Korhan mayosunu değiştirip güverteye çıktı. Derin bir sessizlik vardı. Onun da ihtiyacı olan buydu. Ön tarafa giderek sandalyelerden birini uca çekerek oturdu. Uykusuz bir gece ardından gelen sıkıntılı dakikalardan sonra bu durgunluk iyi geldi. Murat'tan haber alana kadar bekleyecekti. Muhtemelen akşama doğru arkadaşı arayarak amcasının durumunu bildirirdi. Bir şey olmamasını diledi. İnsanın hayatında olan birilerini kaybetmesi çok acı verici olmalıydı. Şimdiye kadar böyle bir kayıp yaşamamıştı ama zaman geçtikçe gerçekleşeceğini biliyordu. Büyümek kayıplara hazırlıklı olmayı gerektiriyordu. Kabul edilmesi ne kadar zor olsa da bu bir gerçekti. Sabah Volkan'ı aramayı düşünmüştü fakat Murat'tan haber gelene kadar bekleyecekti. Dönecek mi yoksa kalacak mı kendisi de bilmiyordu. Kararı kesinleşince konuşacaktı. Derin bir nefes alıp arkasına yaslanarak kaykıldı. Bu gün beklemeyle geçecekti. Tam tatilin ortasında hoş olmayan bir durumdu. Eğer denizde olmasaydı o da arkadaşlarıyla dönerdi fakat bekleyecek zamanları yoktu. Biraz mecburiyetten kalmıştı. Önüne uzatılan kahve kupası ile irkildi. Düşüncelere daldığı için etrafında olanlardan haberi yoktu. Emre de onu rahatsız etmemişti.
"Kendime de yaptım"
"Teşekkür ederim"
"Hala kahvaltı teklifim geçerli"
"Yok... Canım istemiyor. Sen yeseydin"
"Yedim zaten"
Kıza bakıp tebessüm etti.
"Tatsız bir durum. Yani arkadaşının amcası..."
"Öyle..."
"Doktorlar başındaymış. Sizin yapabileceğiniz bir şey yok"
"Haklısın tabii de... Teknede olsaydım bende onlarla giderdim. Murat benim için değerli bir arkadaş"
"Anlıyorum... Olcay geldiğinde en yakın limana yanaşırız, istersen gidersin"
"Murat'tan haber gelsin de... Umarım iyi haber olur"
"Umarım"
Emre yere oturup kahvesini içerken denizi izlemeye başladı. Korhan bir süre kıza baktıktan sonra o da denize döndü. Kahveler bitti, bardaklar kurudu ama onlar yerlerinden kıpırdamadan oturdular. Uzaktan gelen motorun sesini duyan Emre hızla ayağa kalkıp elini gözlerine siper ederek baktı. Olcay'ın geldiğini görünce koşarak arka tarafa koşturdu. Korhan'da arkaya bakıp Olcay'ı görünce yanlarına gitti. Emre ve Olcay botu tekneye sabitlediler. Güverteye çıka adam Korhan'a gülümsedi.
"Ne haber?"
"İyi"
"Seninkiler inerken haber geldi. Amcayı anjiyoya almışlar"
"Murat nasıldı?"
"Endişeliydi ama sabaha göre daha iyiydi. Karşıdan ne dedilerse biraz rahatladı"
Korhan dudak büküp başını salladı. Geride bıraktığı sandalyesine tekrar döndü. Olcay, Emre'ye bakınca kız omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Emre karnım çok aç. Siz yediniz mi?"
"Ben yedim, yalnız adam istemedi"
"Adamın canı sıkıldı tabii... Yalnız kadın amcayı bahane edip nasıl terk etti bunu"
"Bende anlamadım. Kadın jet hızı ile kaçtı resmen. Bilmesek burada işkenceye maruz kaldı sanacağız"
"Bence ciddi işkence çekti. Hayatının hatırlamak istemediği tek tatili olabilir. Neyse... Bu kalacak mı gidecek mi?"
"Arkadaşından haber bekliyormuş"
"Yani..."
"Ay ne bileyim Olcay ya..."
![](https://img.wattpad.com/cover/283905430-288-k659195.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİME PEMBE KATTIM (Tamamlandı)
RomanceDüz bir çizgide giden hayat sıkıcı olurdu. Bu söze istinaden Volkan hayatı boyunca sıkılacak zaman bulamadı çünkü ne çıktığı ne de indiği yokuş bitti. Omzundaki tozları silkeleyip önüne bakmayı tercih etti. Aşkın her halini sevdi ama bir gün karşısı...