21. Yarım kalan

3.8K 217 25
                                    

"Tarık, gidelim artık."

Ona seslenmemle konuştuğu uzun bıylu adamdan aldığı telefona flörtöz bir şekilde kendi numarasını yazdı.

Daha sonra kulağına bir şey fısıldadı ve geri çekilerek benim yanıma geldi.

Yüzümü görünce kaşları çatılmıştı.

"Bir sorun mu var? Biri bir şey mi yaptı?"

Bakışlarımı kaçırıp kafamı iki yana salladım.

"Hayır, lütfen sadece gidelim buradan."

Kolumu tutup beni kendine çevirdi.

Öfkeli yüzüyle karşılaşınca ilk afallasamda sonra kendimi toparladım.

"Yekta, ya bana sorunun ne olduğunu söylersin yada ben bulurum. Ve bunun için ilk yapacağım şey bu barı buradakilerin kafasına yıkmak olur."

Bu bakışları bana birini hatırlatmıştı.

Gözlerimin dolmasına engel olamadım.

"Eve gitmek istiyorum."

Yanağımdaki ıslaklığı hissettiğimde Tarık'ın yüzündeki duygu değişimine şahit olmuştum.

"Yekta neler oluyor Tanrı aşkına? Bir şeyler söyle."

Dudakalarımı aralamıştımki Tarık'ın bir anda arkaya doğru çekilmesiyle neler olduğunu bir an anlamadım.

Bakışlarım Tarık'ın yakasını kavrayan ve siyah gözlerini ona kitlemiş olan Aresi buldu.

"Ares."

Hemen onlara doğru adımlayıp Aresin kolunu kavradım.

"Bırak onu hemen!"

Tarık ne olduğunun farkında bile değildi. Zaten çakırkeyifti ve Arese karşı koyabilecek gücü olsa da hiç bir şeyi anlamayarak bana ve Arese bakıyordu.

"Yekta bu o orospuçocuğu mu?"

"Ares bırak onu!"

Ares Tarık'ın yakasındaki ellerini onun boğazına çıkarıp sıkıca kavradı. Tarık boğazına batan parmaklarla nefes alamayacak raddeye geldiğinde Aresin noluma vurmaya ve bağırmaya başladım.

"Bırak onu Ares! Biri yardım etsin!"

Ares gözlerini bana çevirdi.

"Sana bu o orospuçocuğu mu dedim!"

Sakin ama oldukça baskın sesiyle sordupu soruyu anlamasamda hemen o an mantıklı gelen cevapla yanıtladım.

"Hayır! Hayır o benim arkadaşım."

Ares parmaklarını gevşettiği an etrafımıza bir kaç koruma kılıklı adam gelmişti. Aresin olduğu tarafa gidip onun kolundan kavradı biri. Fakat Ares cebinden bir şey çıkarıp adama gösterdiğinde adam hemen elini çekti.

Diğerlerine bir şeyler söyleyip aralarında konuştular ve uzaklaştılar.

Yere düşmüş ve derşn nefesler almaya çalışan Tarık'ı ayağa kaldırmıştım.

Çıkışa doğru yürütürken ben ortalıkta yokken baya içtiğini farkettim. Zaten bana kızmasının başka açıklaması olamazdı.

Ve onu Koraya benzetmiştim.

Evet, sanırım Ares de onu Koray sanmıştı.

Kapıdan çıkarken Tarık'ın tanıdığı Kazım isimli adama doğru konuştum.

"Pardon, taksi çağırabilir misiniz?"

Bakışları Tarık'a kayınca hemen kafasını sallayıp elini cebine attı.

Taksi geldiğinde onu arka koltuğa oturtup kendimde yanına geçmiştim. Fakat araba daha haraket edemeden ön kapı açılmış ve içeri Ares girmişti.

Kaşlarım çatıldı.

"Ne işin var senin burada?"

"Kes sesini Yekta."

Taksici diliz aynasından bana bakıp konuştu.

"Birlikte misiniz?"

"Hayır."

"Evet."

"Abi sorununuz varsa inin başka yerde halledin. Beni bulaştırmayın."

Taksicinin bezgin tavrıyla susarak omzumda uyuyan Tarık'a baktım.

Ares konuştu.

"Arkadaşının adresini söyle istersen."

Adresi şoföre söyleyip başımı Tarık'ın başına yasladım.

Gözlerimi kapatıp radyodan gelen hafif şarkıyı dinledim bir süre.

Neredeyse 15 dakika sonra taksi apartmanın önünde durmuştu.

Taksiden inmeden Tarık'ın telefonunu alıp arkadaşını aradım ve aşağı inmesini istedim.

Gelip yardım etmeliydi çünkü Ares hiç yardım edecek gibi durmuyordu.

Arka koltuktan bakınca sırtının ne kadar gergin olduğunu ve bununda onun öfkeli olduğuna işaret ettiğini biliyordum.

Tarık'ın arakadaşı gelip Tarık'ı asansöre taşıyana kadar ona yardım ettim.

Apartmandan çıktığımda taksinin hala burada olduğunu görmüştüm.

Yeniden arka koltuğa binip evimin adresini söylediğimde araba haraket etmişti.

Biraz geçince evimin yolunun tamamen aksi yönünde haraket ettiğimizi anladım.

"Size verdiğim adrese gittiğimizden emin misiniz?"

"Abinizin sözünü dinlemelisiniz küçük bey. Daha küçük yaşta içki içmeniz onu çok sinirlendirmiş anladığım kadarıyla."

Şoförün söyeldikleriyle kaşlarım çatıldı ve şaşkınlıkla Arese baktım. Asla yerinden kımıldamıyor ve tepki vermiyodu. Zaten söyleyeceğini ben taksiden inerken şoföre söylemişti.

Abi mi?

Yok artık.

Sessiz geçen yolculuğun ardından tanıdık bir evin önünde durduğumuzda Ares taksi ücretinden fazlasını ödeyip arabadan indi.

"Sağol abi."

Benim kapımı açıp bana bakmadan beklemeye başladı. Elimi yumruk yaparak aeabadan indiğimde sağ kolumda hissettiğim yol boyu yukarı doğru yayılan sızıyla dişlerimi bir birine geçirdim.

Kapıyı arkamdan çarparak kapatıp kolumdan tuttu ve eve doğru sürüklemeye başladı.

"Neden buraya geldik Ares?"

Kolumu bırakıp evin kapısını anahtarla açtı ve belimden evin içerisine doğru itekleyip ardından kapıyı kapattı.

Daha sonra gözlerini ela gözlerime çıkarıp konuştu.

"Yarım kalan işimizi tamamlamaya."

***

Sorularınız varsa buraya bırakın lütfen.

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin