32. Söz

2.4K 158 13
                                    

Bölüm şarkısı: Ah canım sevgilim

Çantamı omzuma geçirip elimle saçlarımı karıştırarak sınıfta çıktım. Kulaklıklarımı takıp şarkının sesini biraz daha artırdım.

Telefonumu pantolonumun cebine yerleştirip okulun bahçesinde çıkışa doğru yürümeye başladım.

Bu gün her şey fazlasıyla sıradan olmuştu. Fakat ikinci ders telefonuma gelen mesajla kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.

Fazla korkuyordum sanırım.

İnsan ne kadar kötü şey yaşarsa yaşasın hep en kötüsü oluyordu çünkü.

Gelen videoyu izlediğimde ağlayamamıştım bile. Bu çok fazlaydı çünkü.

Çok çok fazla.

Videoda okul hayatımda yaşadığım utanc verici şeylerin çoğu vardı. Birileri bana bunlar yapılırken her şeyi gizlice çekmiş ve birleştirerek 4 dakikalık video haline getirmişti.

En acı verici saniyeler ise kafamı klozete sokarken olanıydı. O sahnede boğularak kafamı ellerinden kurtarmaya çalışıyordum.

Şarkını sesini biraz daha artırdım.

Birden kulaklığın teki çıkınca kafamı hızla yana çevirdim.

Koray.

Kulaklığın tekini kendi kulağına yerleştirdi fakat yüzünü buruşturarak tekrar kulağından çıkarması bir oldu.

"Bu kadar yüksek ses kulağa zararlı değil mi?"

Bakışları yüzüme çıkınca kaşları çatıldı.

"Yekta? Bir şey mi oldu?"

Dolu gözlerimi kırpıştırdığım anda gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başladı.

Kafamı aşağı eğdim. Yüzüne bakmak bana acı veriyordu.

"Noldu Yekta? Biri bir şey mi yaptı?"

Koluma nazikce dokunan elini hızla ittim kendimden.

Titrek bir nefes alıp dudaklarımı araladım.

"Ne mi oldu?"

Sesim fısıltıdan farksızdı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

Gözlerimi ayakkabılarından çekmeden sessizce konuşmaya devam ettim.

"Ben her şey bitti sanmıştım. Neden yine başladı? Neden ben her seferinde yeniden başlamaya çalıştıkca kendimi en dipte buluyorum? Neden? Ben size ne yaptım? Benim suçum neki? Ben kötü biri miyim?"

Karşımda hiç bir şey söylemeden durması beni daha fazla üzüyordu. O mu yapmıştı yoksa? Benimle oynuyor muydu?

Benden hoşlandığını söylemesi oyunun bir parçası mıydı?

Başımı kaldırıp afallamış yüzüne baktım. Dudaklarımın titremesi durmuyordu.

"Koray benim ne suçum var Allah aşkına? Benim hayatta olmam birilerine zarar mı veriyor?" Hıçkırıklarım cümlelerimi yarım bırakıyordu. Umursamadan devam ettim. Çünkü artık cevaba ihtiyacın vardı.

"Koray b-ben belkide ölmeliyim? Bu her kes için daha mı iyi olacak yoksa?"

Dişlerini sıkarak kollarımı iki yandan sıkıca kavradı. Kafasını iki yana salladı hızla.

"Öyle bir şey yok. Hepsi benim suçum."

Bu kez kafasıyla kendini onaylayarak devam etti. Gözlerinin dolduğunu o an fark ettim.

"Benim suçum hepsi. Ne kadar orospu çocuğu olduğumu unuttun mu yoksa?" Dudaklarında yüzündeki ifadenin aksine samimi bir tebessüm yarandı.

Bende gülümseyerek baktım ona.

"Burda tek suçu olan benim. Kendini suçlamaya kalktığın anda tüm okları bana doğrult. Tamam mı?"

Kafamı yavaşça aşağı yukarı salladım.

"Söz mü?"

Titreyen dudaklarımı aralayıp zorlukla konuştum.

"Söz."

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin