                                    


Paris, 14. Mayıs


Orman gibi bir yerde Piknik alanındaydım gökyüzünde güneş parlıyordu benim üzerimde beyaz bir elbise vardı karşımda ağaca bağlanmış bir tahtadan salıncak ve yerde piknik eşyaları ben nasıl gelmiştim buraya etrafta kimse yoktu sadece kuşların sesleri ve ben vardım o sırada arkamdan duyduğum sesle hızla arkamı döndüm "Geldim geri çimen gözlüm artık o yok" karşımdaki ela gözlü çocuğa şaşkınlıkla bakıyordum üzerini tamamen beyaz giyinmişti "Çağıl neler oluyor neredeyiz biz o nerede neden buradayız" aklıma gelen bütün soruları sormuştum oysa sadece tebessüm ediyordu bana doğru gelerek tam karşımda durdu onu gördüğüme sevinmiştim açıkçası ama neler oluyordu burada.

Gözleri gözlerime dalmışken boğuk çıkan sesiyle konuştu "Senle ben artık birlikteyiz unuttun mu o öldü o yok artık sadece sen ve ben varız sevgilim" dediğinde donup kaldım üzüldüm mü diye sorarsanız belki ama ondan kurtulmuş olmak özgürlüğüme kavuşmuş olmak beni mutlu etmişti yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım Çağıl elini kaldırarak yanağıma koydu "Şşt ağlama bitti artık" diyerek baş parmağıyla ne zaman aktığını hissetmediğim göz yaşımı silmişti "Nasıl oldu biz..biz sevgili mi olduk Çağıl o nasıl öldü" dediğimde titreyen sesime engel olamadım alnını alnıma yaslayarak "Sorma çimen gözlüm sorma hadi yeter bak bu kadar sana çok güzel ortam hazırladım" dediğinde tebessüm ettim "Tamam sormuyorum bir şey salıncak da bana mı" diye sorduğumda geri çekildi elimden tuttuğunda bakışlarım birleşik olan ellerimize kaydı "Senin için sallanmak ister misin şimdi" onun konuşmasıyla tekrar ona baktım "Hayır demem hadi" diyerek onu oraya çekiştirip salıncağa oturdum.

Iki elimle ince Halata tutunarak ona baktım "Kendin gibisin seni bu yüzden seviyorum işte her şeyinle mükemmelsin sevgilim" dediğinde bakışlarımı kaçırdım nasıl sevgili olmuştuk biz "Ne demem gerektiğini bilmiyorum Çağıl" dediğimde arkama geçmişti
"Biliyorum alışman lazım daha bana hadi kapat gözlerini ve hisset özgürlüğünü" diye fısıldadı sıcak nefesiyle kulağıma doğru gözlerim ister istemez kapandığında kendiliğinden beni belimden tutarak sallamaya başladı yüzüme vuran havayla gözlerimi açtım çok güzeldi özgür hissediyordum kahkaha attım bütün yaşadıklarımın acısını çıkartmak ister gibi.

Sonra bir şeyler oldu bir anda hava kararmaya başladı gökyüzündeki güneş kayboldu onun yerine kara bulutlar kapladı gökyüzünü korkuyla Çağıla "Durdur beni artık yeter bu kadar" dediğimde belimdeki ellerini sıkılaştırmıştı bir anda durduğumda ayağa kalkmak istedim ama belimdeki eller buna izin vermedi. Belimdeki elleri daha da sıkılaşmıştı.

Sonra duyduğum o sesle kalbim korkudan deli gibi atmaya başlamıştı "Çağıl yok güzelim ama ben varım her zaman olacağım gibi biraz olsun özgürlüğünü hissettin mi bari" sesi alay dolu çıkıyordu bedenimi saran panikle titremeye başlamıştım "Aclan ama sen öldün bu nasıl olur lütfen bırak Çağıl nerede" belimi bıraktığında hızla ayağa kalktım ve ona döndüm simsiyah giyinmiş kara gözleri öfkeyle bana bakıyordu ama etrafta Çağıl yoktu. "Benden kurtulamazsın demedim mi ben lan sana demedim o pezevenkle mutlu mesut yaşamak mı istedin neden lan neden o" diye deli gibi bağırarak bana doğru gelmeye başladı korkudan geriye adımladım ama kendime engel olamayarak "Seni sevmedim hiçbir zaman neden anlamıyorsun yeter artık YETER" bağırarak bunları söylediğimde yerinde durup kalmıştı bir anda gök gürledi ve yağmur başladı kafamı gökyüzüne kaldırdığımda gözlerimi kapattım.

Karşımda o oturuyordu geriye yaslanmış keskin bakışlarıyla beni izliyordu hostesin anons yaptığını duymuştum "Günaydın güzelim geldik gitme vakti" dediğinde camdan dışarıya baktım Havalimanına inmiştik bütün yolculuk boyunca nasıl uyumayı becermiştim ben bu düşünceyi kenara bırakarak tekrar ona döndüm ve "Tamam" dedim sadece ve ayağa kalktım o da kalkarak elimi tuttu bakışlarım ellerimize kaydı.

Yosuna Bulanmış KaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin