Ellerimdeki her şey kayboluyor ve tutamıyormuşum gibi hissediyordum. Artık ne hissedeceğimi bile bilemiyordum aslında. Ne zaman gitmem gerek ya da gidecek yerim var mı? Bunları düşünmem gerekiyordu önce.
Babam bana nasıl bakacaktı ya da? Bundan sonra aramız farklı mı olacaktı? Hem ben inkar edebilirdim değil mi? Ona eşcinsel olmadığımı ve o adamın beni kandırdığını da söylerdim. Daha inandırıcı ola bilirdim. Çok güzel oynayabilirdim rolümü.
Kesinlikle yapardım. Fakat yapmak istemiyordum. Ya beni olduğum gibi kabul etsin ya da terk etsin, ona ihtiyacım yoktu bence.
Gözlerimi açıp kapıdan giren Ayaz'a ve yanındaki komisere baktım. İsmi Sercan'dı değil mi?
Ayaz'la göz göze geldim. Bakışlarını kaçırdı.
Ayaz karşımdaki masaya oturdu ama Sercan ayakta kaldı, elindeki mavi kapaklı dosyayı açtı. Geniş omuzları gergin duruyordu.
"Yekta Mael Taç. Yaş-"
Kapının birden açılmasıyla amcamın arkadaşı olan adam içeri girdi. Sarı saçları karışmış ve demin düzgün olan kravatı genişlemiş, beyaz gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı. Kaşlarımı çattım. Nefes nefese kapıyı kapatıp içeri geçti. Yanımdaki sandalyeye oturup gülümseyerek Ayaz'a baktı.
"Amirim ayıp olmuyor mu ama? Neden bana haber vermediniz? Yekta bey benim müvekkilim."
Ayaz kafasını yukarı kaldırmadan dosyaya bakmaya devam etti.
"Biz sizi tüm karakolda aradık zaten Deniz bey, fakat bulamadık."
Bakışlarını kaldırıp alayla Deniz beyi süzdü.
"Galiba daha önemli bir işiniz vardı."
Deniz bey hafif öksürerek boğazını temizledi.
"Evet maalesef geciktim, kusura bakmayın. Fakat benim anlam veremediğim başka bir şey var amirim."
Ayaz gözlerini kıstı ve sandalyesine yayılarak oturdu.
"Neymiş?"
Deniz beyin dudaklarındaki gülümseme gittikçe alaylı bir hal alıyordu sanki.
"Neden bu kadar işinizin ortasında basit bir okul öğrencisinin sorgusundasınız? Yoksa bu sizin için önemli mi?"
Ayaz kafasını sakince sağa doğru yatırdı.
"Bence detaylara çok fazla takılıyorsunuz Deniz bey. Müvekkiliniz Yekta bey bir fuhuş operasyonunda tutuklandı."
Bakışlarımı yüzüne çevirdim hızlıca. Dudaklarımı birbirine bastırdım, gözlerim dolmasın diye kendimi sıktım. Masanın üzerindeki elim titremeye başlayınca diğer elimle sıkıp masanın altına gizledim.
Ayaz sakladığım ellerine bakıp bakışlarını yüzüme çevirdi.
"Yani demek istediğim, suçlu olduğunu düşünmüyorum. Sadece basit bir prosedür bu. Araştırma yapılmadan dosyanın kapanması mümkün değil."
Ona bakmadım bu sefer, başımı aşağı eğdim. Utanç tüm vücudumu ele geçirmişti sanki. Ağlamak istiyordum. Babamı istiyordum.
Deniz bey elini masanın altından dizimin üzerine koydu. Hafifçe sıkıp bıraktı ve elini çekti.
"Doğru söylüyorsunuz amirim. Ve ben bu olayın mahkemeye taşınmasına kesinlikle karşıyım. Müvekkilim yetkin yaşına daha yeni girmiş biri ve okulu daha bitmedi. Kandırılması kolay biri. İnsanların iyi ya da kötü olduğunu ayırt edemeyecek kadarda saf."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZDE
Fiction généraleYekta'nın hikayesi... Psikolojik sahneler olacaktır, rahatsız olacaklar okumasın.