22. Katil

3.4K 226 72
                                    

Medya: Ares

Bölüm şarkısı: Middle Of The Night

Bir iki adım geriledim.

"Sen n-neden bahsediyorsun?"

Ares bana doğru biraz daha yaklaştığında yine geri gittim. Gözlerini gözlerimden asla çekmiyordu. Sanki kilitlenmişti.

"Ares bak ben seni a-anlamıyorum."

Dudaklarım aralandı içime titrek bir nefes çektim. Aynı anda yine ondan uzaklaşmıştım fakat mesafeyi yine kapatmıştı. Ben geri adımladıkca o üzerime geliyordu.

Sonunda sırtım duvarla buluştuğunda yutkundum.

Ares tam olarak bedenlerimiz temas edene kadar bana yaklaşmıştı.

"Şimdi söyle bana Yekta? Ne yapmalıyım sana?"

Bakışları beni korkutuyordu. Ama aynı zamanda içimde oluşan heyecan bu korkumu bastırmıştı.

Derin nefesler alırken göğsüm onun vücuduna değiyordu. Bunu durduramıyordum.

Dudaklarım aralandı fakat konuşamadım.

Çenem titremeye başlamıştı.

Aresin bakışları aralık dudaklarıma kaydı. Gözlerini dudaklarımdan çekmeden üzerime eğilmeye başladı.

Her şeyi yavaş yavaş yapması kalbimi tekletiyordu.

O üzerime eğilmeye devam ederken sol elimle kolunu tuttum aniden.

Bu Aresi durdurmadı.

Burnu burnuma temas ettiğinde gözlerimi kapattım.

Ama beklediğim şey olmamıştı.

Gözlerimi açtığımda gülmemek için kendini sıkan Aresle karşılaşmıştım. Dudaklarını bir birine bastırmıştı. Kaşlarımı çattığında benden uzaklaşıp kahkaha atmaya başladı.

Hala anlamayarak bakıyordum.

Komik olan neydi?

Elini karnına koyup eğilerek gülmeye devam etti.

Kahkahası kulaklarıma dolmaya devam ederken kalbimin kırıldığını hissettim.

Benimle oynamışmıydı?

Dudaklarımı bir birine bastırıp onu izlemeye devam ettim.

"Sen-" kahkasını durduramıyordu. Bedeni sarsılırken konuşmasına devam etti.

"Sen tam bir aptalsın." Dizleri üzerinde yerde kahkaha atmaya devam etti bir süre daha.

Bense duvara yaslanmış bir şekilde ona bakıyordum.

Yüzümde kızarıklığı hissettim. Kulaklarım bile yanıyordu sıcaktan. Gözlerim doldu dolacak öylece olduğum yerde duruyordum.

Hep bunu yapmıyor muydum zaten?

Sadece durup izliyordum.

Hayatım ellerimin arasından kayarken; kalbim paramparça olurken; babam annemi benim ellerimle öldürürken bile.

Daha sonra elini karnına koyup kahkahasını durdurdu ve başını kaldırarak dudaklarındaki gülümsemeyle bana baktı.

Yüzü gülmekten kızarmıştı.

"Cidden seni istediğimi mi düşündün?" Ellerini yere bastırıp ayağa kalktı ve yüzündeki gülümsemeyi silmeden bana yaklaşarak elini yüzüme çıkardı.

Kafamı yana eğerek onun elinden uzaklaştım. Bu haraketimle ağzından gülmeye benzer ses çıktı.

Beni aşağılıyordu.

Ama elini çekti ve iki tarafımdan duvara yaslayarak üzerime eğildi. Sol elimi göğsüne bastırarak onu itmeye çalıştım ama bileğimden tutarak başımın üzerinde duvara yasladı ve sabitledi.

Sağ elimi oynatmaya çalıştım.

Yapamadım.

Çaresizlik hissi boğazımda büyük bir düyüm yaratmıştı.

Yutkunamıyordum.

O an anladım, kalbim her kesi affetmeye yetecek kadar büyük değildi benim. Korayı affedersem kendime en büyük kötülüğü yapacaktım. Ama eğer Korayı affetmezsem Aresi de affedemezdim.

Peki Aresi affetmek için Korayı affedecek kadar yürekli miydim?

Yoksa başta babam olmak üzere hayatımdaki erkeklerin hepsini silmem mi gerekirdi?

Kulağıma yaklştı.

Kafamı yana çevirdim.

Bana temas etsin istemiyordum. Dudakları kulağıma değdiğinde elimi elinden kurtarmaya çalıştım.

"Gitmek istiyorum!"

"Gideceksin zaten merak etme. Ama önce bir şeye aydınlık getireyim."

Fısıltıyla konuşup kafasını geri çekti. Gözleri gözlerimle buluştuğunda devam etti.

"Sen benim için soğukkanlı bir katilsin Yekta. Ve eminim sana olanların hepsini hakediyorsun."

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin