Bölüm 19:
Akın, Sahra'nın iş yerinin kapısında bir aşağı bir yukarı yürüyordu. Heyecandan derin nefesler alıp veriyor ama aldığı nefes ciğerlerine yetmiyormuş gibi hissediyordu. Sahra kapıda belirince derin bir nefes verip gülümsedi fakat karşısındaki kadın korkulu gözlerle bakıyordu. İlk an böyle olmamalıydı. Sahra'nın sıcacık gülümsemesi nereye kaçmıştı? Yoksa bir sorun mu vardı? Bir anda beyninin içine üşüşen sorularla hızlı adımlar atıp yanına gitti ve ellerini tuttu.
"Güzelim ne oldu?"
"Bilmem ne oldu?"
"Bende onu diyorum ne oldu?"
"Öğlen ciddi ciddi seni almaya geleceğim dedin"
"Evet, yemeğe çıkartmak için dedim"
Sahra üzerinden akıp giden sıkıntı ile omuzları düştü ve gözlerini kapadı.
"Baştan söylesene. Önemli bir şey var sandım. İçim içimi yedi"
Akın sarsak bir gülümseme ile kolunu omzuna attı.
"Benim için endişelendin mi?"
"Daha çok kendim için endişelendim"
"Sana bir şey diyeyim mi?"
"De"
"Seni çok seviyorum" diyerek yanağına sulu bir öpücük kondurdu.
"Abimin yanında kalmaktan senin de ayarın kaçtı Akın. Hadi karnım aç, nereye gidiyoruz?"
"Senin sevdiğin restorana"
Sahra mutlulukla yerinde zıpladı ve el ele yürümeye başladılar. Gül sokaktaki güllerin arasından geçip loş ışıklı mekâna geldiler. Akın ilk burada onu sevdiğini söylemek istemiş ama yapamamıştı. Şimdi ise burayı özel kılmayı kafaya koymuş adam evlilik teklifini yapmak istiyordu. Bahçe masalarından birine yerleştiler, siparişlerini verdiler.
"Burada ikinci baş başa yemeğimiz"
"Evet... İlki benim için sancılıydı"
"Ya... Neden?"
"Sana açılmak istemiştim ama senden ışık alamadığım için korkmuştum"
"Sonra bana o güzel gülleri gönderdin"
"Kaç defa çiçekçiyi arayıp kapattığımı bilsen. Adam beni telefon sapığı sandı"
"O kadar mı korktun?"
"Seni tamamen kaybetme ihtimalim vardı Sahra. Oysaki ben seni hayatımın sonuna kadar yanımda istiyorum"
Akın bir anda elini alnına vurdu. Memnuniyetsiz bir yüz ifadesi belirmişti. Bu konuşma yemeğin sonunda yüzük eşliğinde olacaktı ama yokuş aşağı giden dili durmamıştı. Bazen tıkandığı gibi bazen de boşalıp gidiyordu. Sahra kıkırdamaya başlayınca "Gülme" dedi.
"Yine zamanı tutturamadım"
"Neyin zamanını?" diyen kadın aslında burada olma nedenlerini anlamıştı. Madem lafa başlamıştı devamını getirecekti. Cebinden yüzük kutusunu açıp Sahra'nın elini tuttu. Önce derin derin kadının gözlerinin içine baktı.
"Şu an burada karşımda oturman, bana böyle güzel bakman öyle inanılmaz ki... Seni tanıdığımdan beri seviyorum, sen çok özel birisin ama artık duygularıma hâkim olamıyorum. Sana olan sevgimin nasıl aşka dönüştüğünü de anlamadım. Sadece iyi ki diyebiliyorum. Benimle evlenmeyi kabul edersen dünyanın en mutlu adamı olacağım"
"Akın, ben... Seni tahmin ettiğinden daha çok seviyorum. Galiba bu aşk... Seninle evlenirsem bende dünyanın en mutlu kadını olacağım"
Akın yüzüğü kadının parmağına takıp yanına giderek sıkıca sarıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİME PEMBE KATTIM (Tamamlandı)
RomansaDüz bir çizgide giden hayat sıkıcı olurdu. Bu söze istinaden Volkan hayatı boyunca sıkılacak zaman bulamadı çünkü ne çıktığı ne de indiği yokuş bitti. Omzundaki tozları silkeleyip önüne bakmayı tercih etti. Aşkın her halini sevdi ama bir gün karşısı...