Anahtarı çevirip kapıyı araladım. Sessizlikti. Babamlar gitmiş olmalılardı.
Bakışlarımı karanlık evde gezdirerek içeri adımladım. Ayakkabılarımı çıkarıp odama doğru adımladım.
Bu gün farklı bitsin istiyordum.
Üzerimdekilere boy aynasında bakıp yüzümü buruşturdum ve dolabımı açtım. Açık mavi keten gömlek ve bej kot pantolonumu çıkarıp üzerimi değiştirdim. Aynanın karşısına geçip elime köpük sıktım ve saçlarıma şekil vermeye çalıştım.
Elimin arada titremesini umursamadan hafif buruk saçlarımı istediğim gibi şekillendirdim. Komidin üzerindeki parfümü alıp 3-4 fıs üzerime sıktım ve cüzdanla telefonunumu alarak evden çıktım.
Aynı zamanda Tarık'a daha önce gittiğimiz bara gittiğime dair kısa bir mesaj yazdım.
Taksiden inerken ücreti hızla ödeyip teşekkür ederek kapıyı kapattım. Oyalanmadan içeri geçerken, Tarık'ın arkadaşı beni görüp sessizce kenara geçti, adımlarımı yavaşlattım. Bakışlarımı etrafıma çevirdiğimde büyük ışıklı sahnede slow müzik eşliğinde dans eden çiftleri gördüm. Sanırım birinin doğum günüydü.
Umursamadan elimi saçlarıma daldırarak karıştırdım ve yüksek bar taburelerinden boş olanına oturdum.
Barmenle göz göze geldik. "Hafif bir şeyler" diyerek sesimi durması için biraz yüksek sesle konuştum. Bir yada iki dakika sonra karşıma itiken mavi renkli kokteyl tarzı içkiyi alıp dudaklarıma dayadım.
Yarım saat kadar sonra telefonuma gelen mesaj sesiyle arka cebimden çıkardım.
Tarık: Salak mısın oğlum? Önceden haber verseydin keşke. Şuan aile yemeğindeyim. Yanına gelmem mümkün değil.
Ben: Sorun yok.
Tarık: Birilerine söyle yanına gitsin yanlız içme sakın.
Ben: Senden başka kimseyi istemiyorum şuan.
Tarık: Özür dilerim oğlum lan çıkamam şuan burdan. Babamı biliyorsun.
Ben: Sorun yok. Birazdan bende kalkıcam zaten.
Tarık: Fazla içme.
Son mesaja görüldü atıp cevap yazmadan masaya bıraktım telefonu. 10 dakika kadar sonra içtiğim çeşitli içkilerle kafam allak bullak olmuştu.
Müziğin ritmiyle hafif yerimde sallanırken elimdeki içkiyi kafama diktim.Tabureden inecekken başım döndü. Az daha yere düşecekken koluma sarılan parmaklarla son anda kırtuldum. Kafamı kaldırıp baktığımda bana şefkatli gözlerle bakan orta yaşlarda bir adam olduğunu gördüm. Babamla aynı yaşlarda olmalıydı.
Alık alık yüzüne baktım. Gözlerini yüzümde gezdirip hafif gülümsedi.
"İyi misin?"
"E-evet."
Kolumu elinden çekip ellerimi masaya dayayarak kendime gelmeye çalıştım. Sanırım içkiyi fazla kaçırmıştım. Tir-tir titreyen elime baktım. Gözlerim dolmaya başladı ama ağlamamak için kendimi o kadar sıktım ki başım biraz daha dönmeye başladı.
"İyi görünmüyorsun."
"Hayır iyiyim. Teeşekkür ederim."
Yanından geçip gideceyim vakit sesini bir daha duydum.
"Biraz daha otur istersen. Kendine gelince gidersin."
Arkaya çevrilip yüzüne baktım uzun uzun. Normal bir tipti. Üzerinde gri dirseklerine kadar katlanmış gölek vardı. Altında ise siyah klasik pantolon.
![](https://img.wattpad.com/cover/300474901-288-k747870.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZDE
Ficción GeneralYekta'nın hikayesi... Psikolojik sahneler olacaktır, rahatsız olacaklar okumasın.