Yeni haftanın başlaması ile hareketli günler başladı. Korhan ve Emre beraber evden çıksalar da Emre bu haftanın çoğunu Benal ile çalışmaya ayırmıştı. İki kadının uyumu ve iş bitiriciliği takdire şayandı. Emre, Murat'ın yanında çeviri yaparken Korhan kapının önünden geçip duruyordu. Elleri cebinde sanki tesadüf bir geçişmiş havası vermeye çalışsa da arkadaşının dikkatini çekmişti. Beşinci geçişte Murat dayanamayarak kahkahayı patlattı. Emre yanında durduk yere gülmeye başlayan adama şaşkınca baktı. Ne olmuştu da kendi kaçırmıştı. Odada ikisi dışında kimse yoktu ve önlerinde iş ile ilgili evraklar vardı. Murat "Pardon" diyerek kalktı ve odadan çıktı. Kapının hemen yanında duran Korhan da onun gibi gülüyordu. Murat arkadaşının kolunu tutup karnını tutarak gülmeye devam etti.
"Ciğercinin kedisi gibisin"
"Ne çenesi düşük müşterilerin var Murat. Bitmiyor bir türlü"
"Sen neden hala bu kızla konuşmadın?"
"Hafta sonunu bekliyorum"
"Neden?"
Korhan göz devirdi ve "İki gün baş başa kalalım diye Murat" dedi. Aydınlanan adam "Ha..." dedi. Sonra bilmediği bir bilgiyi kulağına fısıldadı.
" Bu hafta sonu da elin boş kalabilir"
"Hi! Neden?"
"Az önce biriyle konuştu. Çevirmen lazımmış"
Korhan, Murat'ı kenara çekip Emre'nin yanına gitti.
"Emre hafta sonu ne yapıyoruz?"
"Ben yokum, seni bilmiyorum"
Murat arkadan uzanıp arkadaşının yüzüne baktı. Dudakları memnuniyetsizlikle kabardı.
"Bence hafta sonunu bekleme"
"O zaman da söyledim gitti olacak. Elim böğründe kalacağım"
"Evet, bu da olmadı. Şansına küs"
Perşembe sabahı Emre gitmişti. Korhan tüm günü somurtarak geçirdi. Murat ne zaman ağzını açacak olsa işaret parmağını kaldırıp susturmuştu. Benal, kocasına yanaşıp "Bir gün daha mı bu suratı izleyeceğiz?" dedi. O da Korhan'ın huysuzluğundan nasibini almıştı. Planları bozulmuştu ve Emre'nin ne zaman geleceğini bilmediği için yeni bir plan da yapamıyordu. Beklenildiği gibi Cuma da aynı şekilde geçti.
Korhan arabasını park edip kilitledikten sonra gayri ihtiyari kafasını kaldırıp evine baktı. Boş olduğunu biliyordu ama alışkanlıktı. O an bir elini cama yaslamış ona bakan Emre ile göz göze geldi. İkisi aynı anda gülümsediler. Korhan el sallayınca Emre hızlıca eliyle gelmesini işaret etti. Korhan'ın yürüme adımları hızlanıp uzun koşu adımlarına dönüştü. O mu koşuyordu yoksa yer mi ayaklarının altından kayıp gidiyordu belli değildi. Belki de bir bulut onu uçuruyordu. Apartman kapısına gelmesi ile otomat sesini duydu. Beklemeden merdivenlere yönelip ikişer atlayarak ikinci kata ulaştı. Emre kapıda onu bekliyordu. Karşılıklı durdular. Emre kollarını iki yana açtı.
"Beni özledin miii?"
"Özledim... Hafta sonu gelmezsin sanıyordum"
"Sürpriz yapmak istedim"
Sanki kollarından bağlanmışlarda sarılamıyorlarmış gibi kıpırdandılar. Basit bir selamlaşmanın çok daha fazlası hissediliyordu aralarında fakat ilk adımı atan yoktu. Emre kolları açık dururken Korhan daha fazla dayanamadan sarıldı. Karşılama anca bu kadar güzel olabilirdi. Kokusunu doyasıya içine çekti. Bir adım geri çekildi. Ceketinin yakalarından tutan kadın, çıkarmasına yardımcı oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİME PEMBE KATTIM (Tamamlandı)
RomantizmDüz bir çizgide giden hayat sıkıcı olurdu. Bu söze istinaden Volkan hayatı boyunca sıkılacak zaman bulamadı çünkü ne çıktığı ne de indiği yokuş bitti. Omzundaki tozları silkeleyip önüne bakmayı tercih etti. Aşkın her halini sevdi ama bir gün karşısı...