{26}

192 16 0
                                    

Oturduğum koltukta rahatsızca kıpırdanırken kafamı çevirip hemen yanımda oturan ve benden pek farkı olmayan Emir'e baktım.

Kerem'in isteği üzerine yine hep birlikte onlarda toplanmıştık. Seda, Bahar ve Burçin üçlüsü her zamanki yerlerinde otururken Emir'e rahatsız edici bakışlar atıyorlardı. Tuğçe ise Eda'yı sonunda diğerleriyle tanıştırmıştı. Ev arkadaşı olarak getirdiği ortamda yapabildiği tek şey kimseye belli etmeden Eda'ya atabildiği gülücükleriydi.

Uzun süredir sessiz olan ortamda sadece göz temasları hakimdi. Fırat ortamın gerginliğinin pek farkında olmayarak telefonundan izlediği bir videoya yüksek sesle gülerek oturduğu yerden Kerem'in yanına gitti. Sırtını Kerem'in koluna yaslarken kafasını kaldırıp "Bak şimdi izle şunu." dedi ve tekrar gülmeye başladı.

Kerem de videoyu izledikten sonra kahkaha atınca Fırat tekrar gülmeye başladı ve birkaç dakika sadece ikisinin gülmelerinin bitmesini bekledik.

Yerimden kalkıp mutfağa doğru ilerlerken Kerem'in "Nereye?" sorusuna "Sigaraya çıkıyorum." diye cevap verdim.

Mutfağa geçtikten sonra içeriden konuşma sesleri yükselmeye başlayınca "Emir! Baksana bi." diye seslendim.

Saniyesinde kapıdan içeri giren Emir'i bileğinden yakalayıp göğsüme yasladım. Özlemiştim anasını satayım! Sırf bu çocuğa dokunamıyorum diye evden çıkmak istemiyordum.

"Evimize gidelim." diye mırıldanmasına gülümseyerek karşılık verip dudaklarımı Emir'in şakaklarına bastırdım.

"Kalkarız birazdan yavrum. Gel balkona çıkalım."

Kafasını aşağı yukarı sallayıp elimi tutarak peşimden balkona çıktı. Elini bırakmadan kafasının üzerinden geçirerek Emir'in beline sarıldım. Sırtımı balkon mermerine yaslayıp bir bacağımı demire uzatırken iki bacağım arasındaki boşluğa Emir'i çekip sırtını göğsüme yasladım. Boşta kalan elimle sigara paketini açtım ve Emir'e uzattım. İçinden çektiği bir dalı dudaklarımın arasına koyduktan sonra paketin içindeki çakmağı da alıp sigaramın ucunu tutuşturdu. Çakmağı tekrar pakete koymadan önce yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.

Sigaradan derin bir nefes aldıktan sonra karşıya üfleyip dudaklarımı Emir'in saçlarına dayadım. "Huzur anasını satayım, huzur." diye mırıldanmama gülerek ensesini omzuma yasladı.

Mutfaktan gelen sesle Emir'in geri çekilme çabasını engelledim. Kolumu karnına sarıp vücudunu kendime yaslamaya devam ederken "Rahat ol." diye fısıldadım. Çünkü biliyordum ki Kerem bizim balkonda yalnız olduğumuzu bildiği halde buraya kimsenin gelmesine izin vermezdi.

Düşüncelerimin üstüne kapıdan giren Kerem'le sırıtmaya başladım. O da bize bakıp gülerken bakışlarını bana çevirip göz kırptı. İçimden tekrar bu çocuğa olan güvenimin asla boşa çıkmamasına gülerek Emir'in karnındaki elimi çekip Kerem'in ensesine sardım ve başını önümüze çektikten sonra saçlarının arasına dudaklarımı bastırıp geri çekildim. Aynı anda Emir'den yediğim dirsekle inleyerek karnımı tuttum.

Kerem, kaşlarını çatarak karşıma geçen Emir'e kahkaha atarken ben de elimdeki bitmemiş sigarayı küllüğe bastırıp söndürdüm. Tam Emir'le konuşmak için ağzımı açmıştım ki balkondan içeri giren Fırat'la söyleyeceklerimi yutmak zorunda kaldım.

"Nereye kayboldunuz bir anda? Sıkıldım içerideki kız muhabbetlerinden." diyen Fırat'la hepimiz gülmeye başladık.

"Patlama oğlum, geliyoruz işte." Kerem Fırat'ın omzuna kolunu atıp mutfaktan çıkarken Emir'i tutup kendime çektim ve dudaklarını art arda iki kere öptükten sonra mermerden kalkıp Emir'i de kolumun altına alarak Kerem'lerin peşinden içeri doğru yürüdüm.

LİMERENCE (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin