XVI

2.8K 93 13
                                    


Paris'in canlı sokaklarında yürüyorduk nereye gittiğimize dair bir fikrim yoktu ona döndüğümde bana bakıyordu zaten buna şaşırmam mi gerekiyordu bilmiyorum ama artık alışmıştım "Nereye gittiğimizi söylemeyecek misin hâlâ" diye sorduğumda eliyle etrafı göstererek "Gidince görürsün güzelim biraz tadını çıkart etrafın" diyerek elimden tuttuğunda elimi çekmeye çalıştım "Elimden tutma kaçmam şimdilik merak etme" alayla konuştuğumda bana döndü ve belimden tutarak beni kendine doğru çekti "İstesen de gidemezsin benden artık yosun gözlüm "dedi ve ilerlemeye devam etti.

"İşte geldik" dediğinde arkamı döndüm Eyfel kulesi apaçık karşımda duruyordu ve karanlıkta ışıkları parlıyordu bu çok hoşuma gitmişti ve aklıma okuduğum bir roman gelmişti arkamdan belime sarılan kolları ne kadar beni rahatsız etse de geri çekilmedim kulağıma doğru "Çok güzel değil mi aynı senin gibi" fısıldayarak belimdeki ellerini sıklaştırdı gergin çıkan sesimle cevap verdim "Güzel Aclan ama bunun için boynuna atlamamı falan beklemiyorsun değil mi" diye sorduğumda sesimde bariz belli olan ima vardı düz çıkan sesiyle cevap vermişti "Biliyorum öyle bir şey yapmanı beklemiyorum senden ama her neyse daha bitmedi ama ilk önce senin yapman gereken bir şey var" beni serbest bırakmıştı.

"İşte geldik" dediğinde arkamı döndüm Eyfel kulesi apaçık karşımda duruyordu ve karanlıkta ışıkları parlıyordu bu çok hoşuma gitmişti ve aklıma okuduğum bir roman gelmişti arkamdan belime sarılan kolları ne kadar beni rahatsız etse de geri çekilme...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzümü ona doğru dönerek "Neymiş o" diyerek meraklı bakışlarımla atıyordum yandan tebessüm ederek cebinden siyah telefonumu çıkarttı ve bana doğru uzatarak "Ailene Paris'te olduğunu kanıtla ki kimse zarar görmesin güzelim" sesi sakin olduğu halde tehdit dolu çıkıyordu sinirle elimle saçımı geriye attım ve cevap vermiştim "Yok sen normal değilsin gerçekten kişilik bozukluğu falan mı var acaba sen de" bakışları giderek sertleşirken "Hesna sabrım taşıyor delirtme beni yap dediğimi hadi" diyerek telefonumu eline tutuşturdu sinirden çenemi sıkıyordum artık.

Instagram'a bir tane Eyfel resmi ve kendimle birlikte olan bir post atmıştım şuan orada saat daha öğlen oluyordu büyük ihtimalle geri dönüşler olurdu elimdeki telefonu kapattım biranda beklemediğimde beni kendine çekerek alnımdan öptüğünde afalladım "Aferin işte benim sevgilim şimdi ver bakalım telefonu" diyerek elimden telefonu almak istediğinde kafamı iki yana sallayarak cevap verdim "Telefon ben de kalsın geri dönüşlere cevap veririm böyle daha mantıklı" sesimi ister istemez iyi tutmuştum derin nefes alarak gözlerini yumdu sonra geri açtığında "Öyle olsun" demişti sadece elimdeki telefonun mutluluğuyla güldüm ve bir elime tuttuğum telefonuma bakmaya başladım oysa bir elimden tutmuş bir yere götürüyordu beni "Yemek alacağım ben açım" dediğimde kısık bir gülüş firar etti dudaklarından.

"Birlikte yiyeceğiz araba gelir şimdi bekle" dediğinde yolun üzerinde duran son model siyah arabayla "Geldi güzelim " diyerek kapımı açtı arabaya bindim oda arka kapıyı açarak bindiğinde ben cam kenarına o da cam kenarına oturmuştu ona bakmayarak kafamı arkaya yasladım ama onun bakışlarını üzerimde hissediyordum şoförün sürmesiyle Fransa sokaklarını izlemeye koyuldum.

Yosuna Bulanmış KaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin