Hafta sonu Volkan için sıkıntılı geçiyordu. Oğlu sınavda ter dökerken o boş ve amaçsız dolaşıp endişe ile yoğrulmaktan nefret etti. Cumartesini atlatmışlardı ama daha Pazar günkü sınav vardı. Oyalanmak için veterinere geldi. Belki birileri gelirse zaman daha çabuk geçerdi. Kalemini ritmik olarak masaya vururken oğlu için artan endişesi ile baş etmeye çalışıyordu. Güveniyordu ve inanıyordu ama babalık içgüdüsüne de engel olamıyordu. Baba olmayı çok sevse de taşıması ağır bir yüktü. Doğru insan yetiştirmek adına pek çok hata yapabiliyordu insan. Bazen gereksiz yere üzerine gidip üzüyor, bazen ufak bir ayrıntıyı çok büyütebiliyordu. Eline kıymık batsa sanki o minicik parmaktan ormanlar çıkaracakmış gibi panik oluyordu. Çok gelgitli bir sorumluluktu fakat hayatında ki en muhteşem varlıktı oğlu.
Kapıdan giren kadın ve yanındaki küçük kıza bakıp tebessüm etti. Kızın meraklı bakışları etrafı tararken, annesi biraz çekingen olarak içeri girdi. Kısa kesim saçları ince yüzünü ortaya çıkartmış, hafif makyajı yüzüne renk katmıştı. Küçük kızın ise sarı lüle saçları iki yandan toplanmış, boncuk gözleri ile tatlı bakışları can yakıyordu. Volkan el ele içeri giren bu iki güzelin görüntüsüne hayranlıkla baktı. Oğlu canıydı fakat kız çocuklarını ayrı bi severdi. Ayağa kalkıp kibar ve sakin bir tonlama ile "Hoş geldiniz" dedi.
"Merhaba... Biz köpek almak istiyoruz daha doğrusu sahiplenmek istiyoruz. Bize yardımcı olabileceğiniz söylendi"
Volkan kotunu hafif yukarı sıyırıp küçük kızın önünde eğildi.
"Tabii yardımcı olurum. Senin gibi tatlı, yavru köpeklerimiz var. Görmek ister misin?"
Kız annesinin bacağına sokulup başını olumlu olarak salladı.
"Peki... Benim adım Volkan, senin ki ne?"
Kız hiç konuşmadan gözlerini kırpıştırdı. Hala annesinin bacağına sıkıca sarılıyordu. Volkan çekindiğini düşünerek üzerine gitmek istemedi. Sonuçta onun için yabancıydı. Ayağa kalkıp masanın üzerine uzanarak arabasının anahtarını aldı.
"Bizim barınağa gidelim, yavrular orada. Hangisini isterseniz alıp geliriz"
"Arabanızla mı gideceğiz?"
"Uçmayı bilmiyorum sadece araba ehliyetim var"
Kadın gülümsedi "Kusura bakmayın, burada hallederiz sanmıştık"
Hiç tanımadığı birinin arabasına binip bilmediği bir yere gitmek çekinmesine neden oldu. Üstelik yanında kızı da vardı. O ne kadar tereddüt ediyorsa Volkan bir o kadar rahat hareket ediyordu.
"Siz yola çıkın, ben garajdan arabayı çıkartayım" dedikten sonra tekrar ufaklığa döndü. "Yalnız küçük hanım bana isminizi bahşetmediniz, size prenses diye mi hitap etmeliyim?"
Küçük kız annesine bakıp elleri ile birkaç işaret yaptı. Kadın tebessümle başını sallayıp o da başka işaretler yaptı. Volkan karşısında işaretlerle anlaşan ikiliye şaşkınca baktı. Kızın çekindiği için konuşmadığını sanmıştı fakat anladığı kadarıyla işaret dili ile anlaşıyorlardı. İçine bir anda taş oturdu. Belli etmemeye çalışsa da çok üzüldü.
"Kızımın adı Arya, Volkan Bey... Benim de Hayal"
"Şey... Memnun oldum. Ben arabayı getireyim"
Volkan yaşadığı şoktan çıkabilmek için hızla yanlarından ayrıldı. Arabaya gidene kadar sakinleşmeye çalıştı. 'Minicik kız be... Neden konuşamıyor ki? Hayat, bu küçücük bedeni neden zorluyorsun. Doğal davranmalısın Volkan. Minik sevimliyle arkadaş olmalıyım. Farklılığını gözüne sokmaya gerek yok. Of ben nasıl anlaşacağım? Annesi yardım edecek artık. Ne de güzel kadın. Ona da zordur. Ulan kader bazen hakikaten can sıkıcı oluyorsun. Kafa göz dalasım geliyor sana' Büyük arazi aracını yola çıkartıp kendisini bekleyen anne kızın önünde durup dışarı çıktı. Arya gözleri kocaman açık, dudaklarını büzüştürerek uzatmış arabaya bakıyordu. Büyüklüğünden etkilendiği belliydi. Arka kapıyı açan Volkan binmesini bekledi ancak boyunu bir hayli aşan araca yardımsız binmesi mümkün görünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİME PEMBE KATTIM (Tamamlandı)
RomanceDüz bir çizgide giden hayat sıkıcı olurdu. Bu söze istinaden Volkan hayatı boyunca sıkılacak zaman bulamadı çünkü ne çıktığı ne de indiği yokuş bitti. Omzundaki tozları silkeleyip önüne bakmayı tercih etti. Aşkın her halini sevdi ama bir gün karşısı...