18. Yardım

4.3K 298 27
                                    

1 hafta sonra.

Teşekkür ederim hocam ilginiz için fakat elimi görüyorsunuz." Dudaklarında küçük gülümsemeyle karşısındaki kadına baktı Yekta.

"Biraz daha kötüleşmiş gibi. Doktora gitmeyi ihmal etmiyorsun değil mi?"

"Hayır hocam endişelenmenize gerek yok."

Elif hoca endişeli bakışlarını düzeltemesede dudaklarına gülümseme yerleştirip zarifce Yektanın koluna dokundu.

"Bir sorun olursa bana gelmekten çekinme."

"Teşekkür ederim, iyi günler."

Yekta arkasını dönüp koridorda yavaş adımlarla sınıfa doğru yürüdü.

Bu gün Aresle randevusu vardı fakat olanlardan sonra oraya nasıl gidebilirdiki?

Ares onu kabul eder miydi?

Dişlerini birbirine bastırıp sınıftan içeri girdi. Dersin başlamasına daha vardı. Bu yüzden iki kişinin olduğu aınıfa girip kendi sıradına ilerledi.

Biri kız diğeri erkekdi. Uzak sıralarda oturuyorlardı ve kız ön sıradan kafasını çevirip Yektaya kaçamak bakışlar atıyordu.

Yekta sargılı elini haraket ettirmemeye çalışarak montunun kolunu çıkarmaya çalıştı ama eli haraket edince öyle bir acı saplandıki küçük bir iniltiyle kafasını sıraya gömdü sakinleşmek için.

Derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı ama acı geçmiyordu. Birden kafasının üzerinde gölge hissedince başını sıradan kaldırdı.

Kız tam sırasının başında durarak ona tedirgin gözlerle bakıyordu.

"Yardım edeyim."

Kısık sesle söylediğinden sonra elini yavaşca montun koluna uzattı ve Yektaya yardım etmeye çalıştı. Önce sol elinden çıkarıp yaralı ele geçince dikkatle çekmeye çalıştı ama biraz acıtınca Yekta gözlerini sımsıkı yumup derin bir soluk bıraktı.

Kız biraz bekleyip acının geçmesini bekledi ve Yekta gözlerini açıp hazır olduğunu belli edince montu kolundan çekmek için eğilmiştiki sınıfa giren toplulukla arkadını döndü.

Yektanın bakışları kapıya kayınca Koray ve arkasından gelen üç çocuğu gördü. Hemen bakışlarını kaçırdı.

Ama kız onları görünce hemen yanından ayrılıp sırasına oturduğu için Montu kolundan çıkmamıştı daha. Kendi hallede bilirdi.

Elini montun koluna koyduğu an elinin zarifce itilmesiyle bakışlarını bunu yapana çevirdi.

Koray hiç bir şey olmamış gibi montun lastikli kolunu iyice genişleterek sargılı eline temas ettirmeden çıkardı.

Saha sonra montu katlayıp sıraya bıraktı ve Yektaya bakmadan kendi sırasına geçip oturdu.

Sınıftakilerin bakışlarındaki şaşkınlığa bakılırsa Yekta gibi onlarında böyle bir şey beklemediği ortadaydı.

Korayın oturdu sıranın önünde duran çocuk bakışlarını Yektaya dikmişti.

Yekta gözlerini çekmeye çalıştı fakat öyle korkutucu bakıyorduki hipnoz olmuş gibiydi.

Daha sonra hatırladı bu nefret dolu yüzü. 

Ona zorbalık yapanlardan biriydi. Korayın yancısı gibiydi.

Yekta daha ne olduğunu anlamadan Koray çocuğun kafasına kitabı geçirince elini kafasına atarak homurdandı.

"Napıyorsun abi ya?"

"Dön önüne."

Çocuk bir süre Koraya baktı ama lafını dinleyip önüne döndü.

Yekta bakışlarını Koraya çevirince gözleri kesişti.

Buz gibi mavi gözlere bakarken içinin titrediğini hissetti.

Yektanın içinden ürperti geçerken bu Korayın gözünden kaçmadı.

Bir süre daha bakıp kafasını diğer tarafa çevirdi.

Yekta pencereye döndü. Bir süre sonra hoca gelmiş ve ders başlamıştı.

Derse odaklanamadı.

Ve o gün Korayı affetmenin kolay olmayacağını da anlamıştı.

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin