9. Baba şefkati

7.4K 423 16
                                    

Medya: Yekta temsili

Bölüm şarkısı: Shameless

Yanağımdaki morluğa bakıp derin bir nefes aldım. Babam evde yoktu. O adamın evinden eve döner dönmez duş almıştım. Şimdiyse aynanın karşısında durmuş yüzümdeki yaralara bakıyordum.

Morluk çok büyük değildi ama hemen göze çarpıyordu. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Sağ elimin titremesi hala durmamıştı.

Odama gidip dolabı karıştırdım. Bulduğum kapatıcıyı hemen alıp yeniden aynanın karşısına geçtim. Titreyen ellerimle kapağı açarken gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı bile.

Yüzümdeki yaraları babamdan saklamak için almıştım. Bir iki kez yakalansamda şimdiye kadar iyi idare ediyordum.

Bu kadar güçsüz olmamalıydım.

Bu kadar aciz davranmamalıydım.

Sanki Tanrı bütün yükleri benim omuzlarıma bırakmış gibi hissediyordum.

Bu adil değildi.

Peki adil olan neydi?

Kapatıcıyı anlık sinirle aynaya fırlattım.

Kesik kesik olan aynadan sıçrayan cam parçaları beyaz halıya dökülmüştü. Aynadaki çatlardan görünen suratıma baktım. Çenemin titremesini durdurmak için dişlerimi birbirine bastırdım.

Omuzlarımı dikleştirdim. Kafamı yukarı kaldırıp öyle baktım aynaya. Güçlü bir Yekta vardı şimdi karşımda. Kimseyi umursamayan. Onu ezenleri ezebilecek güce sahip Yekta.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Kafamın içinde küçük böcekler vardı sanki. Hepsi konuşuyordu. Hepsi bir şeyler fısıldıyordu.

Hepsi bana ne yapmam gerektiğini söylüyordu.

Ellerimi kulaklarıma bastırdın. Tüm vücudum titriyordu şimdi. "Susun." diye fısıldadım.

"Susun."

Dizlerim üzerine çökmüştüm. Sesler çoğaldıkca beynim patlayacakmış gibi hissediyordum.

"Susun!" Diye bağırdım bu sefeer.

"Kesin sesinizi!"

Ellerimi kulaklarımdan çekip üzerine çöktüğüm beyaz halının tüylerine geçirdim parmaklarımı.

Nefesim kesilirken dudaklarımı araladım. Boğazımda birinin parmakları vardı sanki. Biri nefesimi kesmeye çalışıyordu. Biri beni öldürmeye çalışıyordu.

Beni öldürmek istiyordu.

Kapı kilidinin sesi geldiğinde. Boğazıma bastırdım parmaklarımı. Nefes almak istiyordum. Boğazımdaki damarlarda dolaştı elim.

Dudaklarımı güçlükle aralayıp "Baba." diye fısıldadım.

Açık kapıdan görünen bacaklar anında durmuştu.

"Yekta?"

Hızla yanıma gelip yanımda diz çöktü. "Oğlum, neler oluyor?" Tedirgin çıkan sesi kafamdaki sesleri bastırmayı başarmıyordu.

"Beni korkutuyorsun! Yekta!" Ellerini bileklerime koyup boğazımdan çekmeye çalıştı. Ama parmaklarım o kadar sıkı kavramıştı ki, açılmıyordu. "Yekta! Kendine gel!" Ne yapacağını bilmeyen babam elini saçlarıma atıp arkaya çekti. Diğer eliyle bileklerimi tutup parmaklarımı boğazımdan uzaklaştırdı.

Anında öksürüklere boğulurken, babam kendini arkaya atmış büyük gözleriyle nefes nefese beni izliyordu.

"Yekta? Sen ne yapıyordun?"

Şok olmuş sesiyle sorduğu soru kafamdaki sesleri anında susturdu.

"B-bir insan kendine bunu nasıl yapar?"

Kafamı aniden kaldırıp gözlerinin içine baktım. Boğazımın derisi çok acıyordu.

"Bilmiyorum. B-ben hiç bir şey bilmiyorum."

Dizleri üzerinde yanıma gelip elini belime koyarak yüzüme eğildi.

"Geçecek." Gülümsemeye çalışarak gözlerime baktı. "Her şey geçecek, oğlum. Ben artık buradayım. Senin yanındayım."

Parmakları saçlarıma gitti. Onları nazikçe okşayıp belimdeki eliyle beni kendine doğru bastırdı.

Ellerim titreyerek üzerindeki cekete tutundu. "Baba, ben hiç iyi değilim."

Biraz daha sıkı sardı kollarını.
"Düzelecek her şey korkma."

Yanaklarım ıslanmaya başlayınca gözlerimi sımsıkı kapatarak babamın güven veren kokusunu içime çektim.  "Korkuyorum. Elimde değil."

"Sana söz veriyorum oğlum. Baban her şeyi halledecek."

Saçlarımın üzerine küçük öpücük kondup beni daha da sıkı sardı. Sanki tüm dünyadan saklamak ister gibi. Sanki tüm pisliklerden arınmamı ister gibi.

Sanki aslında hayatımdaki her şeyi biliyormuş gibi.

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin