Bölüm 23:
Geçen günler Sahra'nın oradan oraya koşturması ile geçiyordu. Bir yandan annesi çeyizlerini açmaya başlamış ki bunca eşyayı ne zaman yaptığını bile bilmiyordu, bir yandan da gelinlik seçmeye çalışıyordu. Hayal ve Rüya, Sahra'ya yardımcı olabilmek için ellerinden geleni ardına koymadılar. Onlar içinde eğlence çıkmıştı. Durağan hayatlarına enerji katmıştı bu günler. Hayal her akşam Volkan'a uzun uzun yaptıklarını anlatıyordu. Volkan da sıkılmadan gözlerinin içine bakarak dinliyordu karısını. Arya uyuduktan sonra baş başa kaldıkları anlar onlar için çok değerliydi. Volkan da evcilleri ile yaşadığı komiklikleri anlatıp gülüşüyorlardı. Aile olmayı, akrabalık ilişkilerinin devinimi yakalayabilmişlerdi. Özlem duydukları hatta imrenerek izledikleri pek çok hayata kavuşmanın iç huzurunu yaşıyorlardı. Evleneli çok uzun süre olmamasına rağmen sanki yıllarını beraber paylaşmış gibi dingin bir evlilikleri vardı. Gerçi arada bu dinginliği Volkan bozuyordu ama Hayal zaten onun hareketli yapısına vurulmuştu.
Klinikte yoğun geçen günlerden biri yaşanıyordu. Her bir veteriner sürekli odalar arası geziniyorlardı. Volkan muayene odasından çıkıp "Of! Ne gün be" dedi. Zıplayarak merdivenlerden indiğinde Bugy ve yaşlı sahiplerini gördü. Bugy, adamın ayağının dibine yatmış yaşlı gözlerini zor açık tutuyordu. Volkan içi burularak yanına gitti. Kuyruğu bir kere havalanıp yere düştü. Gücü anca bu kadarına yetmişti. Yaşlı çift ağlamaklı gözlerle Volkan'a baktılar. Zaman dolmuştu ve Bugy son günlerini yaşıyordu. Volkan köpeğin yanına eğilip başını okşadı. Sözler boğazında düğümlenince dudaklarını birbirine bastırdı. Koca köpeği biraz zor da olsa kucakladı. Normalde üst katı kullanıyorlardı. Alt katta bir tane muayene odası vardı. Burayı ya acil ya da saldırgan hayvanlar için açarlardı. Bugy'nin yürüyecek dahi hali olmadığı için Volkan alt odayı tercih etti.
Köpeği masanın üzerine yatırdı. Sandalyesini hemen yanına çekip kulağının arkasını kaşıdı. Bugy'nin sevilmeyi en sevdiği yerdi. Eskiden olsa hemen sırtüstü dönüp şımarıklık yapardı ama şimdi tek becerebildiği kuyruğunu bir defa kaldırıp indirmek oluyordu. Volkan derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktı. Burada işe başladığında sahiplendirdiği ve muayene ettiği ilk köpekti. Sahipleri kedilerini kaybetmenin üzüntüsü ile gelmiş, evde kendilerinden başka bir yaşama ihtiyaçları olduğunu söyleyerek yine kedi almak istemişlerdi ama Bugy'i görünce dayanamamışlardı. Çok akıllı ve söz dinleyen bir köpekti. En kötü özelliği şımarık olmasıydı. Sınırları zorlayan bir şımarıklığı vardı. O günden sonra Volkan her ay bazen ayda iki defa Bugy ile görüştü. Hatta on beş gün kendi evinde bile bakmıştı ona. Aralarında özel bir bağ vardı. Bugy de Volkan'ı sahipleri kadar seviyordu. Kliniğe her gelişinde gitmeden önce köpek oyuncaklarının durduğu standa gider kendi için bir tane oyuncak seçip Volkan'ın önüne gelirdi. Öpücük eşliğinde hediyesini alıp giderdi.
Şimdi gözü oyuncak görmüyordu. Yaşama tutunmaya çalışıyordu. Aldığı kesik kesik nefesler Volkan'ın gözlerini dolmasına neden oldu. Yaşlılıktan düşmüş göz kapaklarını zorla açıp Volkan'a baktı. Volkan sesli bir şekilde yutkundu, dudaklarını kemirdi. Kapı açılıp Akın içeri girdiğinde Volkan'ın ifadesinden her şeyi anladı. Arkadaşının omzunu sıkıp Bugy'e doğru eğilip öptü.
"Zor nefes alıyor"
Volkan konuşamadan başını salladı. Ağlamamak için dirense de akan gözyaşına hâkim olamadı. Elini köpeğin başından hiç çekmedi. Sürekli okşadı. Bir zaman sonra başını köpeğin başına yaslayıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Akın arkasını dönüp iki elini tezgâha yaslayıp başını öne eğdi. Yılların dostu zamanını doldurmuş ve gitmişti. Kısacık ömürleri olduğunu bildikleri halde gidişlerini kabul etmek çok zordu. Özellikle de Bugy gibi bağlandıkları hayvanlardan ayrılmak çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİME PEMBE KATTIM (Tamamlandı)
RomanceDüz bir çizgide giden hayat sıkıcı olurdu. Bu söze istinaden Volkan hayatı boyunca sıkılacak zaman bulamadı çünkü ne çıktığı ne de indiği yokuş bitti. Omzundaki tozları silkeleyip önüne bakmayı tercih etti. Aşkın her halini sevdi ama bir gün karşısı...