Medya: Ares
"Bende öyle düşünmüştüm."
Elindeki telefonu kulağına biraz daha bastırdı.
"Evet, evet."
Dudaklarında küçük gülümseme belirdi.
"Anladım, yeniden teşekkür ederim."
Elindeki kalemi bir kez çevirip arkasıyla sakallı çenesini kaşıdı.
"O zaman saat 16:00da?"
Karşısındaki not defterine zamanı yazıp kalemi defterin üzerine bıraktı.
"Tamam, merak etmeyin. Hoşçakalın."
Telefonu kapatıp masanın üzerine bırakırken dudaklarındaki gülümseme silinmişti. Kafasını çevirerek dikkatle onu izleyen oğluna baktı.
Yekta büyük ela gözleriyle onu izlerken sakince koltukta oturmuş babasının telefon konuşmasını dinlemişti.
Omuzları aşağı, kafası hafif eğik, elleri kucağında birleşmişti. Sol eliyle sağ elini sımsıkı tutuyor ve titremesine engel olmaya çalışıyordu.
Babası onun bu haline bakıp gözlerini kaçırdı.
"Randevuyu aldım. Saat 16:00da, bir saatlik görüşme olacak. Eminim sana iyi gelecektir. Biliyorsun zaten annen-"
Yekta lafını keserek konuştuğunda iri gözleri babasının gözleriyle buluştu.
"Annem şizofrendi! Ama ben iyiyim baba!"
Babası yine gözlerini kaçırarak ellerini bir birine sürttü.
"Annenin doktoru değil merak etme. Bu seferki daha genç. Seni iyi anlayacaktır eminim."
Yektanın gözleri dolarken dudaklarını bir birine bastırdı.
"G-gerçekten gidecek miyim yani?"
"Oğlum sadece bir saatlik bir görüşme. Belkide bir iki ilaç yazıp yollayacaktır bizi."
Yekta burnunu çekip küçük bir çocuk gibi baktı babasına.
Kızgın bir çocuk gibi.
"İstemiyorum."
"Yekta lütfen. Bunları konuşmuştuk."
"Ama baba-"
"Oğlum benim hatırım için. Senden başka hiç bir şey istemiyorum. Gözümün önünde eriyip gitmeni izleyemem kusura bakma. Yarın o görüşmeye gideceksin."
Lafını bitirip odayı terk ettiğinde Yekta gözyaşlarını serbest bıraktı. Yanakları ıslanırken yanağının kaşınmasıyla tırnaklarını sertçe yüzüne geçirerek kaşıdı. Tuzlu su alerji yapıyordu ve kaşındırıyordu.
Tırnaklarının yüzünde küçük çizikler bırakmasını umursamadan sertçe kaşımaya devam etti.
-
Bacakları titrerken dudakları arasındaki lolipopu bir kez daha diliyle çevirdi. Saçları dağınık bir şekilde gözlerinin önüne düşüyordu. Beyaz teni alerjiden kırmızılaşmıştı. Yanaklarındaki çizikler şimdi daha çok belirgindi.
Babası sorduğundaysa "Şizofrenim ben kendime zarar veriyorum." Diyerek onu susturmuştu.
Kırgındı. Ama bu kırgınlık babasına değildi. Kendine kırgındı sanki. Yaşadıklarına.
Tanrıya.
"Oğlum at artık şu şekeri istersen biraz sonra içeri gireceğiz."
Babasının sesini duydu ama umursamadan şekeri dudaklarından içeri biraz daha iterek diliyle buluşmasını sağladı.
Babası kafasını iki yana sallayarak derin bir nefes aldı. "En azından kötü alışkanlıkların yok." Fısıldayarak konuşsada Yekta duymuştu.
"Seni üzmek istemem çünkü."
Babası kafasını çevirerek oğluna afallayarak baksada Yekta yeşil kapıya bakmaya devam etti.
Yeşil kapı.
Dudaklarında küçük gülümseme belirdi.
'İyi biri miydi yoksa kötü biri miydi Ares? 'Diye düşündü.
'Belkide normal bir insandı. Sıradan.'
Dudaklarındaki gülümseme anında kayboldu.
O da sıradan olmak isterdi. Sıradan çocuk. Sıradan öğrenci. Sıradan evlat. Sıradan komşu. Sıradan arkadaş. Hatta belkide sıradan sevgili.
Kafasındaki sesler çoğalınca kulaklıklarını taktı. Müziği son ses açarak kafasını arkadaki duvara yasladı. Babası yüksek sesten dolayı şarkıyı duysa bile umursamadı.
Az sonra yeşil kapı açıldı. İçeriden klasik giyimli zayıf bir kadın çıktığında kapı biraz daha aralandı ve görüş açısına kahverengi botlar girdi.
Gözlerini biraz daha yukarı kaldırdığında babası yanında haraketlendi. Yektanın kolundan nazikce tutup onun da kalkmasını sağlarken Yekta ona ayak uydurarak yeşil kapının önüne geldi. Gözlerini aynı zamanda çıkardığı kulaklıklarından çekip karşısında kendisine afallayarak bakan adama baktı.
Gözleri anında irileşirken küçük dudakları aralandı.
Ares tam olarak karşısında duruyordu. Bir eli yeşil kapının kızıl kulpunda diğer eli ise siyah kotunun cebindeydi.
Yektanın ela gözleri onun simsiyah gözleriyle buluştuğunda Ares üzerindeki küçük şaşkınlığı atmış gülümsüyordu.
Dudaklarını araladı.
"Hoşgeldiniz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZDE
Fiksi UmumYekta'nın hikayesi... Psikolojik sahneler olacaktır, rahatsız olacaklar okumasın.