XXVIII

1.7K 74 24
                                    



21. Mayıs


Tam iki saat önce güneş doğmuştu ben de oturup güneşin doğuşunu izlemiştim kaç saattir bu odadan çıkmamıştım ve Aclan nerede hiçbir fikrim yoktu ne o yanıma gelmişti ne de başka biri. Bu daha iyiydi onu görmek istemiyordum nasıl bu kadar acımasız bencil ola biliyordu anlamıyorum sevgi dediği şey takıntı dan başka bir şey değildi resmen. Acil bir Psikoloğa gitse iyi olurdu sinirle oflayarak elimi saçıma geçirdim ve geriye doğru taradım dünden beri bir gram uyku girmemişti gözüme eskiden aralıksız uyurdum ama artık uyumak bile iyi gelmiyordu.

Yataktan çıkarak dizlerime baktım hâlâ dünden kalma sargılar vardı onlar da dün banyo olduğum için yumuşamıştı ve düşecek duruma gelmişlerdi. Tuvalete girerek kapıyı örttüm ve dolapları karıştırdım ilk yardım kutusunu bulunca alarak yere çöktüm ve onu da yanıma koydum açıp içerisinden makas aldım dizimdeki bandajı kestim iki dizimde bence çok kötü değildi bandaja gerek bile yoktu. O yüzden sadece krem sürerek öylece bıraktım ve ayağa kalkarak ilk yardım kutusunu geri aldığım yerine koydum elimi yüzümü yıkayıp kuruladım ve geri odaya geçtim.

Dolabı açmış içerisinden dizimin bir karış üstünde biten siyah tayt onun üzerine uzun bol krem rengi bir tişört alarak giyindim saçımı aynanın önüne geçerek büyük bir tokayla arkadan tutturdum hoş olmuştu yüzüme de yanımda getirdiğim birkaç makyaj malzemesiyle sade bir şeyler yaptım. O sırada dolabın diğer kısmını açarak ne olduğuna baktığımda gördüğüm o elbiseyle nutkum tutulmuştu bu benim aldığım yeşil elbiseydi ama o gün arabada kalmıştı geri getirtmiş miydi yani. Geri kapatarak dolabı sıkıntıyla yatağa oturdum telefonum da yoktu bir süre olmayacak gibiydi de ne yapacaktım ben şimdi Büge meraktan ölmüştür abimde öyle bıkmıştım bu durumdan. Her neyse ondan ses soluk ben de aşağı inmeye karar vererek kapıyı sessizce açarak etrafa bakındım kimse yoktu kesin gitmişti. Merdivenlerden inerek salona baktığımda gene kimse yoktu ben de mutfağın yolunu tuttum.

Kendime tost hazırlamış onu yemiştim ayakta kalmam için yemem gerekiyordu sonuçta ve şu anda gergince Salonda oturuyordum TV'yi açarak kanallarda gezindim klasik haberlerle doluydu kadın cinayetleri giderek daha da çoğalıyordu ve ben dünyanın çoğunluğu gibi bu durumdan nefret ediyorum Adalet yönetimini bazı insanların elinden almak gerektiğine inanıyorum çünkü kadın çocuk öldüren çoğu pislik mahkemeden sonra resmen serbest bırakılıyordu ve benim aklım böyle bir saçmalığı almıyor.

Bu devirde bunlara bir son vermenin vakti gelmedi mi.

Sıkıntıdan kapının önüne çıkmaya karar vermiştim çıktığımda kapıdaki iki tanımadığım koruma ellerini önlerinde birleştirerek selam vermişlerdi "Cemal veya Zorlu nerede biliyor musunuz" diye sormamla ikisi de birbirine bakış atarak bana dönmüştü gene ne dönüyordu biri "Yenge Cemal şu anda arka bahçede sanırım Zorlu abide Aclan abiyle gitmişti" demesiyle başımla onaylayarak "Peki Sağ olun" diyerek arka bahçeye ilerledim etraf sakindi hem de fazlasıyla. Aclan ve Zorlu'nun ne işi vardı ki neyse ne beni ilgilendirmezdi sonuçta.

Cemal duvara yaşlanmış dalgın bakışları yerdeyken sigara içiyordu ben de yanına ilerledim. O da başını kaldırıp beni görünce doğrularak elindeki sigarayı yere atıp üzerine basıp söndürdü. Yanında durduğum da "Neden söndürdün ki şimdi" dememle düz bakışlarını başka yöne çevirip "Aclan abi öğrenirse yanınızda sigara içtiğimi öldürür beni Hesna hanım" bana hâlâ en son dediğim şeyden dolayı tripli olduğunu anlamıştım ben de duvara yaslanarak "Hadi ya Yengeye ne oldu bir anda Hesna hanım mı olduk senin için" bana dönerek derin nefes verdi "En son sen kimsin ki sana alınacağım demiştiniz Hesna hanım hatırlatırım" dediğinde sesi trip atan bir çocuktan farksızdı kendimi gülmemek için zor tutarken "Özür dilerim oldu mu o gün çok kötü hissediyordum. Cemal o sözler ağzımdan çıkı verdi sonra pişman oldum biliyor musun sen buradaki konuşa bildiğim sayılı insanlardansın" dediğimde saçlarını karıştırıp utanmış gibi "Öyle mi gerçekten" demesiyle daha fazla tutamayarak kendimi kahkahayı bastım deli gibi gülerken o da "Ne gülüyorsun yenge ya komik mi" demişti gülüşlerimin arasından "Komik trip atan çocuklar gibisin" dedim bunu dememle bu sefer o da gülmeye başlamıştı.

Yosuna Bulanmış KaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin